Reklam Alanı

VEFA DAHA ÖLMEMİŞ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
8 şubat, 2023 çarşamba gününden itibaren; Dervişhane sosyal yardımlaşma ve dayanışma derneğinde gönüllü biri olarak, deprem bölgelerine yardım götürdüğümüz yerlerde üç olay beni derinden etkiledi. Bunlardan ikisi Adıyaman da, biri Kahramanmaraş ta karşılaştığım şeylerdi... Efendim, depremin üçüncü gününden itibaren başlayan git-gel yolculuğumuz, Ramazan bayramına iki gün kalıncaya kadar; ortalama olarak iki günde bir, depremin yaşandığı birçok şehir, ilçe ve birçok köye; yardım ulaştırmaya gayret ettik.  Rabbim, bu gibi afet ve musibetleri bir daha hiç kimseye yaşatmasın. Büyük sınavlarla örülü olan çıktığımız bu yolda, gördüğümüz zorlukların ve yorgunlukların karşılığını yalnızca, Rabbimizden bekledik. Hiç kimsenin bize, teşekkür veya minnet borcu yoktur, olamazda... Hiçbir zaman da, bunu kimseden de beklemedik! Çünkü, bu gibi durumlarda; aciliyet arzeden yerlere sefer eylemek, imkânı olan herkesin asli vazifesidir, olmalıdır... Hatay'dan islahiyye'ye, Nurdağı'ından gölbaşına, Kahramanmaraş'tan Elbistana, Adıyaman'dan birçok köye varıncaya kadar, depremzede kardeşlerimizin yanında bulunup onların acılarını bir nebzede olsa hafifletmeye çalıştık. Başardıysak ne âla. Noksan ve aciz kaldığımız durumlarda ise, Rabbimden affımızı niyaz ederim...  Deprem bölgelerinde, hem acı veren tablolarla karşılaştık, hem de vefa timsali simalarla karşılaştık. Şayet hepsini bir bir yazmaya kalksam bir kitabı bulur inanın... Ama bunlardan bazıları var ki, gerçekten takdire şayan, hatta takdirin de üstünde! Yanılmıyorsam depremin yirminci günleriydi yine Adıyaman'ın merkezine ve bir köyüne, gönüllü arkadaşlarımla birlikte yardım götürmüştük. Dönüş yolunda, yol kenarında halka tatlısı satan bir arabanın yanında durup arkadaşlarıma tatlı almak için arabadan indim... Tatlıcı tatlıyı tartıp bana uzatınca bende ücretini ona uzattığımda; birden tanımadığım iki genç çıkageldiler ve tatlıcıya paramı almamasını söylediler... Kendilerine baktığımda, tanımadığım simalardı. Lütfen ben ödemek isitiyorum dediysem de, hayır ağabey siz zaten yaptığınızı yapıyorsunuz birde tatlı ücretini mi ödeyeceksiniz deyince, boğazım düğümlendi. Eyvallah deyip arabaya binip yolumuza devam ettik... Arkadaşlarıma durumu anlattınca, hepsi duygulandılar!  Karşılaştığım ikinci enteresan olay da şuydu: Bir gün yine nasip oldu Adıyaman'a, İbrahim Altıntaş kardeşimizin arabasıyla gıda kolilerini götürmüştük. Altın şehir çadır kentte yardımları dağıtırken, ibrahim abi bizim arabanın arka lastiğine çivi batmış galiba, acele bir lastikçi ustası bulmamız lazım dedi. Gıda kolilerini tüketip, doğruca şehrin ana caddesine çıktık. Nasıl oldu bilmiyorum ama, pazar günü olmasına rağmen; yolun hemen kenarında açık olan bir lastik tamirci dükkanı bulduk. Yanaştık dükkanın önüne, arabamızın lastiğinin patlamış olduğunu söyledik. Genç usta hemen abi, elimdekini bitireyim sizinkine bakarım dedi.  Biz de arkadaşlarla yine çevredeki enkazlara bakıp bir kez daha kederlenip üzüntümüzü tazeledik adeta. Doğrusu gözlerimiz doldu... Adıyaman Acıyaman olmuş dedim içimden. Lastikci dükkanının hemen bitişiğinde iki binanın enkazı hala yerlerindeydi ve yıkıntının altında, ciltli bir kitap gözüme ilişti. Kitap sanki yola fırlamış beni alın diyordu! Kaldırdım baktım ki, İmam Rabbaninin Mektubatının arapçası. Aman Allah'ım dedim, bu binada vefat edenlerden biri de âlim bir zatmış galiba! Gözlerim doldu ve alıp lastikçi ustasına teslim ettim. Şayet soran yakınları çıkarsa vermelerini tembih ettim. Ben yine rahat durmadim tabi, lastikci ustasına, inşaAllah bu enkazlarda kimse ölmedi deyince; usta bana, abi birinde sekiz, diğerindede iki kişinin öldüğünü söyleyince dizlerim tutuldu desem yeridir... Aman Allah'ım meded! Neyse sıra bize geldi, usta lastiği söküp tamir ederken bize çay ikramında bulunmayı da ihmal etmedi. Tamir işi bitince, ücretinin ne kadar olduğunu sorunca; ücret falan yok abi dedi. Israr etmemize rağmen, kabul etmedi. Allah'ım bu nasıl bir vefa dedim. Kendisi depremzede, her tarafı enkazlarla dolu, ama arabamızın üzerindeki yardım logosunu görünce sizden ücret alamam abi demek istedi... Vefa böyle bir şey mi? Yoksa daha başka bir şey mi şaşırıp kaldım. Bindik arabamıza, şoför arkadaşıma; vefa şehri Adıyaman/Acıyaman dedim. Rabbimden, tez zamanda, depremden zarar gören bütün yerlerin bir an önce ayağa kalkmalarını ve cümlesine sabır ve metanet vermesini niyaz ediyorum...  Üçüncü karşılaştığım ve beni çok etkileyen olan da, bir ara Mersine gitmem gerekti. Gaziantep'i geçince, Narlı dinlenme tesislerinde sabah çorbasını içmek için mola verdik. Sabahın erken saatleri olduğundan dolayı, Restoranda kimse yoktu. İçeriye seslendik, yaşı yirmi ya var ya yok bir genç, buyurun abi diye karşılık verdi. Bende sıcak taze çorban var mı deyince? Tabi abi olmaz mı diye cevapladı... üç kişiydik, üç çorba istedim. Çorbalarımızı getirip önümüze koyup geri mutfağa döndü. Ben çorbaya biber konulduğunu görünce, delikanlı diye seslendim tekrar... Hemen gelip ve buyur abi dedi. Yanlış anlamzsan, çorbaya biber katmışsınız ya mideme dokunur da ondan yiyemem bana çay ve kahvaltılık getirmen mümkün mü dedim? Ne demek abi, hemen dedi ve çorbayı kaldırıp kahvaltılık ve çay getirip önüme koyunca, ismini sordum: Buğra olduğunu söyledi... MâşaAllah dedim. Neyse ben kahvaltımı erken bitirince hemen kalkıp hesap ödemek için kasaya yöneldim. Buğra gelip ücretleri alınca, bende nerelisin diye sordum? Kahramanmaraşlı olduğunu söyleyince, depremin yaşattıkları acıları bir kez daha hatırladım... Pişman oldum diyebilirim sorduğuma. Kahramanmaraşa defalarca gittiğimi gayri ihtiyari söyledim... Arkadaşlarım kalkınca, ben tekrar geri dönüp yolda içmek için su alayım dedim. Beş adet 500 ml. lik su alıp poşete koydum ve parayı uzatırken Buğra'ya; alamam abi demez mi? Alamam abi, siz Şehrime yardım götürmüşsünüz, sizden su ücreti alamam sözünü yineledi. Tabi ben kendi kendime kızdım neden yardımdan bahsettim ki diye ama iş işten geçmişti... Güzel yüzlü BUĞRA senin o güzel simanı unutmamaya gayret edeceğim!... Nice vefa örneği olan yürekleri sevgi dolu "Buğra"larımız var hala!... Selamette kalın, hep vefalı kalın! 04 Mayıs 2023. Perşembe.
VEFA DAHA ÖLMEMİŞ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.