Reklam Alanı

GÜLŞEN-İ RÂZ’DAN ESİNTİLER

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

"İşte o gülşenden derdim bir demet-i mecaz,

Adını da koyuverdim hemen Gülşen-i Râz.

Öyle güller açmıştır ki onda bi-nazir, 

Bugüne dek kimse mislini söylememiştir..."

(Mahmût Şebusterî; Gülşen-i Râz)

 

Gülşen-i Râz, Mahmûd Şebüsterî (ö. 1340) tarafından yazılmış, tasavvuf geleneğinde çok önemli bir yeri olan bir klasik eserdir. Horasanlı sûfî Emir Hüseynî Sâdât el-Herevî’nin, 1317 yılında, varlık ve bilgi alanlarıyla ilgili sormuş olduğu on beş soruya, veciz üslup ile verilmiş cevaplardan oluşur. Sonraki dönemlerde de üzerine çokça şerhler yazılan, Mevlânâ ve İbnü’l_Arabî etkisinin görüldüğü, Gülşen-i Râz’da, Şebüsterî, ben’lik, kim’lik, düşünce, yol’culuk, kâmil insan, bir’lik, arif-irfan, Ene’l-hak, yakınlık_uzaklık, söz, göz, madde, mana güzel gibi birçok felsefi ve edebi sorunun peşinde bir yolculuğa çıkarıyor. Döneminin şartlarında özellikle tasavvuf ehli için bir rehber olan eseri, tartıştığı sorular ve verdiği cevaplar yönüyle o dönemin hâline dair bir “arzuhâl” ve de “ilmihâl” olarak okuyabiliriz. Birçok baskısı ve farklı tercümeleri olan bu klasik eserin, yakın zamanda Ketebe yayınlarından, Fatih Ermiş’in harika çevirisi ve dipnotlarıyla daha da güzelleşmiş olan baskısını meraklısına tavsiye ederken, sözü “Gül Bahçesinin Sırlarından” derlediğimiz esintilere bırakalım… 

"Kimim ben, bana benden haber ver?

Ne demek bu: "Kendi içine kıl sefer!" …

Ben dediğin şey, cândan da bedenden de evlâ,

Zaten her ikisi de cüz'üdür benin ey molla.

Ben lafzı değildir ki sadece insana mahsûs,

Ta ki diyesin "Ben ruhu kastetmiştim ale'l husus".

Kurtar kendini zamandan ve mekândan bi yol,

Koy bu cihânı kendi haline, kendi içinde cihân ol..."

 

****

"Bir çizgi bir âlemi evvelden ahire,

Cümle mahlûkât da benzer misafire..."

 

****

"Biri hakîkat denizinden inci çıkarttı, döndü hedefe,

Diğeri bir kenara koydu inciyi, sarıldı sedefe..."

 

****

"Ne kâfiyeye ne de arûza uyar ma'nâ,

Zorlasan da sığmaz öyle her kaba.

Ma'nâları, kim sözün kalıbına basa,

Kızıldeniz'i sığdırabilir misin tasa ..."

 

****

"Yok akılda o nûru görecek kudret,

 Dua et, "Ya Rab, başka göz bahşet!"

 

****

"Hakîkat kehribardır, senin zatınsa sap saman, 

Olmasaydı benlik dağın, kalkardı yol aradan..."

 

****

"Birinci adım geçmektir varliktan,

İkincisi bilmektir Hakk'ı yakin.

Bakışın ererse bu mertebeye görürsün ki,

Bir yayılmış bütün sayılara, hepsini muhtevi.

Sen o çokluksun ki aslı vahdet,

Sen o birsin ki görünür kesret.

Geçti âlemden hemen, bu sırra vâkıf olan,

Etti cüzden hareket, oldu külle revân."

 

****

"Hak Tealâ'nın zatında bulunmaz asla ikilik, 

Hazret-i Hak'ta ne gezer benlik, senlik, kişilik. 

Erersen bu sırra birdir aslında ben, sen, biz, siz, 

Bulunur mu sanırsın vahdet sırrında hiç temyiz..."

 

****

"Hak'tan başka bil ki yoktur hiç nesne el-Hak,

İster söyle Hüve'l-Hak istersen de Ene'l-Hak.

Mevhûm varlığı kıl da mutlak varlıktan cüdâ,

Bırak bu bigâneliği, ol hemen Hakk'a aşina."

 

****

"Terk eyle mahlûkâtı dilersen vuslatı Yezdan'e, 

Olursun Hakk'a aşina, oldun mu nefsine bigâne."

 

****

"Yürü Allah aşkına bırak kendini kazâya,

 Hazırla gönlünü Çalab'ın takdirine rızaya."

 

****

"Dilersen anlamak bu ma'nâyı sen de, 

Ölüm ve diriliş bulunur her dem sende. 

Yerden göğe her ne var ise bu cihanda, 

Bulunur sende misali bedende ya cânda..."

 

****

"Her ne görüyorsan bu kâinatta ayân beyân, 

O cihan güneşinin bir aksi bil onu hemân..."

 

****

"Şarâb, mum, güzel de ne demek?

Meyhâneye dadanmak mı gerek?

Şarâb, mum ve güzel tâ kendisidir manânın.

Her sûretin ardında parlar nûru Rahmânın.

Şarâb ve mum irfân nûrunun zevkidir anlarsan,

Güzeli de gör işte, değildir o kimseden penhân.

Burada bâde kandildir, mum ise ışık,

Güzel de rûhlara nûr saçan Hâlık..."

 

****

"Dostum, gönül aynanı cilala dur habire, 

Onda kendini gördükten sonra ne faide?"

GÜLŞEN-İ RÂZ’DAN ESİNTİLER
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.