Başlıktan anlaşıldığı gibi en önemli seçimler nedir diye düşününce hemen hemen hepimiz sanırım aynı fikirde oluruz. Şu üç seçim çok önemli “iş, eş, arkadaş”.
Ben buna 3 ş diyorum. Hiçbirimiz dünyaya geldiğimiz anda anne babamızı seçemeyiz. Çoğumuz belki de mutlu olmadığı bir yuvanın beşiğinde büyümüştür.
İşte burada üç seçimimizden birisinin önemi çok büyük ki evlatların sonradan sitem ve isyan etmemesi için. Bu seçim ise “EŞ” seçimidir.
Kıymetli ve rahmetli Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU,
“Dünyanın en şanslı kişisi, eş seçimini doğru yapandır.” der.
O kadar doğru ki şu şekilde açıklama yapabiliriz:
İlk başta insan gönlünün içinde geçenle birlikte olmayı seçmeli diyorum.
Çünkü gönül işidir yuva kurmak. Buna katılmayacak kişiler olabilir saygı duyuyorum ama insan gönlünde yer vermediğine her gün zaman veremez.
Onunla mutlu anlar yaşaması çok nadirdir. Eve gelince sadece gelmesi gerektiği için gelmek zorunda hissettiği için gelir. Yemek yer, ihtiyaçlar vs. o kadın veya erkek değerli bir varlık değil bir eşya olarak görülür.
İster istemez çiftler arasında pürüzler oluşur.
Birbirine gönül vermemiş çiftlerde oluşan pürüz ufacık bir kıvılcım ise kocaman bir yanardağ olabilir.
Hakeza, insan sevdiği, gönlünde taht kurduğuna ise her gün koşarak gider. Ona çiçekler alır, gülüşle gelir ve öpücüklerle selamlar.
Bu ortamda büyüyen bir çocuk, bir birey düşünün o çocuk annesinin yüzündeki sevinci görünce mutluluğu artar, ailesiyle bağları daha sıkı fıkı olur. Ve bu çocuğun hayattaki başarı sayısı annesi ve babası çocuğunun gözünün önünde tartışan bir bireyden daha çok olur.
Bir baba çocuğunun iyi yetişmesini istiyorsa çocuğunun annesini başta iyi seçmeli sonradan çocuğunun annesini değerli hissettirmelidir. Kendini sevilen, değerli hisseden bir kadın her yeri güzelleştirdiği gibi o yuvayı da güzelleştirir.
Anne, gördüğü ilgi ve alakadan dolayı evlatlarını daha güzel yetiştirir.
Sanki bir kralın evladını yetiştirircesine. Bir yerde okumuştum. “ hayatınızın sonuna kadar beraber yaşamak istediğiniz kişiyi, yorulana kadar arayın” bence çok güzel bir yazı. Evlenmek için evlenmemeli insan. Rastgele evlilik yapmamalı.
Değer vererek, gönülde azda olsa hissederek evlilik yapılmalıdır.
Diğer bir husus ise “İŞ”. Fazla açıklamaya gerek yok. İnsan severek yapacağı işi seçmeli. Parası çok diye, izni çok diye iş seçmemeli.
Sevmeden yaptığın işin parasının boş olduğunu, psikolojin bozulunca doktora ödeyince anlıyor insan. Bu yüzden azapla gideceğin değil şevkle, zevkle, çalışırken mutlu olacağınız işi yapın. Biliyorum günümüzde herkes istediği işi yapamıyor maalesef bu biraz üzücü ancak insan hayalindeki işi, severek yapacağı işi elde edemediyse en iyi tavsiyem yaptığın işi sevmek. İş seçimi de önemli olmasının hususu psikolojik olarak insanın zihnine etki etmesi ve ister istemez günlük hayatta davranışlarımıza yansıması.
Üçüncü, önemli seçim ise “ARKADAŞ” bu da çok önemli.
İnsan beş arkadaşının ortalamasıdır der psikologlar. Çok doğru bir açıklama. Arkadaşın başarılıysa muhtemelen sende başarılı olacaksın, arkadaşın serseriyse senden serseri olacaksın.
Anlayacağınız bu üç şey üzerine sayfalarca hatta onlarca kitap yazılır. Ben kısaca değindim. Umarım sevdiğiniz iş, gönlünüzdeki kişi eşiniz, size bir şeyler katacak, sizi geliştirecek, yanlışlarınızı size söyleyecek, sizi siz olduğunuz için kabul edecek arkadaşlarınız olur.
0 Yorum