“Hasat için ailesiyle birlikte Şanlıurfa'dan Bursa’ ya gitmişlerdi. Mevsimlik işçi olarak tarlada çalışıyorlardı. Onlarla birlikte 4 yaşındaki Esma Nur Solmuş da tarlaya gelmiş ve bir kenarda uykuya dalmıştı. O sırada tarla sahibi kamyonetle tarlaya girdi ve fark edemediği çocuğun üzerinden geçti. Ailesinin baygın bulduğu çocuk, yine aynı kamyonetle hastaneye götürüldü. Çocuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı…”
“Mevsimlik” bir can daha feci şekilde bu dünyadan göçtü. Gurbet ellerde, evinden çok uzaklarda bir Esma Nur, soldu. Ailesine Allah’ tan sabırlar diliyoruz. Umarız artık hiçbir Esma Nur, solmaz, hayattan kopmaz.
Bu sorun da diğer tüm sorunlarımız gibi her mevsim sürüp gidiyor. Her mevsim, “mevsimlik” tarım işçisi aileler acı çekiyor ve ölüm, her mevsim bulabiliyor onları. Ya bir tarlada, ya bir sulama kanalında veya trafik kazasında...
Uzatmadan şunu rahatlıkla ifade etmek mümkün ki; bu, on yıllardır devam eden sorun, çok kısa bir sürede tamamına yakın oranda çözülebilir ve bunun çözümü bilindiği halde harekete geçilmiyor.
Şimdi saymaya kalksak ne değişecek bilmiyorum ama sorunların kaynaklandığı başka sorunlar olmalı ki; harekete geçilmiyor ve birçoğu çözülebildiği halde gerekli çaba ve özen gösterilmiyor.
İşsizlik, mülteciler, eğitim, sağlık, ulaşım, elektrik...
Perşembe günü BİHA’ nın aktardığı; “Urfa’ nın tarım sorunları bakan Yumaklı’ ya iletildi!” başlıklı habere baktım. Merak etmedim değil, elbette çiftçilerimizin halihazırda da yaşadığı elektrik vb sorunlar gündeme gelmeli, önemli çünkü ancak acaba bu, tarlada, üzerinden pikap geçen kızımız da gündeme geldi mi?
Bu vesileyle sayıları milyonları bulan ‘mevsimlik tarım işçisi aileler’ sorunsalı hakkında konuşuldu mu?
Mesela bakan, Esma Nur' un ailesini arayıp taziyelerini sundu mu veya heyete; baş sağlığı dileklerimizi ailesine iletin, mevsimlik tarım işçisi sorunu ile ilgili kapsamlı bir proje hazırladık ve filan tarihte çalışmalara başlayacağız tarzında bir şeyler söyledi mi veya?
Ya da zaten sıcak olan Urfa, artan küresel ısınma ile birlikte ciddi risklere gebe. Bu konuda başta ağaçlandırma çalışmaları olmak üzere bir makro plan hazırlıyoruz, dedi mi?
Tüm bunları sadece giden heyet için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Bu şehrin yetkililerine, giden heyetlerine acaba bu tarz şeyler söyleniyor mu?
Örneğin, hem trafiği ciddi ölçüde rahatlatacak hem şehir merkezine ciddi bir cazibe kazandıracak, şehrin çehresini değiştirecek ve iklimine de olumlu katkı sağlayacak olan Tugay Alanı ile ilgili daha önce hazırlanmış projeleri inceledik ve bu konuda gerekli çalışmaları yapmaya karar verdik, denmiş midir?
Ya da hem göç almanız hem nüfus artışı ve hem de mülteci sayısının çokluğundan dolayı konut sıkıntısı yaşanıyor. Bu enflasyonist süreçte ve alım gücünün oldukça yerlerde olduğu süreçte, konut ve kira fiyatları çok yüksek, ilk defa ev sahibi olacaklara konut imkanı sunacağız. Urfa’ da hazineye ait çok geniş alanlar mevcut, böylece uygun maliyet imkanı da olur, dendi mi?
Ne GAP Havaalanı’ nı tam kapasite çalıştırabildik ne GAP projesini tamamlayabildik. Bu yüzden keşke Gaziantep’ e kadar değil de en azından Urfa’ ya kadar getirseydik son ihaleye çıkan projede hızlı treni. Ama merak etmeyin en kısa zamanda bitireceğiz zira ekonomik açıdan da bu bir lüks değil; ihtiyaç, dendi mi?
Zaten suyun da, elektriğin de ana üretim üssü bir şehir, elektrik sorunun çözülmemiş olması ile gündem olabiliyorken, diğer konular hakkında ne yapılabilir ki?
Bir şey yapılamaz demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Hemen hemen tüm sorunlarımız, şehrimizin kendi potansiyeli ile çözülebilir.
Ciddi bir turizm şehrisiniz. Konaklama kapasiteniz sınırlı. Bu konuda kamu ve yerel yönetim işbirliği ile destek sağlayacağız, dendi mi?
Güneşiniz bol, bunu elektriğe çevirmeye yönelik ciddi ve tabana yayılan projelere ağırlık verilmeli ve bunu destekleyeceğiz, dendi mi?
Seracılığı da yaygınlaştırmalı, bu konuda çalışmalar yapacağız, dendi mi?
Boş dağlarınız var, geniş parklarınız ve kamuya ait toprak alanlarınız var; buralara zeytin ağacı ve benzer ağaçları ekelim ayrıca şehre yakın uygun noktalarda göletler oluşturalım, dendi mi?
Meraların ve tarım alanlarının betonlaşmasına izin vermeyeceğiz, dendi mi?
Mevsimlik tarım işçliğinin önüne geçmek amacıyla, topraksız çiftçileri toprak sahibi yapacağız, ve hayvancılığı da dahil ederek TİGEM benzeri yeni tarım üsleri kuracağız, dendi mi?
Besi Organize Sanayilerini maksimum 2 yılda bitirilecek şekilde bizzat kendimiz kuracağız, dendi mi?
Malum olduğu üzere ekonomik anlamda kötü bir süreçten geçiyoruz, bunları, vatandaşı da dahil ederek gerçekleştirmek istiyoruz, dendi mi?
Özetle, sonuç odaklı yaklaşıldığında, bu ve benzeri konular, vatandaşı da kendi imkanları ölçüsünde işin içine katarak projelendirildiğinde; büyük dönüşümlerin gerçekleştirilebileceği muhakkaktır.
Yeter ki denensin.
Mesela, işe Tugay Alanından başlanabilir…
0 Yorum