SAİD NURSİ VE SİYASET

Sular kesik, elektrik gidip geliyor. Ulaşım felç durumda. Hava ağır ve kurşuni. İnsanların yüzlerinde umutsuzluk ve çaresizlik. Dün çok şeyin sahibi olanların bugün hiçbir şeyleri yok. İçim renksiz ve mat. Sadece hüzün var içimde. Düşünce melekelerim tatile çıkmış gibi. Yaşadığım coğrafyanın acıları ve talihsizliği saçlarımı ağarttı neredeyse. Hollandalı haklı galiba. Tanrıyı kızdıracak neler yapmadık ki! Ama Avrupalılar O'nu çok daha fazla kızdıracak şeyler yaptıkları halde neden onlara kızmıyor? Belki de durum sandığımız gibi değil. Tanrı onları seviyor ve bizden nefret ediyor.  Yine hüzün. İkinci sel tehlikesi devam ediyor. Elektrik gidip geliyor, sular iki gündür kesik. Belediye içme suyu dağıtıyor. Uzun uyruklar var. İhtiyacı olan olmayan herkes kuyrukta. İhtiyacım vardı ama kuyruk çok uzun olduğu için girmedim. Biraz da utandım kendimden ve memleketimden. Marketlerde içme suyu yok. Öğle namazı camide. Sonra evde kitaplığın önünde öylesine bekleyiş. Hiçbirini elime alıp okuyamadım, sadece uzunca dışarıdan baktım hepsine. Okumak ve aydınlanmak işkence bu topraklarda. Aydınlandıkça eriyorsun.  Hala bekliyorum. Godot'u bekler gibi bekliyorum. Ama biliyorum ki Godot yok ve hiçbir zaman gelmeyecek. Buna rağmen yine de bekleyeceğim. Öleceğim bir gün. Ve benden sonra günler, aylar, yıllar devam edecek. Belki binlerce yıl daha devam edecek. Tıpkı benden önce milyonlarca yıl devam ettiği gibi. Biliyorum ki ben ve insan kardeşlerimin hiçbiri tabiatın, yıldızların, galaksilerin umrunda değil. Hakikat huzursuz edicidir. Onun için yığın kanmak ister, kandırılmak ister, teselli ister, maruz kalmak ister. Bundan daha doğal ne olabilir ki?  Yıllarca risale okudum bana en az çekici gelen konu Said Nursi ve siyaset konusu oldu. Said Nursi ve siyaset gercekten çok netameli bir konu. Said Nursi'nin siyasi duruşu tam olarak neydi ve nasıldı, kesin bir şey söylemek imkansız. Kimi takipçisine göre halis bir demokrat, kimi takipçisine göre halis bir şeriatçı. Demokrat parti ve Menderes'e olan teveccühü yine kimilerine göre doğru, kimilerine göre yanlış. Merhum Menderes hakkındaki meşhur sitayişleri kimi takipçisine göre sade bir efsaneden ibaret olup Said Nursi'ye söylettirilen şeyler.  Said Nursi'nin siyasi tercihi tam olarak neydi ve ne yöndeydi hususu artık yorumlara ve kanaatlere kalmış bir şey. 16. Mektup'ta siyaset hakkında söylediklerine bakarsak bugün Meşveret Cemaati'nin kamuoyuna yaptığı seçim açıklaması yanlış ve isabetsiz. Çünkü her iki tarafta da risaleleri seven ve onlara müştak olan insanlar var. Ama başka bazı beyanlarına bakarsak aynı şeyi rahatlıkla söylemek o kadar kolay değil. Sorun hazretin hangi beyanının sahih olduğu sorunu. Bilhassa siyasi metinler açısından risalelerin mevsukiyet ve tahrif sorunu hala tartışılıyor.  Bir bütün olarak bakıldığında Said Nursi'nin siyasi olarak bugün Hüda-Par'ın siyasi programına çok yakın bir yerde durduğunu söyleyebiliriz. İslamcı, şeriatçı, ümmetçi, gelenekçi, Kürt meselesine duyarlı, Ehl-i Sünnet. Bazı nurcu yazarların çok halis niyetlerle risalelerden liberal, demokrat ve özgürlükçü bir dünya tasavvuru çıkarmaya çalışması tekellüflü bir tevilden başka bir şey değil. Eldeki mevcut metinler muvacehesinde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Said Nursi bugün yaşasaydı Hüda-Par'ın içinde yer aldığı ittifakı desteklerdi. Başka türlüsü islamcı, şeriatçı, ümmetçi, maslahatçı fıtrata ters düşer. Hulâsa, mezkûr takipçilere kızmaya gerek yok, tamı tamına takip ediyorlar üstatlarını.