Reklam Alanı

“AÇLIK OYUNLARI”

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

 

 

Başlıktaki ifade bir filmin ismi…

 

Aslında açlık oyunları öteden beri çeşitli şekillerde yaşanan/yaşatılan bir olgu. Daha derinlerde bu oyun/yöntem de en etkili bel altı vuruşlardan biri. Rızkın engellenmesi şeklinde özetlemek mümkün ve ilahi iradeye ciddi bir müdahale. İnsanın/peygamberlerin en önemli misyonlarından biri de zaten bu oyunu kuran/kurgulayan sistemleri alaşağı etmektir.

 

İnsanı ancak, Rabbimiz Allah açlıkla terbiye edebilir. Başka bir iradenin bu yetkisi yok. Böyle bir durumun oluşması/böyle bir mekanizmanın var oluşu, işleyişi çok ciddi bir acil duruma tekabül eder. Böyle bir işleyiş var mı? Evet var. İşte küresel egemen sistem dendiğinde kastedilen de budur.

 

Küresel egemenler 7 yıl boyunca Yemen' de, şimdi de Gazze’ de yaptıkları, açlık oyunları ile sonuca ulaşmaya çalışıyorlar.  Yemen’de de yaptıkları soykırımdı. Yemen de bir soykırım mağduru. Orada da aynı koalisyon yani soykırım koalisyonu, savaşarak elde edemediği sonuçlara, açlık oyunları ile ulaşmaya çalıştı. Yıllar süren aç bırakma ablukası ve yaptırımlarla on binlerce Yemenli çocuk, açlıktan dolayı hayatını kaybetti.

 

Gazze de 20 yıla yakındır bu oyun, daha düşük yoğunluklu oynanıyordu. 7 Ekim Devrimi ile başlayan soykırım ve savaşarak kırılamayan irade bu defa açlık oyunları ile kırılmaya çalışılıyor. Nitekim açlıktan ölümler çoktandır başladı bile.

 

12 Aralık 2023’ te AA’ da yer alan bir haberden de durumun vahameti anlaşılabilir:

 

“Touma, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana aralıksız havadan, karadan ve denizden yoğun bombardımanına maruz kalan Gazze'deki duruma ilişkin BBC Radio 4'ün Today programında konuştu.

 

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında ölen Filistinlilerin sayısı 20 bin 57'ye yükseldi

 

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyi ve kuzeyine düzenlediği saldırılarda 76 Filistinliyi öldürdü

 

BMGK'de, Gazze'de insani yardımlara ilişkin karar tasarısı kabul edildi

 

UNRWA'nın sosyal medya hesabından da paylaşılan açıklamasında Touma, "Gazze'deki mevcut durum ürpertici. Nüfusun dörtte biri açlıktan ölüyor." ifadelerine yer verdi.

 

Gazze'de 600 bine yakın kişinin ciddi açlıkla mücadele ettiğine işaret eden Touma, bu durumun ablukanın sürmesi ve gıda dahil olmak üzere temel malzemelerin temin edilememesinin doğrudan bir sonucu olduğunu vurguladı.

 

BM yetkilisi Touma, "Şu anda ihtiyaç duyulan şey insani ateşkes ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın arttırılmasıdır. Geçenlerde ben oradayken insanlar sadece bundan bahsediyordu. Dehşete düşmüşler, yorulmuşlar, bitkin durumdalar. Korku içinde yaşıyorlar ve bombardıman aralıksız devam ediyor." diye konuştu.” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bm-yetkilisi-gazzedeki-mevcut-durum-urpertici-nufusun-dortte-biri-acliktan-oluyor/3090197

 

7 Ekim’ i bahane ederek ABD ve bazı ülkelerin, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) yönelik finansal desteğini durdurma kararı ise açlık oyunlarının küresel merkezli olduğunun başka bir göstergesi.

 

Sadece Gazze değil Lübnan'da yoksulluk sınırında yaşayan 200 binden fazla Filistinli mültecinin açlık oyunlarından etkilendiği bir gerçek.

 

Ve aslında açlık oyunları, değişik dozlarda ve şekillerde küresel egemen irade tarafından devrededir. Türkiye’ de yaşanan açlık oyunlarının da bu büyük oyunun bir parçası olduğunu söylemeye bile gerek yok.

 

Evet. Savaşla daha doğrusu orantısız ve kuralsız suç niteliği taşıyan vahşetle sürdürülen soykırıma, savaş oyunlarını sertleştirerek ve tehciri sağlamaya odaklanarak devam ediliyor.

 

SOYKIRIM, HIZ KESMEDEN VE YENİ YÖNTEMLER EKLENEREK DEVAM EDİYOR

Küresel koalisyonun, -artık buna soykırım koalisyonu veya soykırım ekseni de diyebiliriz- 7 Ekim bahanesi ile başlattığı facia hız kesmeden devam etmektedir. Her ne kadar unutturulmaya, ilk gündem yapmamaya hatta gündem yapmamaya başlamış olsak bile.

 

Hiçbir şey normale dönmüş değil; soykırım bitmedi, hız kesmedi ve devam ediyor.

 

Sadece Ocak ayında 6000 civarında Filistinli şehit edildi. Üstelik buna Açlık Oyunları da eklendi.

 

ACİL DURUM UYARISI

31 Ocak 2024 tarihli bir haber:

“DSÖ'nün, Gazze'deki sağlık sistemini ve sağlık çalışanlarını destekleme konusunda zorluklarla karşılaşmaya devam ettiğini vurgulayan Ghebreyesus, bugün itibarıyla Gazze'de 100 binden fazla kişinin öldüğü, yaralandığı veya kaybolduğunun varsayıldığını belirtti.” https://www.trthaber.com/haber/dunya/dso-gazze-acliktan-oluyor-833497.html

 

Açlık oyunları aslında öteden beri gelen küresel bir politikaydı. Özellikle ülkelerin vekiller vasıtasıyla soyulması, onlara yönelik/dayatılan ekonomik programlar ve sistemler, ücretlendirmeler vs küresel ekonomik/finansal resmin birer parçası.

 

Zaten hazır bir küresel tezgah. Yaptırımlar, şunlar bunlar derken tedariklerin kesilmesi ile sistemli bir açlıkla imtihan Gazze’ ye dayatılmış oldu. Filistin ve bölgedeki halklar ama özellikle tek nefes borusu olan Refah üzerindeki kesinti ile Filistin'de özellikle Gazze başta olmak üzere açlıktan ölümler başladı ve artarak devam ediyor.

 

Bu iradenin/yöntemin küresel olduğunu teyit etmeye binaen Kızıldeniz’ de mücadele eden Yemen’in Britanya tarafından tekrar açlık oyunları ile tehdit edilmesini de sırası gelmişken hatırlatmakta yarar var.

 

Aslında hangi dinden, etnikten, coğrafyadan olursa olsun; artık tarafsızlık gibi bir seçeneğin ahlaki/insani/vicdani olmadığı açık ve net olarak ortadadır. Başka netleşmiş olan bir durum da şudur: Devletlerin de bu derde derman olacak durumda olmadıkları. Geriye iş, insana/halklara/insanlık vicdanına/sivil çabalara ve inisiyatiflere kalıyor. Onların büyük çoğunluğu devletlerin politikalarına eklemlenmiş olsa da.

 

Farklı ve yeni yollar bulmalı, acil yardımları ulaştırmak için formüller üretmeliyiz. Sosyal medya üzerinden, her fikir ve kesimden gençlerin oluşturduğu, yanılmıyorsam “Filistin İçin Bin Genç” adlı sivil girişim ilk kez bu konuda iyi bir sınav veren batıdaki sivil itirazlar tarzında bir eylemde bulundu ve İsrail’ e hız kesmeden mal gönderen bir şirkete karşı sivil bir itiraz gerçekleştirdi. Ne yazık ki, eylem, hemen bastırıldı ve gençler gözaltına alındı. Böyle olmamalıydı…

 

Sivil itiraz hakkımızı ve etkinliğimizi artırmalı, hiçbir şey yokmuş havasını dağıtmalı ve normale dönmemeliyiz. Zira normal, hala çok uzakta. Artık her ferdin üzerinde görev var. Anne, baba, öğretmen, alim, akademisyen… 

 

Şunu unutmayalım ki; 7 Ekim ile başlayan süreç, devam eden ve devam edecek bir süreçtir ve tüm ümmet taraftır. Kaçan kişinin, devletin, halkın maruz kalmayacağı bir durum değildir.

 

Bu bağlamda tek başına bir ümmet olan Ramazan Hoca’ yı da rahmetle analım zira o, tek başına ciddi bir sivil itiraz, aydınlatıcı bir mürşid ve güzel bir örneklikti.

 

Canavar üreten bir topluma dönüştük. 

 

Üşüyen bir genci taksiye alan şahsın, o genç tarafından vurulmasına tanık olduk. Nedir bizi bu hale getiren?

 

Biz bu kadar cani miydik, nankör müydük? 

Toplum olarak kendimize sormalı, her fert, kendine sormalı: Neden her güzelliği bastırıyor, her iyiyi öldürüyoruz ki? Ve biz, Ramazan Hoca’yı niçin öldürdük?

“AÇLIK OYUNLARI”
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

1 Yorum

  1. Selam

    Cevapla

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.