Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
* Bir namazda 12 tane farz var. Bir günde 60 farz eder. Bir Müslüman, beş vakit namazını kılmazsa, günde tam 60 kere Allahü Teâlâ’ya karşı gelmiş oluyor. Bu insan nasıl kurtulacak?
* İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü Teâlâ’ya en çok yaklaştıran şey namazdır. Namaz kılmak, Huzur-u İlahiye çıkmak demektir. Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğumuzu bilerek okumalıyız. Namazı ne olduğunu bilerek kılmalıyız.
* Huzur-u İlahide toplanmak çok büyük nimettir. Huzur-u İlahi namazdır. Allahü Teâlâ, namazdan sonra “İste kulum vereyim” diyor. Bu Saat-i İcâbedir. Hele Cuma günü öyle bir saat vardır ki, o anda yapılan dua red olmaz. Âlimler, Cuma günü (Saat-i İcabe) ikindi namazı vaktidir buyurmuşlar.
* Allahü Teâlâ İslam düşmanlarına azap etmekte niye acele etmiyor diye merak ediliyor. Buraya bir karınca gelse ve bize kafa tutsa biz onu muhatap kabul eder miyiz? Kâinata kıyasla derya yanında damla bile olmayan bu dünyada, yine dünyaya kıyasla deryada damla olmayan insanı da Allahü Teâlâ muhatap kabul etmiyor. Namaz hariç... Kul, namaza durduğunda Allahü Teâlâ onu muhatap kabul ediyor.
* Namaz kılmamak üç türlüdür. Birincisi farz olduğunu bilmiyordur, ikincisi tembellikle kılmıyordur, üçüncüsü de ehemmiyet vermiyordur. Ehemmiyet vermeyen kâfir olur. Ehemmiyet vermemek, zerre kadar da olsa üzülmemek demektir.
* Kıyamet günü hesap evvela imandan, sonra namazdandır. Tek vakit namazı kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih etmeli. Nerede ve ne şart altında olursa olsun mutlaka namaz kılmalı.
* Kur'an-ı Kerim şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifa gelmez.
* Riya olmasın diye cemaatten kaçmak ayrı bir riyadır.
* Kalbin tasfiyesi (temizlenmesi); İslamiyet’e uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid'atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur.
* Edebi gözetmeyen Allahü Teâlâ’ya kavuşamaz, yani Onun sevgili, veli kulu olamaz.
* Ehl-i Sünnet Âlimlerinin eserlerini okumalı, kıymetli nasihatlerine, hikmetli sözlerine kulak vermeli! Allahü Teâlâ, bahar yağmuru ile toprağa hayat verdiği gibi, ölü kalbleri hikmet nurları ile diriltir.
* Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüş ve bilgileri sana bedava verirler.
* Hedef birliği çok önemli. Herkesin çektiği, hedefsizlik ve belirsizliktir. Hedef birliği, muhabbeti, sevgiyi artırır.
* Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla değerini ve makamını kaybedersin.
* Hikmet, bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamaktır.
* Bir cemaat içinde, Allahü Teâlâ en çok hizmet edeni sever.
Bid’at olmayanlar
Kur'an ve Hadiste olmayıp da, İcma veya Kıyası Fukaha ile meydana gelen hükümler Bid’at değildir.
İki Bayram arasında nikah yapmak caizdir. Peygamber Efendimiz, Cuma gününe rastlayan bir Bayram günü, namazdan sonra, nikah yapması istenince, “İki Bayram arası nikah olmaz” buyurdu. Yani vakit dar, Bayramlaştıktan sonra tekrar Cuma namazı için mescide geleceğiz demek istemiştir.
Nazar için kurşun dökmek, nazar boncuğu takmak, tarlaya at kafası takmak bid’at değildir. Bunlara bakılınca, gözlerdeki şua ilk defa oraya gider ve nazar önlenir. (Hindiye)
Ölü işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. Devir ve İskat Bid’at değildir. Definden sonra, mezarlıkta, cenaze sahiplerine taziyede bulunmak bid'at değildir.
Peygamber Efendimizin âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak [mesela entari giymemek] yahut da yapmadığı şeyleri yapmak, [mesela çatal kaşık kullanmak] bid'at değildir.
Ölmüş evliyaya adak yapmak, yani mübarek bir zatı vesile edip, Allahü Teâlâ’ya yalvarmak caizdir. Mesela, “Hastam iyi olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine olmak üzere, Allah için, adak olarak bir koyun keseceğim” demek. Burada, Allahü Teâlâ için kesilen adağın sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine bağışlanıyor, onun şefaati ile, Allahü Teâlâ, hastaya şifa veriyor kazayı, belayı gideriyor. Koyunu mezar başında kesmek haramdır. Puta tapanların, put yanında kesmelerine benzememeli. Türbenin avlusu genişse, bir kenarda kesilebilir.
İşleri, Allahü Teâlâ’nın yaptığına inanarak, türbelerdeki evliyadan yardım istemek, onların hürmetine dua etmek de bid’at değildir. Hazreti Mevlana, “Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim” buyurdu. Deylemi’nin bildirdiği “Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı” Hadis-i Şerifi de, Allahü Teâlâ’nın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
0 Yorum