"Daima, terazinin ibresi vicdandır. Artık vicdan dışında hiçbir şey namusluluğu açıklayamaz." Böyle diyordu, “Klas Duruş” derslerinde Nuri Pakdil. Evet, başlığımız da Nuri Pakdil’den. Pakdil okumalarımın beni getirdiği noktada; bir “Nuri Pakdil Sözlüğü” oluşturmak istesek bazı kelimelerin ön plana çıkacağını ifade edebiliriz. Bu kelimeler: İnsan, vicdan, duruş, sorumluluk, umut, emek ve mülkiyet. Bu kavramlar birbirlerinden bağımsız da değil esasen. İnsan ancak vicdanı ile var olabilecektir. İnsanın varoluşu vicdanı kadardır. İnsan vicdanı ile hareket ederek, klas bir duruş ortaya koyabilecek, alın teri ve emekle ancak kirli mülkiyetten uzaklaşabilecek ve sorumluluğunu yerine getirmiş olabilecektir. İsterseniz sözü daha fazla uzatmadan daha önce “Klas Duruş Dersleri” başlığı ile yazdığımız yazının bir devamı niteliğinde görebileceğimiz Pakdil’in bütün kitaplarından “insan”ı ve “vicdan”ı ve “sorumluluğu” öne çıkararak; insanı, insana karşı savunan alıntılarına bırakalım…
"Herşey eksilebilirdi insanda; ama vicdan asla! Bütün karanlıklarda ışığımızdı, jeneratörümüzdü: ''Hak -Alınteri-Emek''
****
"İç'i içselleştirmede tek ölçüt: tortumuzu kusmak; vicdan'a başvurmak dönüp dönüp. Keskin, yalın, yakıcı kuşatılmış hissedebilmek: yeryüzü, insanı çağırıyor, baksana kardeşim!"
****
"Yönelişlerin en ayrıcalıklısı, insanın kendi vicdanına doğru olanıdır..."
****
İnsanın, ödün vermeden savunması gereken bir gerçek var: kendi anlamı... İnsan savunmasız bırakıldı çağımızda: tüm kendine özgü değerlerden alabildiğince soyutlandığı için... Çağın boğuntusu, insanın salt maddesel düzlemlerde yığınlaştırılmışlığında toplanıyor: eşyalaştırılan insanın çağa yansıyan acıklılığı.
****
"İn!" dedi. "İnine!" "Kalbine!" "Dünyanın sinirlerine bağla!" "Vakti!"
****
“Yeryüzünde: Her yere yapıştırılmış bir yitik ilanı: "İçi Dışı Bir İnsan".”
****
“Karanlıklığın (doğrudur: karanlıklılığın) usdışılığında savrulup gitmemek için, son tutunma noktası olsa olsa insan vicdanıdır..."
****
"Kendi kendimizi taşırken kendi kendimizi taşırabilmenin de yollarını aramalı değil miyiz?"
****
“İnsanın tükenmeyecek tek hazinesi içgücüdür.”
****
Aslında sorun şu noktada düğümleniyor: insan'dan umudumuzu kesecek miyiz, kesmeyecek miyiz?
Olumsuz yanıtlarsak, hepimizin intiharı olur bu. Oysa yaşamak istiyoruz, varolmak istiyoruz. Çünkü yeryüzü için işlevimizin tam yitmediğine inanıyoruz. Hem bizi, hem başkalarını savunarak yeniden kavuşmalıyız insana; onun tüm değerlerini aydınlığa kavuşturmak için..."
****
“ Kimliğin bütün insani özü boşaltıldıktan sonra: her yer ceza çekme yeri…”
****
"İnsanı kalbinden tutamadınız mı, görün nasıl kayıp gidecek elinizden! Kaygan, yabancı madde dolu bir şey olup çıkacak sonunda. Kalbin gereksinmelerine dikkat edilmedi mi emek de, ekmek de yitiriverir anlamını. Ne emek, ne ekmek; önce kalbimiz bozuluyor çünkü."
****
"Lekesiz durabilmek için sebat ve "Dağ Gibi Bir Duruş" göstermek gerekli. Kararlılığın sarsılmaması başka nasıl mümkün olabilir? Mütemadiyen devindirilmesi şart özkaynak ancak insanın kendi öziradesi olabilir..."
****
"Sorumluluk yabancılaşmanın karşıtıdır. Sorumluluk duyan yabancılaşamaz çünkü. Yabancılaşma, bireyin olsun, ulusun olsun, uygarlığının, kendisine yüklediği görevi bırakması anlamına gelir..."
****
“Artık insanı savunamaz bir hale geliyoruz. En acı olan da budur sanırım. Oysa her durumda savunabilmeliyiz insanı. İnsanın savunulamaz bir duruma gelinmesi sonu olur dünyanın... "
****
“Büyük bir yalnızlık içindedir çağdaş insan. Çünkü unuttuk sevgiyi, büküldü belimiz, ruhumuzun gereksinimlerini konuşmanın ayıp olduğu bir çağda insanlar idam edildi. Yana kaymış gözlerimizle, birbirimizin asılı bedenlerini seyrediyoruz ipte... Tutunmadan insana: İnsana yeniden bağlanmadan: İnsanı yeniden sevmeden: İnsanların acıları ile yeniden acılanmadan: İnsanla ulaşılacak Tanrı'ya...”
****
“Ben her an, herşeyden, herkesten, her edimimden sorumluluk duygusu içinde olmazsam, nasıl kanıtlayabilirim varlığımı"
****
"Metafiziksiz olur mu, edebilir mi insanoğlu? Metafiziksiz bir düşünce, bir tasarı, hemen yokoluverecek, hemen tükeniverecek bir düşünce, bir tasarı olmuyor mu? Ancak metafizikle besleniyorsa düsüncelerim, tasarılarım, ancak bu durumda anlayabiliyorum niçin yaratıldığımı, niçin yaşadığımı."
****
İnsan her durumda, nerede olursa olsun, ne yaparsa yapsın ‘duruşu’nu koruyabilirse, koruyabiliyorsa yolu açık olsun…”
****
"Her şey olabilir: İnsan: Yitirmemişse."
****
“Günümüzdeki insan, daha başka bir eğri, daha başka bir çarpılmışlıktır. Eti, kemiği, dışkısı, ahlakı, başkaldırısı, inancı, reddi, kabulü, özlemi, ruhu bir havanda ezilerek bulamaç olup çıkmıştır: insanın konumu"
****
"Varoluş, ancak, bir yerde olmakla mümkün. Sükûnetsizlikte insan bir yerde değildir. Hiçbiryerdedir... Yeryüzünün en melodik dili: Sükûnet..."
****
"Günbegün, saatbesaat içdenetim, içarınma, içonarım, içdonanım, içkeskinlik, içderinleşiş..."
****
"Biz eşyaya çeken her şey, alıp götürmüş olmuyor mu bir parçamızı? Belki en değerli parçamız bu! Yığılan eşya, adeta, eksilen "özümüz"; kimliğimizi aşındıran bir cadı; modern bela. Bilmiyorum çok erken mi şu soru?: Onurumu seçiyorsun, eşyayı mı?"
****
"İnsanın hayatının özü olan büyük bir amacı olmalıdır." Hiçlikçilik'in zimmetine geçmemektir önemli olan. Köklerinin peşindeki insan tasarımı. İnsana ancak içindeki ses -"Ses" gerçekten "Ses"se eğer- damgasını vurur..."
****
"Büyük sıkıştırılmışlıklarda insan her şeyi derinlemesine gözden geçirmek ister. Gücü de sanırım buradadır insanın; tekilliğini yoğunlaştırabilme eyleminde, durup durup tartıya vurabilmesinde kendi kendini."
****
"Nöbet tutuyorum ben: her noktasında: kimliğimin."
****
"İyilik yapmak duygusu içimizde iyice körelmişse, artık hangi durum savunulabilir? İnsanın özünü bu duygu oluşturmuyor mu? Et, kemik yığını kalıyor geride..."
****
"Sayın İnsan, bir dakika düşünmez misiniz?"
****
"Elindeki en küçük işi bile güzel yap, kardeşim. Güzellikle de sınanıyor değil miyiz?"
****
“Her insan yeryüzüne indirilen bir sorumluluktur... Sorumluluğa müthiş, ağır, çok ışıklı bir anlam mı yüklüyorum? Ne diyorsunuz! Öyle; sorumluluk duymayanlar, güzelliğini de kavrayamazlar ki yaşamın..."
****
"Bir tek varoluş nedeni vardı insanın sürekli aşmasıydı kendi kendini bir daha aşmasıydı ve daha da aşmasıydı bu "aşmalar" eklene eklene ulaşılacaktı erdemli bir hayata..."
****
"Kuşkusuz: İnsan önce kendi içindeki, kendisine ait şeytanı imha etmeli ki, gür ve gürbüz hazzını duyabilsin özgürlüğün..."
****
"Özgürlük, salt "sözcük" olarak dolaşıyor ortada; nerede "içeriği" bunun? Büzüldü, buruştu kurudu içi: insanın: bir şeysizlikten. Temelle bağlantımız yok da ondan bu."
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum