Reklam Alanı

EVLATLIK GELENEĞİNİN KALDIRILMASI

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Sahabeler, İslam’ın yeryüzünde yerleşmesinde ve yaşanmasında Allah tarafından peygamber (ASV)’ın yardımına koşturulan ilahî modellerdir. Bu nedenle Kur’an’da onlardan övgüyle söz edilir. Peygamber (ASV) da “İnsanların en hayırlısı benim asrımdır, sonra onların peşinden gelenler, sonra da onların peşinden gelenlerdir” (Müslim, Fadâilu's Sahabe, 212.) buyurarak sahabenin en hayırlı insanlar olduklarına dikkat çekmiştir. 

İşte bu ilahî modellerden biri de ilk Müslümanlardan Hazret-i Zeyd bin Harise’dir.

Daha yedi-sekiz yaşlarında iken annesiyle birlikte dayılarının ziyaretine gittikleri sırada eşkıya tarafından kaçırıldı ve köle olarak satıldı. Bir zaman sonra Mekke’ye getirildi. Daha sonra Hz. Hadice annemize yeğeni Hâkim bin Huzam tarafından hediye edildi. Hz. Hadice peygamberimizle evlendiğinde de Zeyd’i peygamberimize hediye etti. Köleliğe karşı olan Peygamber (ASV) Zeyd’i azad etti. Ancak Zeyd özgürlüğüne kavuştuğu halde, peygamber (ASV)’dan ayrılmak istemedi, O’nun hizmetine devam etti. 

Aradan yıllar geçti. Zeyd’in babası ve amcası Zed’in Mekke’de olduğunu haber aldılar ve O’nu almak üzere Mekke’ye geldiler. Peygamber (ASV) Zeyd’in babasıyla birlikte gitmesi veya yanında kalması konusunda serbest bıraktı. Zeyd, babası ve amcasıyla gitmek istemedi, peygamber (ASV)’ın yanında kalmayı tercih etti. Zeyd’in babası oğluna öfkelendi ve : “Demek sen köleliği özgürlüğe, bir yabancıyı anne ve babana tercih ediyorsun!” deyince, Zeyd: “Ben, bu zattan öyle şeyler gördüm ki, kendisine hiçbir zaman başka bir kimseyi tercih edemem!" dedi. Zeyd’in bu cevabı peygamber (ASV)’ın çok hoşuna gitti. Ve Zeyd’in kolundan tutup Kâbe’deki Hicr mahalline götürdü ve halka seslenip: “Şahid olunuz ki bundan sonra Zeyd benim oğlumdur! Ben ona varisim, o da bana varistir!” Mekkeliler birini evlat edinmek istediklerinde böyle yaparlardı. Peygamberimiz (ASV) da onların âdetine uyarak Zeyd’i evlat edindi. O günden sonra insanlar Zeyd için “Muhammed’in oğlu Zeyd” demeye başladılar; Peygamber (ASV) için de “Ebu Zeyd=Zeyd’in babası” dediler.

Peygamberimiz (ASV) Zeyd’i evlat edinmesine rağmen Zeyd, ruhuna sinmiş olan kölelik psikolojisinden bir türlü kurtulamıyordu. Ama peygamberimiz (ASV) kölelik izlerini tamamen silmek istiyordu. Bu amaçla halasının kızı Zeyneb’le onu evlendirdi. Zeyneb, otoriter vakarlı ve saygın bir hanımdı. O zamana kadar alt tabakadan biri hem de azatlı bir köle asil bir aile kızı ile evlenemiyordu. İşte bu evlilikle bu cahiliye geleneği ortadan kaldırılmış oldu. Bu asil hanım sayesinde Zeyd’in üzerindeki kölelik izlerinin silinmesi umulmuştu. 

                Zeyneb, süregelen cahiliyye kültürünün etkisiyle, Zeyd’e denk olmadığını öne sürerek bu evliliğe karşı çıktı. Zeyd de Zeyneb’e layık olmadığını düşünüyordu. Ancak bu evliliğin Allah’ın programının bir parçası olduğunu gösteren ayet nazil oldu, Zeyd’i, Zeyneb’i ve onlar gibi düşünenleri şöyle uyarıyordu: “Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır." (Azab,36.)

                Mirac gecesinde Levh-i Mahfuzda Peygamber (ASV)’a hanımlarının isimlerini gösterildi, onların içinde Zeyneb’i görünce çok şaşırdı ve bu bilgiyi kimseye açıklamadı, insanların dedikodularından çekindi, içinde gizledi. Bu durum sonradan gelen ayette “Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi içinde gizliyor ve insanlardan çekiniyordun” şeklinde yer almıştır. Bir kısım Tefsirlerde, peygamber (ASV)’ın “insanlardan çekinerek içinde gizlediği şey” konusunda yakışıksız söylentiler verilmiş ki tamamen yanlıştır. 

 Zeyd ile Zeyneb anlaşamadılar. Birkaç kez Zeyd’in boşanma talebini Resulullah geri çevirdi, “Hanımını yanında tut!” buyurdu. Sonuçta boşanmaları kaçınılmaz oldu ve boşandılar. Bu olayla ilgili olarak nazil olan ayet, Zeyd’in ismini açıkça zikrederek, Resulullah’ın içinde gizlediği şeyi Allah’ın ortaya çıkardığını ve Zeyneb’in bizzat Allah tarafından Resulullah’a nikâhlandığını bildiriyordu: 

“Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut onu boşama ve Allah’tan kork!” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirip eşini boşayınca, onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirip onları boşadıklarında, evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir engel olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.” (Ahzab,37.)

Münafıkların, “oğlunun eşini nikâhladı” söylentilerine karşı nazil olan ayette de şöyle cevap verildi:

"Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir." (Ahzab, 40.) Ayette “adamlarınız” anlamındaki “ricaliküm” tabiri, peygamber (ASV)’ın erkek çocuklarının da büyümeden vefat edeceklerine veciz ve mucizeli bir şekilde işaret etmektedir. 

İbrahim (AS)’a uygulanan ilahi bir programla insan kurban etmenin kaldırılması gibi aynı tarzda, Cahiliyye toplumunda kök salmış olan Allah’ın dinine aykırı evlatlık geleneğini ortadan kaldırmaya ilişkin ilahî plan da peygamberinin şahsında uygulamaya konmuş ve bu adet tamamen kaldırılmıştır. 

EVLATLIK GELENEĞİNİN KALDIRILMASI
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.