Reklam Alanı

BİR ZAMANLAR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Rahmetli babam, şehre gidince, bizler tüm kardeşler hep bir ağızdan "baba, bize şeker getir! Kehke(simit) getir! Çarşı(tırnaklı) ekmeği getir!" Şehirden baba gelince, etrafında dolanırdık bu isteklerimiz geldi mi? diye. Ellerini cebine atınca Rahmetli baba. O an anlardık, şeker bize verecek. Hep birlikte geçerdik sıraya şeker almak için. Tek sıra olmak şartıyla. Birkaç badem şekeri. Şeker alınca, dünyanın en mutlu çocukları olurduk gün, bir bayram havasında geçerdi. Bu sevinci, ayda bir ya da iki defa ancak yaşardık. Bu sevinci bize yaşatan, Rabbimiz' e, şükürler olsun. Rahmetli babam da Nur içinde uyusun. Gelelim günümüze. Bir şekerle dünyanın en mutlu insanı olan çocuklar, Bugün bu benzer mutluluğu yaşıyorlar mı acaba? İnanın çağımız çok değişti değerli dostlar. Eskiden bir şekerle mutlu olan çocuk, günümüzde değil şeker, çeşit çeşit şeker verseniz de yine de mutlu olamıyor. Daha neler neler istiyorlar. Sebebi ise, isteklerin çok olması. Her şeyin bol olması. İsterseniz şehir de olsun, isterseniz köyde olun, bu nimetleri her yerde bulabilirsiniz. Onun için, nimete karşı şükür azaldı. Rabbimize ne kadar şükür etsek azdır. Unutmayalım. Şükür, nimeti arttırır. Onun için, çocuklarımız yaramaz oldu. Onun için büyüklere karşı saygı azaldı. Onun için çocuklarımız farklı arayışlar içine girdiler. Ne şeker ne dondurma ne de başka nimetler onları mutlu edemedi. Her şey bol. Bunlar sıradan olunca, çocuklar farklı şeyler aramaya, istekleri bulmaya başladılar. Uyuşturucu, telefon bağımlılığı, sigara vb. Şeyler çoğaldı. Peki, bize düşen görev nedir? Bizler, büyükler olarak eski durum ile, yeni durumu çocuklarımıza anlatmalıyız. Bu farklı durumu, bir film şeridi gibi onlara anlatmalıyız. Bu farklı durumu bilmeyen çocuklarımız ne mutlu olurlar ne de sonsuz isteklerden vazgeçerler. Geçmişini bilmeyen, bugüne ve yarına aydınlık gözler ile bakamaz. Kalın selametle...
BİR ZAMANLAR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.