Reklam Alanı

EKİBİNİ SUSTURAN KAZANIR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
  İş, ehlinden öyle bir çıkmış ki, herkes rakibine çalışıyor. Daha doğrusu konuştuğu her söz, yaptığı her iş rakibine yarıyor.   Peki rakibi neden güçlenmiyor? Çünkü onun da ekibi ehil olmayanlardan oluşmuş. Onların konuştuğu söz ve yaptığı iş de buna yarıyor.   Partilere bakın; Lidere yakın olanların pozisyonlarını kaybetmek istememesi, tabanın rahatsızlığını tavana aktarmaması, bulunduğu konumun verdiği sarhoşlukla yapılan şımarık açıklamalar, işine gelmeyene aşırı kibirle mukabele edilmesi doğrudan doğruya rakibine yarıyor. Karşı partide de durum çok farklı olmadığından, onun da üst düzey müntesiplerinin büyük kısmının her konuştuğu, her yaptığı kendisine değil karşısındakine yani bir üstte anlattığımız tarafa yarıyor. Mesela şöyle bir hayal edelim, Seçimlere kadar bir taraf susabilse, ülkenin dört bir yanındaki özgül ağırlıklı olduğunu düşündüğü yöneticilerini, vekillerini, il ve ilçe başkanlarını susturabilse seçimi kazanacak gibi. Çünkü karşı tarafın müntesiplerinin her hareketi burayı kalkındırmaya yeter de artar bile. İşte siyaset arenamız bu kadar ironik bir halde.   Şehirlere bakın, Aynı şehirde, aynı partiden büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul. İlçedeki büyükşehirin kuyusunu kazıyor ki kendisi onun yerine geçsin. Büyükşehirdeki ilçedekinin kuyusunu kazıyor ki, kendisinin yerine göz dikmesin hatta bir daha ilçe belediye başkanlığına bile aday edilmesin ki yerine kendi adamını getirsin. Diğer taraftan il başkanı da bunların hepsi gitsin diye uğraşıyor ki, kendisinin büyükşehir belediye başkanlığında ve kendi adamlarından oluşan ilçe belediye başkanlarıyla yeni bir düzen kursun. İşte şehirlerimizin çoğunda da durum bu kadar ironik.   Sanırım yazımızın konusu bu tespitlerle daha iyi anlaşılmıştır. Her partinin üyelerinin önemli bir kısmının her yaptığı, her söylediği karşı tarafa yarıyor. Kimi konuşmayı bilmediğinden, kimi bulunduğu konum kendisine büyük geldiği için kendi kendini aşırı yüce hissettiğinden, kimi ise yukarıda bahsettiğimiz gibi farklı planları olduğundan.  Bu tespitler, şu veya bu partiye istinaden değildir. Hepsi için geçerlidir. Çünkü “işin ehlinden çıkmış olması” sadece bir cenahta cereyan eden bir hastalık değil, her cenah aynı hastalıktan nasibini almış vaziyette. Bu çerçevede son iki tespitle yazımızı nihayetlendirelim; “İş, ehlinden çıktığında her ne yaparsan, sana değil karşı tarafa yarar” “Siyasetin çok etkin olduğu toplumlarda partiler ehil kimselerle hareket ederse çok şey düzene girer, aksi durumda susmak konuşmaktan çok daha işlerine yarar”      
EKİBİNİ SUSTURAN KAZANIR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.