RAMAZAN AZ YEME AYIDIR

Ramazan ayında oruç ibadeti, yemek ve içmek başta olmak üzere birçok faaliyetlerin kısıtlanması, hareket ve davranışların kontrol altında tutulması ile gerçekleştirilen bedenen yapılan bir ibadettir. Temel esprilerinden biri de şudur ki; Aç olan insanların halini en iyi anlayabilmek ancak aç kalmakla mümkündür. Ramazan orucu da açlık çeken insanların halini anlamak için mükemmel bir uygulamadır. Oruç ibadetin icrasıyla İnsanın yemek yeme, su içme gibi temel faaliyetlerinde kısıtlama ve engellemeler olduğundan dolayı dengelerin bozulması söz konusu olabilmektedir. Bu dengelerdeki bozulmalar, beslenme düzeninin değişmesi ve diğer günlük aktivitelerin bir aylık süre içinde iyi bir planlama ile yapılmaması durumunda vücut ağırlığı başta olmak üzere bazı değişikliklerin yaşanmasına neden olur. Ramazanda bazı insanların kilo almasının temelde iki nedeni vardır.  Birincisi; bazı insanlar ramazan orucu tutmakla büyük bir görev ifa ettiklerini düşünerek kendilerini ödüllendirmek adına iftarla birlikte her türlü yiyeceği yerler. Perhizli bile olsa perhizi bir tarafa bırakır ve adeta kıtlıktan çıkmışçasına yemeklere saldırılar. Neredeyse imsak vaktine kadar tüm geceyi yemekle geçirirler. Çünkü oruç tutmuştur ve her şey mubahtır artık. Bu tür insanlar ramazan ayını bir yemek yeme şöleni olarak görürler. Gündüz de uyku ile ve hareketsiz bir şekilde geçirildiği için kilo almak kaçınılmaz olur. İkincisi; oruç tutmakla çok aç kalacağını düşünen ve bu korku ile iftardan sonra veya sahur vaktinde ihtiyacından daha fazla yemek yiyen kişilerdir. Fazla yemekle birlikte ramazan boyunca hareketsiz sayılacak bir yaşam sürdüklerinden dolayı da kilo almak kaçınılmaz olmaktadır. Ramazanda kilo almadan ibadetin ifası da mümkündür. Bunun için 1- Öncelikle Yüce Allah’ın Ramazan ayında oruç ibadetini farz kılmasının hikmetlerinden birinin fazla yememek, aç kalmayı öğrenmek ve bu şekilde hem açlık çeken insanların durumunu bilmek hem de midesini dinlendirmek ve yılda bir ay dahi olsa aşırı yemek yemeyi erteleyerek vücuduna rahat bir nefes aldırmak olduğunu bilmek gerekir. Bu şekilde bir bilinç ile oruç tutmak gerekir. 2- İftardan sonra teravih namazlarını aksatmamaya çalışmak. Camiye veya namaz kılınacak mekâna yürüyerek gidip gelmek ve teravih namazının kılınması ile bir egzersiz ve bir spor yapılmış olacak ki, hareketsiz kalmaktan kurtulacaktır. İbadetlerin amaçlarından biri de sıhhatin korunmasıdır. 3-Mutlaka sahura kalkmak gerekir. Fazla yağlı ve karbonhidratlı olmamak şartıyla Sabah karşı yenilen besinler gün içinde ihtiyacımız olan enerjinin önemli bir bölümünü karşılayacak ve böylece kilo değeri ideal aralıklarda kalacaktır. 4-Kızartma türü veya yağlı ağır gıdalardan hem iftarda hem de sahurda kaçınmak gerekir. 5-Yavaş yemek gerekir. İftar açılır açılmaz saldırmak gibi yemek yerine, ağır yemek daha sıhhatli olur. İftarı, çorba veya ayran, cacık, salata gibi hafif bir alternatifle açıp asıl ana yemeği en az 20 dakika bekledikten sonra tüketmeye özen göstermek daha sağlıklı bir durum olur. 6- Ramazan ayında su tüketimi normalden daha az olacağından dolayı iftar ve sahurda su tüketimine önem vermek gerekir. 7-Perhiz yapan ancak oruç tutmasında doktorlar tarafından herhangi bir sakınca görülmeyen hastaların ramazan ayı boyunca perhizini ertelememesi gerekir. Mesela normal zamanlarda kepekli ekmek yiyen bazı insanlar ramazan ayında bunu erteleyerek beyaz ekmek tüketimini had safhaya çıkarırlar. Bu nedenle birçok fırın ramazan ayı boyunca kepekli ekmek üretimini durdurmaktadır. Bir aylık süre içinde dahi olsa fazla yemek yeme, hareketsiz yaşam fazla kilolanmaya neden olur. Fazla kiloluluk (Obezite) ise insan vücudunda kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri etkileyen ve birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, kısırlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu, bazı kanser türleri, obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan bazılarıdır. Sonuç olarak oruç tutmak, insanın yemek yemesini yeni bir düzen ve dizayn içinde kısıtlayarak yaşam kalitesini arttıracak yönde etkileyen bir ibadet olarak görülmelidir. Kişi her arzusunun yerine getirilmeyeceğini, parası ne kadar fazla olursa olsun sınırsız bir yemek yeme özgürlüğünün olmayacağını nefsine kabul ettirmesi gerekir. Ramazan ayı nefsin bu yönde terbiyesi için mükemmel bir fırsattır. Hayırlı ramazanlar dileğiyle…