Dünyaya gözlerini açar açmaz Lanetanyahu'nun zulmü ile karşılaşıp yahudi melunlara kalmış bu dünyadan ayrılıyorlar. Daha bir kez bile anne kucağı görmeden ve annelerinden süt emmeden.. Tıpkı Firavun'un öldürdüğü çocuklar gibi. Bütün kötü özelliklere sahip, aklalmaz türlü türlü iğrençliklerini ve vahşetlerini hiçbir dilde tam olarak ifade edecek bir kavram bulunmayan pislik ve lanetli İsrail, alabildiğince çocukları, bebekleri öldürmeyi sürdürüyor. Binlerce minik şehidin minnacık mübarek bedenleri Filistin toprağına düşmüştür.
Bombalarla parçalanan evleri başlarına yıkılıp enkaz altında kalan minik yavruların yürek parçalayıcı görüntüleri bütün dünyayı sarstığı halde İsrail'i durduramadığı gibi islam alemini de ne yazık ki harekete geçiremiyor. En hafif, rahat ve sıkıntısız bir mücadele olan İsrail ve destekçilerinin mallarını boykot uygulaması dahi sönük bir şekilde sürüyor. Müslümanların arasında yaşayan ve müslüman görünen niceleri, inadına İsrail mallarını tercih ediyor.
Bu zalim bebek katili ceberut İsrail'e çekinmeden desteklerini apaçık ifade eden ve nakdi yardımlar yapan firmaların ürünlerini boykot etmede bile ne yazık ki biz Müslümanlar yetersiz kalıyoruz. Boykot dediğimiz de savaşa girmek değil, bombalar altında kalmak değil, susuz, elektriksiz, ilaçsız, hastanesiz kalmak değil, kısacası hiçbir hareket yapmak değil, sadece ihtiyaçlarını karşılamak için zalimlerin ürünlerini almamaktır. Şimdi söyleyin bana bu kadarcık bir şeyi bile yapamıyorsak biz neye yarıyoruz Allah aşkına!
Hastaneler bombalandığı için koridorlarda enkaz yakınından fırsat bulunan her yerde canhıraş bir şekilde sağlık görevlileri bir can kurtarmak için inanılmaz bir çaba sarf ediyor yaralı minik yavruların sözleri tavırları ve şehit bebeklerin vaziyeti, İslami değerleri kulak arkasına atmış kendilerini Müslüman gören ama gerçekte İslami yaşantıları olmayan biz müslümanlara büyük dersler veriyorlar. O minik şehitlerden utanıyoruz.
Anestezi malzemesi olmadığı için ameliyatta Kur'an okuyarak dayanabilen çocuklar Kur'an'ın pasılı yüreklerimize işlememiş nurunu gösteriyor.
Şarapnel parçaları ile yaralanmış enkazın tozu içinden çıkarılan annesini babasını kardeşlerini kaybetmiş yapayalnız kalmış minik yavrular, her türlü imkanı sunduğumuz doğum günlerini kutladığımız ve alabildiğine şımarttığımız çocuklarımıza olan yaklaşımımızdan dolayı bizi utandırıyorlar.
Enkazdan Allahu Ekber diyerek çıkan minik yavru, parçalanmış çocuğunun cesedinin parçalarını toplayıp poşete koyan baba, çoktan Cennete uçmuş kanlar içindeki bebeğine sarılıp "Hasbunallah ve ni'me'l-vekil" diyen anne, bize imanımızı ve müslümanlığımızı sorgulatıyorlar.
Evet ölüm, zindan-i dünyadan Bostan-ı cınana bir göç olmakla birlikte bu dünyada İslam toplumunda ölmüş bulunan birçok İslami hasletleri diriltiyor. Tevhid dininin bölük pörçük müntesiplerinde “ittihad-İslam” fikrini uyandırıp güçlendiriyor. Sadece bu gerçekleşse bu kadar bedel ödemeye değer.
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, “Fususul Hikem” eserinde yazdığına göre, Firavun, Musa gelmesin diye yüzbinlerce bebek öldürdü ama bu bu masum bebek ruhları Musa'ya kuvvet oldu. Yüce Allah o bebeklerin kabiliyet ve kuvvetlerinin tamamını, Musa aleyhisselama ihsan etti. Ne hayret vericidir ki bütün Firavunlar kendilerini “Rab” ilan ettikleri halde bir bebekten korkmuşlardır.
Ümit ediyoruz ki İsrail Firavununun öldürdüğü minik Filistin şehitleri, bu mel’un zalimin yok edilmesinde, İslam’ın izzetinin korunmasında ve ittihad-ı İslam’a kuvvet olur.
0 Yorum