Reklam Alanı

FITIR BAYRAMI

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
İlk günlerinde hiç bitmeyeceğini vehmettiğimiz Ramazan-ı Şerif, getirdiği güzellikleri toplayıp gitti ve bugün bayrama kavuştuk. Bilmiyorum, çok hızlı geçti gibi geldi. Bayram sevincinin yanında bize manevi güzellikler ve kazançlar sunan Ramazan-ı Şerif’in bitmiş olması da alıştığımız için midir nedir, hüzün veriyor. Bu yılın bayram sevincini gölgeleyen daha başka hüzünler de vardır. Elli binden fazla insanımızı yitirdiğimiz ve halen korkusu yüreklerden çıkmamış olan büyük deprem, ardından gelen tufan gibi korkunç sel felaketi nedeniyle bu bayramımızda bulunmayan sevdiklerimizin hüzünleri bayram sevincine karışıyor.Bu nedenle hatıra geldikçe bu hüznün bayram sevincine karıştığı bir burukluk hali yaşanıyor.Bu felaketlerde vefat eden bütün müminlerin şehid olarak yazılmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim. Ailemiz için bir hüzün daha var. Her bayramda elini öptüğümüz ve hayır duası aldığımız23 Kasım’da vefat eden annem de bu bayramda yok. Bu vesileyle anneme, babama ve ahirete intikal eden bütün ehl-i imana rahmet ve mağfiret dilerim. Ramazanın ardından gelen Şevval ayının birinci günü bayramdır. Halk arasında, Ramazan-ı Şerif’le ilişkisi nedeniyle “Ramazan Bayramı” adıyla bilinen bu bayram hadislerde “Îydu’l-Fıtır” şeklinde ifade edilmektedir. Bu isim hem fitre hem de iftar etmek yani orucun sona ermesi anlamını taşır. Fakirlerin de sevinmesini sağlayan fitrelerin verilmesi, ya da farz orucun artık bitmiş olması bu isme uygun düşmektedir. Varlıklarını İslam düşmanlığına adayan çevrelerce vaktiyle bu bayrama “şeker bayramı” yakıştırması yapılmış ancak halkımız tarafından kabul görmemiştir. Bu İslam düşmanları bayramı kaldıramadıkları için şeker bayramı şeklinde adını değiştirerek bir nesil sonra dini boyutunu unutturmayı denemişlerdi. Ancak bayram, İslam’ın şiarlarındandır ve hiçbir güç bunu kaldırmaya ya da değiştirmeye muvaffak olamaz. Bir ay boyunca Allah’ın emrine itaat ederek başta nefis terbiyesi olmak üzere daha birçok kazanımları elde ettiklerinden dolayı müminlere bu bayram ilahi bir armağan olmuştur. Ramazandaki manevi ve uhrevi kazançların ahiretteki mükâfata şirin bir işareti olarak bayramda taraf-ı İlahi’den bir sevinç bahşediliyor. Sevinç içinde bayramı kutlamak onların hakkıdır. Bayram, sevinç ve dostlukların pekiştiği, bağışlama ve yardımlaşma, toplumda barış ve esenliğin sağlanması için Allah tarafından insanlara sunulmuş fırsat günleridir. Husumetlere son verilmesi, helalleşme yapılması gereken günlerdir. Bayram, Ramazan-ı Şerifte yaşanan sıkıntılı günlerin bitmesinin simgesi olarak sıkıntılı olsun sıkıntısız olsun bu dünyadaki her şeyin fani olduğunu, “bitmez” diye düşünülen her şeyin biteceğini bir kez daha insana hatırlatır. Bayram sevincini daha çok çocuklar ve gizlice oruç yiyenler yaşar. Çocuklar, dünya sıkıntılarının farkına henüz varmadıkları ve sorumluluk yükünün ağırlığını bilmedikleri için bayramdan mutlak keyif alırlar ve en içten mutluluğu yaşarlar. Ramazanda kuytu yerlere mahkûm olan oruçsuzlar da sağda solda gizlice kuytu yerlerde yemekten kurtuldukları için bayrama sevinirler. Ancak bu sevincin yanından eğer inançlı iseler oruç tutmamış olmanın sıkıntısı ve pişmanlık onların içlerini kemirir. Çünkü bitmez sandıkları sıkıntılı günler geride kalmıştır. Orucun sıkıntısına katlanamama yanılgısı ve pişmanlık onların keyfini kaçırır. Oruç tutan müminler için ise oruçtan kaynaklanan sıkıntılar bitmiş, bu bitişin ve Allah’a karşı görevini yapmış olmanın verdiği lezzet kalmıştır. Çünküzeval-i lezzet elem olduğu gibi, zeval-i elem de lezzettir. Bayramın gerçek tadını çocuklar çıkarır. Hatta yetişkinlerden ve büyüklerden her kimi dinlerseniz çocukluğundaki bayramlardan özlemle ve sitayişle bahsederler. “O zamanlar bayramların tadı bir başkaydı” derler. Bayramların değiştiğini, artık tadının kalmadığını düşünürler. Oysa değişen bayram değil, kendileridir. Aslında kendileri dünyanın sıkıntılarıyla karşılaşıp çeşitli sorumluluklar altına girince bayramdan keyif alamaz olmuşlardır. Ağız tadını kaçıran bir diğer önemli unsur da çeşitli hastalıkların ve musibetlerin tahribatlarıdır. Müslümanın hemcinsiyle din kardeşliği açısından ve vicdanen alakadar olması nedeniyle yeryüzündeki diğer Müslümanların dertleri ve sıkıntıları da bayramın tadını zedeler, çocuklar gibi lezzet almaya engel olur. Zulme uğrayan gayr-ı Müslimler bile insani açıdan müslümanın içini acıtır. İşte tüm bunlar bayramların keyfini kaçırır, ilahi bir sevinç dışında buruk bir bayram yaşanır. Bundan dolayı da büyükler, çocukluktaki bayrama özenir, onun özlemini taşırlar. Çünkü insan, kendindeki değişikleri düşünmez; zamanın ve çevresinin değiştiğine inanır. Bilimsel açıdan dünyanın döndüğünü bilmeyenler, güneşin doğup batmasındaki zahiriliğe aldanıp güneşin dünya etrafında döndüğünü sanır. Kendilerinin dünya ile birlikte döndüğünü düşünmezler. Kendilerindeki değişimleri anlamayıp bayramların değiştiğini düşünmek de aynen buna benzer. Bugünkü çocuklar da bayramdan azami lezzet almaktadırlar ve sevinçle bayramı karşılamaktadırlar. Çocuklarımızın ve bizim çocukluğumuzun bayramları arasında hiçbir fark yoktur. Bütün okuyucularımın ve diğer tüm müminlerin bayramını tebrik eder, gerçek mutlu günlere kavuşturmasını Allah’tan dilerim.
FITIR BAYRAMI
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.