Reklam Alanı

EĞİTİMİN REJENERASYONU

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
  Milli eğitim en sorunlu alan olarak kaldı. İnsanların evine en yakın okulda en iyi eğitimi bulabildiği günler çok geride kaldı. Artık ciddi bir bütçe ayırmadan çocuğunuza iyi bir eğitim alamıyorsunuz. Milli eğitimin taşra teşkilatları yani il ve ilçe müdürlüklerinin çoğu sıkıntılı, okul yönetimleri sıkıntılı, öğretmenler sıkıntılı, öğrenciler sıkıntılı. Hal böyle olunca sonucun da tabi ki sıkıntı verici olması doğal. —İl ve ilçe müdürleri geçmişten bu yana siyasi mülahazalar gözetilerek atanır. Liyakat aranmaz. Yani liyakatliler içerisinden bize yakın olanı seçelim deseler, ona da razıyız. “Bize en yakın olan veya içimizdeki en çok baskı kuran vekilimizin istediği kişi olsun ki dişli vekilimiz bizi zora sokmasın” mülahazasıyla atanıyor artık çoğu. —Okul müdürleri eskiden okulun en saygın öğretmenleri arasından atanırdı. Şimdi o bile uygulanmıyor. Doğrudan doğruya, müdür olmak isteyen öğretmenin il veya ilçe milli eğitimde ya da partide tanıdığı olması gerekiyor. —Öğretmenlerin çoğu geçim sıkıntısı içinde. Hele büyük şehirlerde kira ve ulaşım giderleri de yüksek perdeden üzerine binince tam çekilmez bir hale düşüyorlar. Bunun yanı sıra ziraat mühendisinden veya başka mesleklerden iş bulamayıp milli eğitime alınıp vekil öğretmen yapılanlar var, onların da hem kendi mesleğini yapamama derdi hem de eğitsel alanda yetersiz duruşları apayrı bir sıkıntı. —Öğretmenlerin genel manada kendilerini geliştirme sorununu da göz ardı edemeyiz. Eskiden bir ilk okul öğretmeni kültürüyle, birikimiyle mahallenin örnek şahsiyetlerinden biriydi. Çünkü kendilerini sürekli geliştirme ihtiyacı içinde görürlerdi. Fakat şimdi genel olarak toplumun alt gelir ve alt kültür grubuna girmiş bulunuyorlar. Alt gelir grubunda olunca ister istemez alt kültür grubu içinde bulunma hali kendiliğinden geliyor elbette. Bunun haricinde kendi çabasıyla alt kültür grubuna düşmemeyi becerebilenler yok mu? Elbette var. Ancak çok enderler. Bu sorunları görmeden milli eğitim sorunu çözülmez. Bu sorunları çözmeden milli eğitim gelişmez. Şehirlerimiz kendi emsallerinden geride kaldığına üzülürken vizyonu daha açık insanlar ülke olarak, emsal ülkelerden ne denli geri kaldığımızı görür ve ona da üzülürler. Özetle ifade etmek gerekirse, —Başta bakanlık yetkilileri olmak üzere, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, okul müdürleri; liyakat sahibi, torpilsiz kimselerden oluşmalı ve profesyonel performans kriterlerine tabi tutularak ciddi maaşlarla çalıştırılmalıdır. Performansı düşük olan derhal yönetim kadrosundan alınmalıdır. —Öğretmenler; belli aralıklarla bilgi ve yeni yöntemler üzerine sınava tabi tutulmalıdır. —Veliler; bizzat okul, aile, öğrenci üçgenine çekilmeli, çocuğun kişisel gelişimine verilen yöne ortak olmalıdır. —Eğitimin evvela edepten başladığı hem öğretmene hem öğrenciye ve hem de velilere iyice kavratılmalıdır. Edepli talebenin öğrenme talebi; donanımlı ve şuurlu öğretmenlerce, profesyonel performans kriterlerine dayalı olarak karşılanmalıdır. —Öğrenciler; “ne için bilgilenmesi gerektiği” bilincine kavuşturulmalıdır. Yeni jenerasyon neyi, ne için istemesi gerektiğini bilirse, ipin ucuna yapışıyor. Dolayısıyla integrali bile ne için kullanacağı anlatılmadan öğretilmemelidir. Bir eğrinin altında kalan alanın toplamına ne zaman ihtiyaç duyulacağı iyice kavratıldıktan sonra işleme geçilmelidir. Ve tabi ki, sık sık dünyadaki akranlarının ne durumda oldukları, görsel ve güncel sosyal medya içerikleriyle gösterilmelidir/şuur altına işlenmelidir. Tabiri caize bir “gıpta propagandası” yapılmalıdır. Bu jenerasyonu hayran bırakmadan hareket ettirmek çok güçtür. Bütün bu realiteleri kabul ederek işe başlamalı ve taviz vermemelidir. “Eğitimsiz” ve “eğitimli olduğunu zanneden cahillerle” şehirler/ülkeler hiç bir müreffeh seviyeye varamayacağı için eğitim, eğitim, eğitim. Ama,  Liyakatli kadrolarla, çağdaş stratejilerle, sebepleri ortaya konularak, simetrik ve asimetrik araçlarla EĞİTİM…  
EĞİTİMİN REJENERASYONU
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.