Yaşadığımız modern toplumda, birçok kimsenin ağzına pelesenk olmuş bir söz vardır: Dünya ya da zaman çok kötü olmuştur demeleridir?
El-insaf yahu, yaşadığımız zaman diliminde, sahip olduğumuz sayısız imkân ve nimetler; daha önce hangi topluma verilmiş ve nasip olmuştu acaba hiç düşündük mü?
Modernleşme serüveniyle birlikte, dünya genelinde büyük bir sekülerleşme hastalığının yayıldığı gerçeğini görmezden gelemeyiz... Çağ değişti söyleminin arkasına sığınan fert ve toplumlar; insana ait olan değerler bütününün her zaman ve her dönemde geçerli olduğunu unutunca, olan oluyor zaten. Ne hazin bir olaydır ki, dünyevileşmeyle birlikte; daha önce davası, ülküsü, hedef ve arzuları olan insanlar, hepsini birer birer kaybettiler.
İnsanın teknolojinin göz kamaştıran gelişimi/varlığı karşısında, kendinden geçip, ona teslim olmakla kölesi durumuna düştüğü inkâr edilebilir mi?. Onun için modernizm/seküler yaşam tarzı insana/insanlığa bir verirken; onun yerine on, yirmi hatta daha fazlasını almakla onu robotlaşdırdı. Bu gün, toplumun hal-i pür melaline bakıldığında, insanların manevi bir esaretin altında inim inim inlediğini, ruhen/manen hasta olduğunu müşahede etmekteyiz!... Dünyevîleşme bir virüs gibi, hangi insanın/toplumun bedenine girdiyse, orayı istila edip, tahrip etmedikçe de ayrılmadı! Rabbimiz Kerim kitabımız Kur'an'i kerimde, Dünyevîleşme tehlikesine karşı bizi şöyle uyarmaktadır:
"Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir.Eğer iman eder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, Allah size mükafatınızı verir ve sizden mallarınızı tamamen harcamanızı da istemez. (Muhammed Suresi 36.Ayet)
Başka bir ayeti kerimesinde:
"Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesi/süsüdür. Allah'ın yanında olan ise. daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?" (28/Kasas, 60) buyurmakla, kullarını Dünyevîleşme tehlikesine karşı uyarmaktadır!
Şu ayette de, dünya hayatının aldatıcılığı ne güzel anlatılmaktadır:
"Ey insanlar. Allah'ın vaadi gerçektir: sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (Seytan) Allah'ın affına güvendirmek suretiyle sizi aldatmasın." (35/Fâtır, 5)
İlahi beyan ile, can alıcı bir noktaya dikkatlerimiz çekilmektedir! Şimdi düşünelim, dünya mı yoksa dünyevileşmek mi kötü? Allah Azze ve Celle, dünya ve içindekileri; biz insanların meşru çerçeve içerisinde istifade edelim diye yaratmıştır. Bu ikramı yapan Rabbimiz, insanları başı boş bırakmamış, nasıl yaşaması gerektiğine dair kitap ve peygamberler göndermekle, ona asli vazifesi de hatırlatılmıştır! Dünya ve içindekilerin, birer emanet olduğunu beyan etmiş, meşru olarak tayin ettiği sınırları ihlal ettiği takdirde; karşılığının cezasız kalmayacağını da hatırlatmıştır... Modern dünyada, insanların kahır ekseriyeti; yukarıda geçen ayetlerdeki emir ve uyarıları ya unutmuş, ya göz ardı ya da kâle almadığından dolayı, seküler/dünyevi hayatı benimsemiştir!
Dünyevîleşen insan; Şeytan ve egosuna yenik düşünce, artık nefsinin istediği her şeye bulaşır. Sonra da nasıl olsa Allah affeder, şeytanın kendisine verdiği vesveseye kanmak suretiyle, Allah'ın hak olan vaadi'ni unuttup, her şeyiyle dünya hayatı için çalışır. Dolayısıyla böyle bir inanç ve yaşam tarzını benimseyen insan, kendi felaketine davetiye çıkardığının farkına bile varamaz hale gelir! Durmadan bir hatadan, başka bir hataya düşer! Sonuç bundan ibarettir...
"Ey insanlar. Allah'ın vaadi gerçektir: sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (Seytan) Allah'ın affına güvendirmek suretiyle sizi aldatmasın." (35/Fâtır, 5)
Vesselam. 08 Mayıs 2023.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum