Bu seçim, geçen seçimlerden farklı olarak çok konuşmuyorum, yazmıyorum, yorum yapmıyorum… İzlemede kalıyorum. Sadece gazetecilik sorumluluğumun bilincinde davranarak, şahit olduğum bir durumu bu yazıyla paylaşmak istiyorum.
AK Parti’yi beğenirsiniz, beğenmezsiniz bu ayrı bir konu. Ama AK Parti’yi tanımadan ve okuyamadan ne muhalefet edebilirsiniz ne de bu partide bir makam elde edebilirsiniz.
AK Parti, daha doğru ifade etmek ve açık olmak gerekirse Recep Tayyip Erdoğan sürekli kendisini yenileyen bir lider ve dolayısıyla partisi de. Hem yönetim şekliyle kendisini yenileyen hem seçim stratejileriyle…
Dünyanın hiçbir yerinde, rejime zıt olan veya görülen veya öyle lanse edilen bir partinin 21 yıl iktidarda kaldığı, hatta “artık bu defa kesin bitti” denildiğinde dahi muhalefeti “tost” yapan başka bir örnek yoktur.
Akıllı liderler rakiplerini birbirlerine düşürür ve bu şekilde kendisiyle uğraşılmasına engel olur.
Gerçi bizim muhalefet daha birbirlerine düşürülmeden düştüler. Halkın tepkisinden ve AK Parti’nin yıpranmışlığından hareketle seçimi kesin alacaklarına inanıp, erken zafer sarhoşluğuna kapıldılar. Maçın 90 dakika olduğunu unutup, taktik geliştirmek yerine maçın ortasında kupayı kimin kaldıracağını tartışmaya başladılar. Hatta ikinci yarıda takımın kaptanı, takımdan habersiz bir şekilde oyuncudan çok oyunbozan birisine kupayı birlikte kaldıracakları sözünü verdiği ortaya çıktı. Yani kendiliklerinden tost makinasına dizildiler. Erdoğan’a sadece makinanın düğmesine basmak kaldı.
MUHALEFET AK PARTİ’NİN HIZINA ERİŞEMİYOR
Çoğu ülkede muhalefet ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK) iktidardan önde gider. İktidarın eli kolu bağlıdır. Muhalefet ve STK’lar kadar rahat değildir. Rahat konuşamaz, uluslar arası ilişkileri kolay kolay bozamaz, kafasına estiği gibi ekonomik politikaları değiştiremez. Bizde durum tam tersidir. İktidar çok rahat bir şekilde uluslar arası ilişkilerini değiştirebiliyor, kafasına estiği gibi ekonomik politikalarına yön veriyor.
Rahat konuşmaya gelinceye…
İşte asıl sihirli formül ve muhalefeti çaresiz kılan bu kısım. Erdoğan konuşmalarıyla ülkenin muhalefet açlığını gideriyor. Örnek vermek gerekirse, Gazze meselesinde ülke olarak sesimizi dünyaya duyuracak, haykıracak bir liderin önümüze düşmesini bekliyorduk. Başka ülkelerde muhalefetten böyle liderler çıkar ve başta kendi ülkesinin liderini katliamı yapan yönetime karşı tavır almaya ve harekete geçmeye davet eder. Bizde yine Erdoğan çıktı. Normal ülkelerde çok şaşırılacak bir durum ama bizde normalleşti artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkıp muhalefet lideri gibi konuşma yapması. Bu konuda Erdoğan’ın deha olduğunu herkes biliyor muhalif liderleri de biliyor ama itiraf edemiyor.
Bu konuyu burada kapatıp asıl meselemize geçmek istiyorum. Bir seçimin daha arifesindeyiz. Bir yandan muhalefet diğer yandan aday adayları seçime girmeye hazırlanıyor. Muhalefetten pek hayır çıkmadığını gördük ve onların tost olduğunu yazdık. Dolayısıyla aday adaylarının ekseriyeti yine AK Parti’ye başvurdu. Yine adayların açıklanmasına sayılı günler kaldığından adeta nefesler tutuldu.
ARANAN KRİTERLER VE ADAYLARIN KLASİK TAKTİKLERİ
AK Parti’nin adaylarda aradığı kriterler az-çok belli…
Mevcut belediye başkanları ile ilgili 2019’da yerel seçim vaatlerinin gerçekleşme oranı, 2018’den bu yana Erdoğan ve AK Parti oylarının ne oranda arttığı veya eksildiği, yolsuzluk ve şeffaflık konularında kamuoyunda nasıl görüldükleri, anket sonuçları ve genel politikalara katkılarının nasıl olduğu. Yenilerinde ise şaibeli isimler olmayacak, toplumda karşılığı bulunacak, kendi konumunda iyi bir kariyere gelmiş olması gibi kriterlere bakılıyor.
Tıpkı muhalefetin AK Parti’yi okuyamadığı gibi aday adayları da başvurdukları partiyi okuyamıyorlar. Tüm seçimlerde klasik taktikle aday olmayı bekliyorlar.
- Bulabildikleri kalabalıklarla müracaatta bulunup poz veriyorlar.
- Temayül öncesi kapı kapı dolaşıp veya telefonla arayıp oy istiyorlar.
- Destek aldıkları izlenimi vermek için ziyaret ettiklerinin fotoğrafını paylaşıyorlar.
- Çukurambar’da oturup kendilerini dolandırmak isteyen cambazlarla pazarlığa giriyorlar.
- Sosyal medyada bulabildikleri kadar destekle rakiplerini yıpratmaya, kendilerini övdürmeye çalışıyorlar.
- Cuma mesajı ve önemli günleri kaçırmıyorlar.
Bunların AK Parti’de hiçbir önemi yok, hiçbirine bakmıyorlar. AK Parti’nin “tost” stratejisini okuyamayan, bunu genel merkeze yansıtamayan ve seçimi nasıl alacağını izah edemeyen hiçbir aday adayının şansının olmadığını söyleyeyim. Şimdilik bu kadar, bekleyip hep birlikte göreceğiz.
0 Yorum