İslamiyet hayat dini olduğu için, dünya hayatını Allah’ın muradına göre dizayn etmiştir. Diğer dinlerden farklı olarak hayatın her alnında değişiklikler yapmış kurallar koymuştur. Çünkü kişinin ahiretteki konumunu onun dünya hayatı belirleyecektir. Yani dünya ahretin tarlasıdır. Bu nedenle, ibadetlere yer verdiği kadar, yeme-içme, giyim gibi kişisel beşeri yaşantıların kurallarına da yer vermiştir.
Yüce Allah razı olduğu hayata model olarak, seçtiği elçisini görevlendirmiş ve hayatın tüm ayrıntılarını ilahi gözetim altında insanlığa göstermiştir. Resulullah’ın (ASV) her davranışı rızay-ı ilahiyi yansıttığı için, müminler tarafından her yönüyle “en güzel” olarak görülmüştür. İnsan fıtraten sevdiği zatın davranışlarını model olarak gördüğü gibi, giydiği kıyafetine de özenir. Allah’ın sevdiğini sevmek ve ona özenmek, “sünnet” kavramıyla ifade edilen en makbul ve en yüksen bir mertebedir. Öteden beri müminlerin büyük bir özenle uyguladığı sünnetlerinden biri de Resulullah (ASV)’ın giyim tarzıdır.
Allah Resulü (ASV) farklı zamanlarda farklı renk ve biçimlerde giysiler giyerek, her kavmin hayat şartlarına uygun gelebilecek giyim tarzları sunmuştur. Örneğin: sahabeden Muğire bin Şube (RA), Peygamber (ASV)’ın, yenleri (kol ağızları) dar bir Rum cübbesi giydiğini rivayet etmektedir. (Tirmizi, Libas, 30, Hadis no: 1768.) Bundan, İslam’ın setr-i avret kuralına uygun olması şartıyla her türlü giysinin giyilebileceği anlaşılmaktadır. Ancak bununla beraber simge durumunda olan giysiler ve başlıklar vardır. Her milletin sembolü durumda başlıkları olduğu gibi, İslam’ın da simgesel başlığı sarıktır.
Peygamber (ASV) daha çok beyaz sarık kullanmakla beraber farklı renklerde sarıklar da takınmıştır. Bu nedenle Müslüman olan bütün kavimler önceden kullandıkları başlıkları terk ederek, kendi hayat şartlarına uygun farklı renk ve desenlerde bir sarık sarmayı benimsemişlerdir. Her birinin sünnete dayanan kutsi bir kaynağının bulunduğunu görüyoruz.
Yöremiz halkının büyük oranda tercih ettiği başlık sarı renkteki sarıktır. Çocukluğumda dedemin sarı sarığına özenir, abdest almak gibi bir nedenle çıkardığında ben de başıma sarardım. Köyümüzde belli bir olgun yaşa gelmiş tüm erkeklerin başında hep sarı sarık vardı. Doğu ve güneydoğuda, Irakta ve diğer birçok yörede bu sarı sarığın tercih edildiğine şahit olduk. Asırlardır toplumumuzun kültürü olmuş bu sarı sarık bir kutsi temele dayanmaktadır.
Hadis ve siyer kaynaklarından öğrendiğimize göre, Peygamber (ASV) bazen sarı sarık kullanmıştır. Fadl bin Abbas (RA) şöyle demiştir: Resûlullah (ASV) bu fani dünyadan ayrılmalarına sebep olan son hastalığına yakalandıklarında ziyaretlerine gitmiştim. Selâm verdim. Mübarek başında, sarı renkli bir sarık vardı. "Ey Fadl!” dedi. "Lebbeyk ya Resulullah, buyurunuz!." dedim. "Şu sarıkla başımı sıkıca bağla!" buyurdu. Ben de, istediği gibi sarığı iyice bağladım. Kalkıp oturdu. Mübarek ellerini omuzuma koyarak ayağa kalktı. Ve böylece, benim refakatimde mescid-i şerife girdi. (Tirmizi, Şemail, 60, Hadis no: 137)
Aşere-i Mübeşşere’den ve Resulullah (ASV)’ın halası oğlu Zübeyr bin Avvam Bedir gazvesinde başına sarı bir sarık sarmıştı. Zübeyr’in düşman karşısında şahlanışını gören Allah Resulü (ASV) onun cesaret ve kahramanlığını şöyle övdü: “Meleklerin sarı sarıklarla Zübeyr’in suretinde indiklerini görüyorum. (İbn Sa’d, Tabakat, c. 3, s. 103.)
Cebrail (AS)’ın da Bedir’de Hz. Zübeyr süretinde ve başında sarı bir sarık olduğu halde indiği rivayet edilmiştir. Abdullah bin Zübeyr’in oğlu Abbad şöyle rivayet etmiştir: “Bedir gününde Zübeyr (r.a.)’in başında bir ucunu yüzü tarafına sarkıttığı sarı bir sarık vardı. Melekler de aynı şekilde, başlarında sarı renkli sarıklarla indiler.” (Hâkim, c. 3, s. 361)
Bedir’de melekler sarı renkli sarıklarla inmişlerdir. Sarı rengin iç açıcı, sevinç verici bir özelliği bulunduğu hikmetiyledir. Sarı renkte sevinç veren bir özellik bulunduğu, Bakara 69. Ayette geçen “bakanlara sevinç veren sarı renkli..” ifadesinden anlaşılmaktadır.
Avrupa medeniyetinin İslam coğrafyasını istila etmesi sonucu ne yazık ki diğer kılık kıyafetimiz gibi sarı sarık da büyük ölçüde terk edilmiştir.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum