Reklam Alanı

MİSAFİR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

İnsan çeşitli vesilelerle misafir olmak durumundadır. Gerçi bu dünya bir misafirhanedir, insan ebedi memlekete gitmek üzere Allah’ın misafiri olarak bir süreliğine burada konaklamaktadır. Bu, ahiret hayatı itibariyle bir misafirliktir. 

Ancak insan, ebediliğe meftun ve namzet olduğundan hiç ölmeyecekmiş gibi dünya hayatına sarılır; bu nedenle yurt edindiği yerden kısa bir süreliğine ayrılınca da misafir olur. Misafir bir ömür içinde muhtelif zamanlarda özel bir misafirlik yaşamaktadır. Bu da ahiret itibariyle değil, dünya hayatı itibariyle bir misafirliktir. 

Misafir, hareket alanı ve isteklerini karşılamada imkânları kısıtlı olduğu için bu konuda yardıma muhtaçtır. İslam dini misafire özel bir önem vermiştir. Misafire ikramda bulunmayı güzel ağırlamayı emretmiştir. Bununla ilgili olarak birçok hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Örneğin, Peygamber ASV: “Kim Allah’a ve Ahiret gününe inanırsa misafirine ikram etsin!” (Müslim, İman, 74, Hadis no: 173.) buyurarak misafire ikramı imanın gereği saymıştır. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere bütün peygamberler misafir ağırlamayı, ona ikramda bulunmayı yaşamları boyunca göstermişlerdir. Peygamberimizin de atası olan İbrahim (AS)’ın misafirperverliği dillere destandır.

Peygamberimiz (ASV) ikrama engel olunmaması adına, bir kavme misafir olan kimsenin, onların izni olmadan nafile oruç tutmamasını istemiştir. (İbn-i Mace, Sıyam, 54, Hadis no: 1763.)

İslam dini, yolculuğun sıkıntılarını dikkate alarak misafir için ibadetlerde çeşitli kolaylıklar sağlamıştır. 4 rekâtlı farz namazı iki rekâta indirdiği gibi, farz orucu kazaya bırakmaya misafir için müsaade etmiştir. Vacip olan kurban kesme ibadetinde vacipliği kaldırmıştır. Misafir de kendisine verilen değeri bilmeli ve Rabbine şükretmelidir.

İslam’ın verdiği önem nedeniyle “misafirperverlik” Müslümanların temel şiarlarından biri olmuştur. Konukseverlik de denilen misafirperverlik, çıkar düşüncesi olmaksızın yalnızca Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik olarak Müslümanlar arasında bir hayır yarışına dönüşmüştür. Avrupa medeniyetindeki konukseverlik ise yalnızca elde edilecek çıkar oranındadır. Avrupa’nın mim’siz medeniyetinde çıkarsız bir konukseverlik bulunmadığından, söz konusu bu medeniyetin zamanımızda İslam coğrafyasını büyük ölçüde etkisi altına alması sonucu misafir ağırlama özelliğinin zedelendiğini görüyoruz. 

Elbette ki bu duruma gelmesinde, gereksiz misafirliklerin, ya da misafirlik adı altında çıkar amaçlı dilenciliğin katkısı vardır.

Okulların tatile girmesinden sonra ülkenin birçok yörelerine olduğu gibi memleketimize de misafir akınları olmaktadır. Ancak bir kısım misafirlerin okul pansiyonlarında kalmak için başvurduklarına şahit oluyoruz. Sahillerdeki pahalılığa bir şey demeyip yöremize gelince “Misafire ikram” edebiyatını da kullanarak akllarınca uyanıklık edip kalma yerini beleşe çıkarmaya çalışıyorlar. Okul yetkilisini de zor durumda bıraktıklarını düşünmüyorlar.

Oysa memleketinden uzaklarda bir yere gezi düzenlemek için bazı masrafları göze almak ve hazırlık yapmak gerekir. Memleketimizde herkese ve her keseye uygun kalma yerleri, konuk evleri ve oteller mevcuttur. Devlete ait bir öğrenci pansiyonunda kalmak, amacı dışında kullanıldığı için ayrıca bir haksızlıktır. Dinin hükümlerini çıkarına alet etmek de bir vebaldir ve dine bir saygısızlıktır. Bu davranış misafirlikten çok bir çeşit dilenciliktir. 

Unutulmamalıdır ki, çıkarını dostluğun üstünde tutan, dostsuz kalır. Misafirin rahat etmesi ve umduğunu bulması için, bulduğuyla yetinmesi ve dostluğu esas alması gerekir.

MİSAFİR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.