Reklam Alanı

SURİYE'NİN KASIM SÜLEYMANİ'Sİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

 

Kasım Süleymani suikastı, ABD'nin, attığı her adımda engelle karşılaşması, tekfirci teröristlerin her ilerilmesinin engellenmesi, başta Irak olmak üzere, bölgede güç kaybetmesi, güçlü ve kararlı bir direnişle karşılaşması ve üslerini bir türlü tahkim edememesi üzerine gerçekleştirilmişti.

 

İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanlarından General Seyyid Razi Musevi’ye, İsrail tarafından Suriye’de, üç füze ile suikast düzenlenmesi de büyük ölçüde benzer nedenlerden kaynaklanmaktadır.

 

Nasıl ki Atlantik/ABD, Irak'ta kan kaybediyorken böyle bir yola başvurduysa İsrail ve ABD/Atlantik de aynı şekilde bu kan kaybının devamı olarak, Filistin'de de kan kaybettiği ve ümmetin direniş güçlerinin kuşatmasından kurtulmak için aynı yola başvurmuştur.

 

Musevi, şehit Kasım Süleymani'nin en yakın dava ve silah arkadaşıydı. Onun gibi adanmış ve şehadeti arzulayan bir şahsiyetti. Artık o da bir şehit ve o da aynı yolda ve aynı faillerce şehit edildi. Böylece şehit General Musevi de Suriye'nin Kasım Süleymani'si oldu. Dolayısıyla Netanyahu da da İsrail'in Trump'ı. Ve muhtemelen sıra Atlantik üslerinin Suriye'den de çıkarılması için Irak'taki direniş bilinci ve faaliyetlerinin arttırılmasına geldi.

*

İsrail, süper güçler etrafında fır dönerken ve ayağına gelmişken, yakaladığını düşündüğü bu fırsatı sonuna kadar kullanmak istemektedir. Gazze konusunda yapılabilecek olanın en fenasını yapmaya odaklanmış ancak esas olarak başarmak istediğini ise elde edememektedir. Bu isteği; İran ile ABD'yi savaşa tutuşturmaktır.

 

Aslına bakılırsa İran'ın da ABD'nin de bunu şiddetle arzuladığı ancak her iki taraf için de konjonktürün buna uygun olmadığı düşünülmektedir. İsrail, uluslararası toplumun kontrol ve gözetimi altında ve dünya kamuoyunun gözleri önünde Gazze'de ara verilmeyen bir soykırım yapmasına rağmen İran'ın topyekun bir savaşa dahil olmayacağını açıklaması veya hem direniş (Lübnan) hem de İran'ın böylesi bir soykırımda bile elini kolunu bağlayan stratejik sabır denilen politikasını ciddi derecede istismar ediyor ve bu sabrı çatlatmak istiyor olmasına rağmen bu denklem henüz değişmiş değil. Musevi' nin şehadeti bu konuda bir zirve oldu ve bu denklemin, bu defa da değişip değişmeyeceği merak konusu oldu.

 

İsrail, Gazze soykırımını böylesine sürdürme cüreti ve hem de onun üstüne bölgedeki direniş unsurlarına hemen hemen her gün saldırmanın dışında, tüm bu provokatif şirretliğini Musevi' nin şehadetiyle yeni bir evreye taşıdı ve öyle görünüyor ki, bu hedefinden şaşmayacak, daha fazlasını da yapmaya yeltenecektir. Çünkü başka çıkışı kalmamış ve sahiplerini, onu, Filistin direnişinin elinden kurtarmaya çağırmaya devam edecektir.

*

İran dışındaki ve direnişin dikiş tutturmak için ciddi efor harcadığı bazı yerlerde bu tür sembol isimlerin şehadeti, direnişle bu alanlar/toplumlar arasında aidiyet ilişkisini geliştirmek, direnişin tabanını güçlendirmek gibi direniş lehine olumlu etkisi olsa bile bu son cinayet stratejik sabrı çatlatmasa bile ciddi bir revizyona tabi tutmayı gerekli kılan bir nitelik arz ediyor.

 

İRAN, NE YAPACAK?

İran'ın iki açıklaması bu konuda önemsenmeli. Birincisi; Musavi'nin itikamının mutlaka alınacağı. Diğeri ise İran'ın Gazze savaşına dahil olmayacağı şeklindeki açıklama idi.

Aslında bir paradoks var ve bu paradoks her iki taraf için de geçerli. Karşı taraf hem İran'ın savaşa dahil olup bir darbe yemesini istiyor hem de savaşa dahil olmasını istemiyor ki; kendisi ağır bir darbe almasın ve sürpriz sonuçları olabilecek bir süreç başlamasın.

İsrail ve ABD'nin anlaşamadığı bir konunun bu olduğu söyleniyor yani İsrail, İran-ABD Savaşı'nın fitilini ateşleyip, işi sahiplerine havale etmek isterken, ABD bundan imtina ediyor gibi bir görüntü mevcut.

 

STRATEJİK SABRIN MAHİYETİ VE GEREKÇESİ

Stratejik sabır, Fincancı dükkanındaki fili dükkandan çıkarmaya çalışırken sabırlı olma ve bu arada daha güçlü olma, iç sağlamlığı arttırma, düşmanın iç çekişmelerle yıpranmasını bekleme, Atlantik cephesinin gerilemesini kontrollü şekilde hızlandırma, Filistin içinde direnişin çok daha donanımlı ve ivme kazanmış, her tarafta yayılmış ve yoğun bir eylemsellik gösterebileceği duruma gelmesini sağlama, yeni cepheler oluşturma, mevcut cepheleri tahkim etme, tüm unsurlar arasında gelişmiş ve etkin bir senkronizasyon oluşturma ve iyi bir pozisyon alma stratejisi, fili, yavaş yavaş dükkandan çıkarma siyaseti şeklinde tanımlanabilir. Zira Atlantik (fil), fincancı dükkanından(sömürdüğü ve işgal ettiği etki alanlarından) çıkmama konusunda direniyor...

 

İRAN, NASIL BİR CEVAP VEREBİLİR?

Yemen Ensarullah Hareketi Şura Meclisi Üyesi ve Güvenlik ve Savunma Komitesi Üyesi Abdusselam Cehaf, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanlarından Seyyid Musevi’nin İsrail tarafından Suriye’de hedef alınmasına ilişkin bir değerlendirme yaptı:

“Söylenmesi gereken bir şey var!!!

İran'ın sessizliği Siyonistlere adamlarını hedef almaları için yeşil ışık mı yaktı?

Daha önceki operasyonlarda olduğu gibi mesele gözden kaçmamalı. Cevap hakkını saklı tutmak artık uygun bir seçenek değildir!!!"

*

Anlaşılan o ki; İsrail, bu umudundan vazgeçmeyecek. Hele ki, sahada gittikçe artan ölçüde kan kaybediyorken.

İran, her zamankinden daha komplike bir cevap vermek zorunda. Ancak bu cevap, hem İsrail'in arzu ettiği hedefe ulaşmasını önleyici ve hem de sadece İsrail için değil, ABD için de caydırıcı bir nitelik taşımalıdır. Riskli olsa bile...

Muhtemelen kritik ama erken bir zamanda yani ilk fırsatta, yine vekiller üzerinden bir konsept geliştirmek isteyebilir. Paylaştığı videodan da yola çıkacak olursak; bu konseptte -yapabilirse- İsrail'in önemli isimlerinden birine veya birkaçına suikast gerçekleştirmek de yer alabilir.

Burada bir noktaya daha değinmek gerekebilir. Her zamankinden farklı bir cevap olacaksa sonraki süreçte, sadece İran'ın değil, Rusya ve Çin gibi diğer aktörlerin nasıl bir pozisyon alacakları da muhtemelen müzakere edilecektir.

Sonuç olarak, İran'ın bu defa bir sürpriz yapması kuvvetle muhtemeldir. Ve bunu, kimlerle, nerede, kimlere karşı, nasıl yapacağı ve ne yapacağını bekleyip göreceğiz.

SURİYE'NİN KASIM SÜLEYMANİ'Sİ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.