KİMİ ADAY EDERSEK EDELİM SEÇERSİNİZ ürünü adayların çıkarılması ilk etapta şehre kötülük olarak gözükse de, karşısına saygın ve iddialı adayların çıkması sonucunu doğurması açısından şehre faydalı olabilir.
Hem öğrenilmiş çaresizlik içine düşmüş seçmene kurtuluş yolu açılır,
Hem de sonraki seçimlerde kimse ince eleyip sık dokumadan aday belirlemeye kalkmaz.
Yerel seçimlerin yeniliklere sebep olması her şehir için geçerli olması gerekirken birçok şehir için mevcudun devamı niteliği taşır.
Ancak, iddialı ve güçlü aday alternatiflerinin çıktığı şehirler müstesna.
Bu durum genellikle her eğilimden homojen ve seçici seçmene sahip olan şehirlerde her dönem kendini gösterirken bazı şehirlerde arada bir olur.
Genellikle aynı partinin basma kalıp seçim kazandığı şehirlerde, partinin çok yıpranmış ve vasatın altında adaylar göstermesi durumunda avantaja döner ve tıpkı seçici seçmeni olan bilinçli şehirlerde olduğu gibi rekabet ortamının doğmasına sebebiyet verir.
Günümüz şehirciliğinde iyiyle kötüyü ayırt etmek çok kolaydır. Hele bir de 5 yıl görevde kalmış düşük profilli bir başkanın tekrar aday edilmesi söz konusuysa bu daha kolay olur. Ortada kırık bir karne varsa ve bu karnenin sahibi olan başkan, bilinçli seçmenlerin istememesine rağmen yeni bir umutmuş gibi tekrar aday gösterilmişse, ilk etapta şehir için üzüntü verici olarak gözükse de karşısına güçlü aday çıkarılması durumunda avantaja dönüştürülmesi pek kolaydır.
Yeter ki, bilinçli kesimler eylem ve söylem birlikteliği içinde seçime kadar istikrarlı bir siyaset ortaya koysun.
Yakın siyasi tarihimizde örnekleri olduğundan, halkın geniş kesimlerinin oyumuz heba olur düşüncesinde olmaması da bir şanstır. İlk etapta yapılan anketlerde güçlü ve muhalif adayın alacağı oy yüksek çıkar. Seçime kadar bu oran düşer. Bu normaldir. Amaç, seçilebilecek oranın altına düşmeden seçim gününe yetişmek olmalıdır. Bu da ancak strateji geliştirmekle olur.
Güçlü ve muhalif olan büyükşehir adayı ve ilçe adayları haftalık mesailerinin içine ciddi bir kamp günü koymalıdır. Sahada aldıkları övgü ve sevgi ne kadar çok olursa olsun bununla yetinmeyip proje bazlı, rakamlarla ispatlı, ayağı yere basan ve hayatın akışını değiştirecek projeler üzerine çalışmaları gerekir.
İşin profesyonellerinden destek almaları en isabetli sonucu doğurur.
İlin ya da ilçenin ana sorunlarının ortaya konulmasıyla başlanmalı ve eskizleri tamamlanmış çözüm içeren projeler hazırlanmalı, millete sunulmalıdır.
Rakibin zayıflığı, kazanmak için yeterli görülmemeli ve her aday, seçilmesi durumunda birlikte çalışacağı üst yönetim ve proje ekiplerini önceden belirleyip halka sunmalıdır.
Gelişmiş demokrasilerde, seçimden sonra birlikte çalışılacak yardımcılar ve üst yönetim ismen açıklanır. Onların kendi uzmanlık alanlarında hangi projeleri kazandıracağı dahi net olarak ortaya konur. Böylece seçmenin, düşük profilli bir belediye başkanı ve düşük profilli bir ekipten, yüksek profilli bir başkan ve yüksek profilli kadrolara geçişin, neler getireceğini net olarak müşahede etmesi sağlanır.
Bu vizyonla,
Umut olarak gözüken yeni adayın, ilk günlerde gördüğü teveccüh ve oy potansiyeli ciddi oranlarda düşüşe uğramadan seçime girişi sağlanır.
Aksi taktirde kurumun imkanlarını hoyratça kullanacak olan mevcut yönetimin, aradaki farkı günü birlik menfaat sağlama argümanlarıyla kapatmasının önüne geçmek zorlaşır.
Unutulmamalıdır ki,
“Ciddi insanlar, ciddi işler yapar.”
Günümüzün yerel yönetimleri de ciddi adaylar, ciddi kadrolar ve ciddi projelerle elde edilir ve neticesinde millete faydalı olma niyeti hayata geçirilebilir.
İyi okumalar.
0 Yorum