Geçenlerde ekmek almak üzere fırında beklerken gördüğüm bir manzarayı sanırım çoğumuz görmüş ve yaşamıştır, şöyle ki;
Fırıncı ekmekleri eline aldı ve diğer eliyle de ambalajlamak için bir kâğıt almaya çalıştı. Önce parmaklarını ağzına götürüp dili ile bir güzel yaladı ve parmaklarını ıslattı. Sonra kâğıdı alıp ekmekleri sardı. Ekmekleri sardığı kâğıt fırıncının ıslak parmakları sayesinde ıslanmış ve ekmeğin sıcaklığı ile de buharlaşmaya başlamışken bu sefer de yine aynı eliyle bir poşet aldı. Poşeti açmak için bir elinde ekmekler olduğu için tek eliyle poşeti açamayacağına göre tereddütsüz olarak poşeti ağzına götürdü ve dişlerinden yardım alarak poşeti açtı ve ekmekleri içine koyarak bana uzattı. Hem ekmeklerin sarılı olduğu kâğıt hem de içine koyduğu poşet fırıncının ağız ifrazatına maruz kalmış bir durumdaydı. Fırıncının bu davranışı hiç hoş değildi. Bu durumda ekmek almaktan vazgeçtim ve oradan ayrıldım. Başka bir Fırından aldım. Burada gördüğüm manzara ise tamamen farklı idi. Bu fırıncı da kâğıt aldı ancak parmaklarını ıslatmak için “Parmak Islatma Süngeri”ne (Genellikle ofislerde kullanılan ve eskiden pul yapıştırmak için kullanılan, dışı yeşil içi turuncu renkte yuvarlak sünger aparat) parmaklarını batırıp ıslattı. Bu durum hoşuma gitti. Daha temiz olduğu muhakkaktır. Artık parmak yalama gibi ilkel davranışlardan uzaklaşmak ve “parmak ıslatma süngeri” gibi bir uygulamayı (tabi ki bu aparatı da temizlik ilkelerine uygun olarak kullanmak şartı ile) tüm fırınlarda veya gıda üretimi yapan yerlerde yaygınlaştırmak gerektiğine inanıyorum.
İnsanın da beslenmesi için sağlıklı gıdalara ihtiyacı vardır. Daha açık bir deyişle insanın diğer canlılardan farklı olarak beslenmesinde temizliğe ihtiyaç vardır. Yiyecek içecekte sağlığa uygunluk çok önemlidir. Gıda maddelerinin insan sağlığını tehdit edebilecek her türlü etkenden uzaklaştırılması ve temizlenmesi dinimizin en önemli emirlerindendir. Yüce Allah “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyiniz”(Taha-81) şeklindeki beyanı ile insan beslenmesinin temizliğine vurgu yapmıştır. Kemal Özer Müslüman’ın Diyeti adlı eserinde şöyle diyor: ”İnsan sağlığının en belirleyici yeri mutfaktır. Mutfak öylesine önemlidir ki, aynı zamanda Müslüman kalmanın da şartlarından biridir.”(Müslüman’ın Diyeti- s:10)
İslam inancında temizlik, imanın yarısı olarak kabul edilir. Bu durumda temizliğe önem vermeyen kişi, ne kadar uğraşırsa da imanının yarısı eksik kalır anlamı çıkmaktadır.
Gıda maddelerinin insan sağlığını olumsuz etkilemesi tehlikeli bir durumdur. Mikrobik hastalıkların büyük bir bölümü yiyecek ve içeceklerle meydana geldiği bir gerçektir Bulaşıcı bir hastalığı olan bir kişi bir gıda maddesine temas ettiğinde bir başka sağlıklı kişinin de bu gıda maddesini tüketmesi ile aynı hastalığa maruz kalması kaçınılmaz olmaktadır. Hijyen bu durumun olmaması için tedbir alınması anlamına da gelmektedir.
Birçok lokanta, pastane, fırın, ciğerci, kebapçı gibi iş yerlerine girildiğinde son derece temiz, albenili, cafcaflı olarak görünmesine rağmen salonların arka planındaki mutfakların, imalathanelerin içler acısı bir halde bulunması kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu durum ister istemez aklıma şu fıkrayı getiriyor.
Köyün tamamen yabancısı olan bir adam gidecek bir yer bulamayınca bir duvarın dibine oturup soluklanmaya çalışır. Oturduğu yerin karşısındaki evin penceresi açılır ve küçük bir kız çocuğu görülür.
Kız çocuğu yabancı adama seslenir:
-Amca ne yapıyorsun orda?
Adam bir süre çocuğa bakar ve cevap verir:
-Kızım dinleniyorum. Buraların yabancısıyım. Biraz yoruldum da.
Çocuk :
-Amca yorulduğuna göre karnın da açtır. Sana yiyecek bir şeyler getireyim mi?
Bunun üzerine gerçekten de iyiden iyiye acıktığını hisseden adam yemek teklifini kabul eder ve çocuğun getireceği yiyecekleri merakla beklemeye başlar. Biraz sonra çocuk elinde bir parça ekmek ve bir tas pekmezle gelir. Adama uzatır. Adam acıkmış olmasının verdiği acelecilik ile de bir çırpıda pekmezi yer ve bitirir. Adamın iştahlı yemesini karşısında çocuk sorar:
-Amca doymadıysan sana biraz daha pekmez getirebilirim.
Adam buna da hayır demez. Çocuk eve girer ve bir tas dolusu pekmez daha getirir. Adam iştahla onu da yer. Çocuğun tekrar getireyim teklifi karşısında
-Kızım sizin pekmeziniz çok galiba. Der.
Çocuk:
-Hayır, pekmezimiz çok değil de annem bu pekmezi dökecekti zaten. İçinde fare ölmüştü de…
Bu cevap karşısında iyiden iyiye şaşıran adam gayrı ihtiyari ayağa kalkar ve pekmez tasını çocuğa fırlatır. Tas az ötedeki taşa çarpar ve kırılır. Bunun üzerine adamdan biraz uzaklaşan çocuk:
-Amca pekmezi yedin bitirdin. Köpeğimizin su tasını neden kırdın?
Gıda maddelerinin imalatında Hijyen konusunda gösterilmesi gereken titizlik, tüketirken de tüketmek üzere satın alırken de gösterilmelidir. Ekmeği satın alan kişi, ekmeği yapan fırıncının temiz olmasını sıhhî şartlarda imal etmesini beklediği gibi kendisinin de bu durumda başkasının sağlığını gözetmesi gerekir. Hz. Muhammed (A.S) ın “Kendin için istediğini başkaları için de iste” emirlerini unutmamak gerekir.
İnsanların temiz yiyecek üreterek helal kazanç içinde olabileceklerine veya bir başka deyişle “ekmeğini helal edebileceklerine” inanıyorum.
Afiyette kalın
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum