Reklam Alanı

7 EKİM DEVRİMİ BİR UMUTTUR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

 

Savaş Nereye Evrilir?

“Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!» diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” Nisa:75

İsrail teröristleri, sahada daha acıtıcı darbeler yiyor ve iç uyumunu kaybediyor. Gittikçe korkusu ve kan kaybı artıyor. Dayanıklılığı zayıflıyor... 

*

İkinci paylaşımla tecessüm eden Batı/Atlantik paradigmasının küreselleşmesi ve yayılması ile Atlantik, Filistin’ de İsrail merkezli bir tahakkümün temellerinin atılmasıyla ciddi bir üs edindi. Zamanla Ortadoğu dedikleri coğrafyayı, bu merkez etrafında şekillendirmeye ve muhasara altına almaya girişildi.

İran’ da gerçekleşen İslam Devrimi ile yeni bir sürece girildi ve zamanla İran merkezli küresel İslami Direnişi, bu günlerde sahada da görüldüğü gibi bölgeselliği de aşarak küresel aktör haline geldi ve ilk defa İsrail'siz bir Filistin, İsrail'siz bir ümmet söylemi reel anlamda tartışılır oldu…

7 Ekim Devrimi ile başlayan Ümmetin Atlantik/Emperyalizm ile yeni savaşı, safları netleştirmiştir. Üzücü de olsa Türkiye’ nin, İsrail’in/NATO’ nun yanında saf tutmasını sağladılar, ümmetin yanında durmasına müsaade etmediler. Bu imkanı ona vermediler. Öncesinde halk, uzun süren ekonomik ve zihni programlarla itiraz edebilecek konumdan uzaklaştırılmıştı…

Saflar artık bellidir ancak Türkiye' den umut krsilmemiştir. Türkiye, hala anahtar bir coğrafya ve umut olmaya da devam ediyor.

ABD’ nin bu soykırımı yapması ve devam etmesinin bir nedeni de cezasız kalacağından emin olmasıdır. Önceki tüm insanlık suçlarından dolayı yargılanmadığı gibi…

Üç ana küresel cephe artık nettir. Bu cepheler aynı zamanda Sovyetler’in dağılmasından sonra oluşan tek kutuplulukla mücadele cepheleridir. Bu üç cephe; Pasifik, Ukrayna merkezli ve Avrupa’ yı da kapsayan cephe ile Batı Asya Cephesidir. Batı Asya cephesinde Emperyalizmle/tek kutuplulukla mücadele eden ise İslam ümmetidir, aktif gücünün adı İslami Direniş, Direniş cephesi veya Direniş Ekseni olarak adlandırılır. Bu cephe, diğer iki cepheden farklı olarak küresel bir vizyona sahip ve İslam’ ı alternatif bir paradigma olarak sunuyor. Şimdilerde ıskalanan ve görmezden gelinen bu konunun ileride küresel ölçekte masaya yatırılacağına şüphe yoktur…

Savaşın bu cephede, genişleyerek devam edeceği ve çok cepheli olacağı öngörüsü makuldür zira bu tuğla, sadece Batı Asya’ da oluşmuş mekanizmayı ayakta tutmuyor. Merkezinde İsrail’in olduğu bu yapı ise küresel tek kutupluluğun ayakta kalması için en önemli mekanizma.

Başka bir ifade ile İsrail hedefinin canının yanması, hem Ortadoğu paradigmasının hem tek kutupluluğun odak noktası. Bu yüzden Atlantik, bu cephede kaybetmemek zorunda ve İslam ümmeti ve tek kutuplulukla mücadelenin diğer unsurları ise kazanma zorunda. Dolayısıyla bu savaşın durması, ateşkes sağlanması, bir ara verilmesi gibi olasılıklar, savaşın bittiği anlamına gelmeyecektir…

Yemen ile sıcak bir cephe açılırsa ya da Gazze’ de pervasızlaşmanın devam etmesi; aşamalı olarak Lübnan ve Irak cephelerinin dozu arttırması ve Lübnan'dan işgal edilmiş topraklara karadan girme, Suriye/Golan cephesinde hareketlenme, İran, Rusya ve Çin’ in sahada daha görünür olması, farklı ve etkili pozisyon alması gibi gelişmeleri tetikleyebilir. 

*

İsrail, yabancı bir vücuda nakledilmiş bir ur, bir organ, bir duvarı tutan ve çekildiğinde duvarın yıkılacağı tuğla konumundadır.

Dolayısıyla 7 Ekim Devrimi ile Siyonizmin/tek kutupluluğun yıkım süreci başlamıştır dendiğinde; bu tuğla üzerinde duran diğer tuğlaların durumu da orta veya yakın dönemde değişecektir denmiş oluyor. Zira küresel sermayenin tutsağı yapılmış Batı Asya halklarını, sadece hürriyet değil; bu hürriyetle gelecek ekonomik muhasaradan kurtulma ve açlıkla terbiye edilme seanslarının sona ermesi de beklemektedir…

Şüphesiz ki son sözümüz şudur: " Allah nurunu tamamlayacaktır."

7 EKİM DEVRİMİ BİR UMUTTUR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.