Reklam Alanı

DEPREMİN DİNİ, IRKI YOKTUR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
  "Hep Kardeşiz ve Biz Öldük! " Umarım bu deprem, yapmamız gerekenleri bir daha ertelememeyi, ihmal etmemeyi öğreten son deprem olmuştur. Bu saatten sonra yapılacaklar; Marmara, Ege gibi bölgeler başta olmak üzere deprem riski olan bölgelerde ve tüm yurtta her türlü tedbiri zaman kaybetmeden almaktır. Yeni yapılacak konutlar için hızlı hareket edilmeli, yer seçimi de dahil tüm hesaplama ve planlamalar yapılmalı, bu konutlar bitirilene kadar depremzedelerin, başta barınma olmak üzere tüm ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik çalışmalar, aksatılmadan sürdürülmelidir. Ayrıca gerekli soruşturmaların şeffaf bir şekilde yapılması, siyasiler de dahil olmak üzere inşaat süreçlerinde ihmali ve suçu olanların tespit edilerek, toplum vicdanını rahatlatacak şekilde yargı önünde hesap vermelerinin sağlanması önem arz eder. Politikacılar, medya ve vatandaşlar da dahil olmak üzere herkesin ve her kurumun, sosyal medya başta olmak üzere her platformda, provakatif ve ayrıştırıcı söylem ve eylemlerden kaçınması, yardımlaşma ve dayanışmayı sürdürmeye devam etmesi de önemli ve gereklidir. Hırsızlık, yağma vb olaylarda kendi öfkemizi devreye sokmak yerine güvenlik görevlilerine müracaat etmek önemli. Ayrıca genel anlamda güvenlik tedbirleri de artırılmalıdır. Bu deprem de binlerce hikaye yaşattı ve binlerce yaşantıya şahit kıldı bizi. Herkes kendince maruz kaldı birçok duyguya, birçok ruh haline; herkes kendince etkilendi, kendince hissetti ve kendince davrandı. Her yıkım bir milattır aslında, son gibi görünen de dahil. Her yıkımda enkaz altında kalan nedir, ayakta kalan kimdir, bunu ancak Allah bilir. Aynaya bakabilmek, büyük bir ayakta kalıştır belki de. Tabii sosyal medya, TV, bir sürü paylaşım; hemen hepsi insani ve dokunaklı, söylenecek ve yapılacak çok şey var çok kelam etmek, tekrar etmek anlamsız. Ama kimisi kazınır işte insan zihnine ve derin bir etki bırakır insan ruhunda, mesela; motosikletle ceset taşıyanların fotosu.  Çok etkileyici ve söze gerek bırakmayan türden. Hem sadece o mu? İşte böyle. Mesela şu paylaşım: "Bana diyorlar ki "Yakınını kaybettin mi? Bilmiyorlar ki biz Adanalılar, Osmaniyeliler, Hataylılar, Gaziantepliler, Kilisliler, Urfalilar Adıyamanlılar, Maraşlılar, Diyarbakırlılar ve Malatyalılar "Hep yakınız, Hep hısımız, Hep kardeşiz" VE BİZ ÖLDÜK!" Keşke sınır komşularımızla, emperyalist etki alanı dışında bir zemin oluşturup sorunlarımızı ele alabilsek. Aynı şeyi içimizde de başarabilsek. Zira ölümle burun buruna gelince ne de anlamsızlaşıyor suni ihtilafların, gereksiz ve yorucu sürtüşmelerin hepsi. Sadece ülke içindeki ihtilaflar mı? Aslında hayır. Mesela Küçük bir çocuğun Yunanlı bir kurtarma ekibi elemanına sarılışı veya İranlı ekipten bir personelin yanındaki köpeği okşarken yorgunluktan bitap düşmüş hali veya enkaz altındaki kızının elini bırakmayan babanın yürek burkan görüntüsü... Şimdi gel de tüm bu fotoğraflardan fotoğraf seç. Bu resimlerin tümü, hangi resmin resmidir Allah'ım? Mümkünlerin mi, iyiliklerin mi? Enkaz altından çıkan bir bebeğin melek yüzündeki nurla en karanlığı aydınlatması neyin resmidir? Küçücük bir kız çocuğunun, " daha muayene olmadım" sözlerinde ki o masum bilgiçlik? Bu defa siyaset tarzı eleştirilip siyaset de kendi sorumluluğunu görüp itiraf edebilecek mi? İnançlı inançsız hepimiz özeleştiri yapabilecek miyiz?  Genel anlamda kaybettiğimiz akli ve ahlaki bir zihniyet arayışına girişilebilecek mi? Felaketlerde dayanışmanın seni beni yok, dini, ırkı yok... Kimi yanı başımızdan, kimi dünyanın taa öteki ucundan gelen yabancı kurtarma ekipleri, askerler ve diğer resmi görevliler, madenciler, kendileri de depremzede oldukları halde enkazlara koşan Türkiye'deki Suriyeliler, kışın ağır koşullarında kar altında yardım yükleyip yollayanlar, hiç tanımadıkları halde yollara düşenler, gündüzlerini, gecelerini orada geçirenler, onlar için üzülenler, hüzünlenenler, enkazdan bir insan canlı çıkınca; sevinenler, yardım getirenler, basın mensupları, sağlık çalışanları, maddi katkı sağlayanlar ve daha burada sayamayacağımız tüm insanlar ve inisiyatiflere minnettarız, hepsine teşekkür ederiz. Sonuç şu ki; her deprem, her yıkım, -her tedbir alınsa bile- belki de bir yıkım değildir sadece. Belki bir imar, bir inşa ve yeni bir başlangıçtır.  Olamaz mı? Bir başlangıç, ne büyük bir nimettir. Onu, bu defa görebilecek miyiz? Hep kardeş öldüğümüzü, hep kardeş olduğumuzu hatırlayabilecek, hissedebilecek ve birbirimize sarılabilecek miyiz? Gelin, bazı şeyleri bırakalım enkaz altında, bizi yoran, bizi üzen, bizi ayıran ne varsa bırakalım. Gidenlerin anısını alalım yüreğimize ve yeniden başlayalım bize sarılan ve bize gülümseyen çocuklarla. Gelin, çocuklara sarılalım.
DEPREMİN DİNİ, IRKI YOKTUR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.