Mevahib-i Ledünniyye ve Mirat-i Kâinat kitaplarında bildirilen faziletlerinden bazıları şöyledir:
Canlılar içinde ilk olarak Muhammed aleyhisselamın ruhu yaratıldı. Hak Teâlâ (Her şeyi senin için yarattım, sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım) buyurdu. Tevrat, İncil ve Zebur’da övülüp müjdelenmiştir.
Âmine Validemiz ona hamile olunca, bütün putlar yüzüstü devrildi. Bütün şeytanlar ve sihir yapan büyücüler âciz kalıp, işlerini yapamaz oldular. Doğunca da bütün putlar yıkıldı. Doğduğu gece, Kisra’nın sarayı yıkıldı. Mecusilerin bin yıldan beri yanan ateşi söndü. Save gölünün suyu kurudu.
Safiye Hatun anlatır:
Doğduğu gece 6 alamet gördüm:
1- Doğar doğmaz secde etti.
2- Başını kaldırıp “La ilahe illallah inni Resulullah” dedi.
3- Her taraf aydınlandı.
4- Yıkayacaktım, biz O’nu yıkadık diye bir ses işittim.
5- Göbeği kesilmiş ve sünnet edilmiş gördüm.
6- Sırtında nübüvvet mührü vardı. İki küreği ortasında “La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah” yazılı idi.
Çocuk iken, başı hizasında bir bulut gölge yapardı.
O’na salevat okumak Âyet-i Kerime ile bildirildi. Kelime-i Şehadette, ezanda, ikamette, namazdaki teşehhüdde, birçok dualarda ve Cennette Allahü Teâlâ, O’nun ismini kendi isminin yanına koymuştur.
Allahü Teâlâ, O’nu kendisine Habib [sevgili] yaptı, herkesten daha çok sevdi.
Kimseden bir şey öğrenmemiş iken, Allahü Teâlâ O’na, her ilmi, her üstünlüğü verdi. Her yerde her zaman mübarek kalbi hep Allahü Teâlâ ile idi.
Allahü Teâlâ, bütün Peygamberlere “Ya Âdem, ya Musa, ya İsa” diyerek ismi ile hitap ederken, O’na “Ya Eyyühennebiyyu, Ya Eyyüherresul” diye özel hitap ediyor.
Namazda otururken, “Esselamü Aleyke Eyyühennebiyyü ve Rahmetullahi” okuyarak, O’na selam vermek emrolundu. Namazda, başka bir Peygambere böyle söylemek caiz olmadı.
Her Peygamber kendi milletine, o ise her millete gönderilmiştir.
Her Peygamber, iftiralara kendisi cevap verdi, fakat ona yapılan iftiralara Allahü Teâlâ cevap verdi.
İsmi ile çağırmak, yanında yüksek sesle konuşmak haram idi.
Hazreti Cebrail 24 bin kere geldi. Başka Peygamberlere çok az geldi.
Mübarek hanımları müminlerin anneleri idi ve onlarla evlenmek başkalarına haram edildi.
Önünden gördüğü gibi, arkasından da görürdü.
Mübarek teri, gül gibi güzel kokardı.
Uzun kimselerin yanında iken, onlardan yüksek görünürdü.
Güneş ve Ay ışığında gölgesi yere düşmezdi.
Üstüne sinek ve başka hiçbir böcek konmazdı.
Çamaşırları, ne kadar çok giyse de hiç kirlenmezdi.
Taş üstüne basınca, izi kalır, kum üstünde iz bırakmazdı.
Sözü çok vecizdi. Az kelime ile çok şey anlatırdı.
Eshabının hepsi, Peygamberler hariç, bütün insanlardan üstündür.
Onun ümmeti de bütün ümmetlerin en üstünüdür.
Onun mübarek ismini taşıyan mümin Cennete girer.
Onu ve Ehl-i Beytini sevmek farzdır.
Hazreti Azrail, içeri girmek için izin istedi. Başka hiç kimseden izin istemedi.
Kabrinin toprağı, her yerden ve Kâbe’den daha kıymetlidir.
Allahü Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin inşaallah. (Amin)
0 Yorum