Bu coğrafyada en kadim iki kardeş kavim, Kürtler ve Türkler. Bin yıldır kader birliği yapmış. Keder ve tasa da bir. İyi günde kötü günde birbirine kucak açmış, evini barkını, varını yoğunu neleri varsa birbirleriyle paylaşmış. 6 Şubat zelzelesi bunun kanıtı.
Adeta, et ve kemik olmuş iki kadim ırk.
1789 Fransız ihtilali sonucunda, dünyada başlayan ırkçılık hareketi, maalesef bu coğrafyayı da etkilemiştir. Bu coğrafya da daha önce et ve kemik gibi olmuş, bu iki kahraman iki ırk, Batı’da gelişen ırkçılık dalgası, Osmanlı Devleti’ni de etkiledi. Bu etki sonucu, birçok farklı ırklar devlet arayışına girerken, Kürtler ve Türkler yine bu vatanda el ele tutuşup vatan savunmasına girdiler. Vatan savunması sırasında kucak kucağa gerektiğinde şehit oldular ya da gazi oldular. Çanakkale coğrafyası bunun en bariz örneğidir.
Ancak, Osmanlı Devleti’nin çöküşüne sebep olan ırkçılık, Batı devletlerin kışkırtıcı hareketleri sonucunda ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için de bulunan bazı uygulamalar sonucu, bu iki kardeş kavim arasında da istenmeyen bazı ırkçılık hareketleri gelişti.
Aslında Kürtler ve Türkler "İslam" ile birlikte kardeş oldular. Onları bir arada tutan en önemli değer de din birliğidir. Din birliğinin zayıflaması, sonucunda da aralarında ırkçılık husumeti başladı. Örneğin, 35 yıldır devam eden ayrılıkçı hareketler bunun en bariz örneğidir. Aynı coğrafya için, aynı devlet için, mücadele eden bir millet, ne oldu ki Bugün binlerce şehit verildi. Kendi aralarında da ki kavgadan dolayı. Bir zamanlar maalesef, doğu ve batı ayrımı yapıldı. Fırat öte tarafı diye birileri tarafından hayali bir hat çekildi. Doğu ve güneydoğu coğrafyası devletin tüm hizmetlerinden mahrum bırakıldı. Batıya giden Kürtlere kiralık ev bile verilmedi. Tüm bu ayrımcı tutumlar, ayrılıkçı terörü besleyen hareketler oldu. Bir zamanlar, Kürt dili konuşmak ve müziğini dinlemek bile yasak idi. Tüm bu yasaklar adeta, bir " hançer "gibi saplandı bu iki kavim arasına.
Şükürler olsun ki, bugün bu yasakların çoğu aşıldı. Dil de serbest, hizmette Fırat'ı bu tarafına gelmeye başladı.
Bu hizmetlerin sayesinde, tekrar bir kardeşlik iklimi yeşerdi. Dal, budak verdi.
Üstadın dediği gibi
"Din, dil bir ise millet de birdir.
Din bir ise yine millet birdir."
Bizim hamurumuz din birliği ile yoğrulmuş ve şekil bulmuştur.
Yaşasın, Kürt ve Türk kardeşliği!
Rabbim bu kardeşliğimizi ebedi kılsın. Ayırmaya çalışanlara asla fırsat vermesin.
Kalın selametle...
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum