Reklam Alanı

KUR'AN GÜNDEMİMİZİN MERKEZİNE ALMADAN ASLA?

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Sekülerleşme hastalığının yayıldığı yirmi birinci asırda, en büyük zararının İslâm âleminin payına düştüğünü söylemek mümkündür! Çünkü 2 milyar nüfusu olan İslâm âleminin, bu günkü dünyada söyleyecek hiçbir etkili sözü kalmamıştır dense yeridir. Dağınık, perişan, ırkçılık ve benzeri hastalıklar, hayatını tarumar etmiştir. Taklitçilik, çıplaklık kültürü, kültürel çıplaklık, ahlaki yozlaşma, maddecilik; manevi hayatını yiyip bitirmiştir... Dünyanın dört bir yanında, bugün zulme ve haksızlığa uğrayanların Müslümanlar olduğunu kimse inkâr edemez.  Toprakları işgal edilen, öldürülen, sürülen, yalnızlaşan ve manen ölen... Çok nedeni vardır, sebebi kendisidir!  İnsanlık tarihi boyunca, bakıldığında; yoldan çıkıp sapan kavimlere, Allah (c.c) Rahmetinin bir tesellisi olarak, onlara Peygamber ve kitaplar göndermekle merhamet ettiği görülmektedir. Ta ki, Efendimizin (s.a.v)'e gelene kadar, Nübüvvet ve Risalet böyle devam edegelmiştir. Mekke müşrikleri, İslâm dini kendilerine tebliğ edilince; atalarımızın dinini terk edemeyiz deyip, Kur'ân'a karşı çıkmışlardı. Çabalar, davet ve tebliğ vazifesi karşılıksız kalınca;  Hz. "Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz (onu terk ettiler) kaldılar” dedi. (Furkan.30) Allah'ın kitabına sırt çevirip karşı çıkanların akıbeti ise, çok elim ve çetin olmuştur... kimine zelzele, kimine azap yağmurları, kiminin üzerine taşlar yağdırmakla, onların sonunu getirmiştir. Nihayetinde, inkarcıların sonu; Rabbimizin:  "Rasûlüm! İşte böylece biz, yalnızca senin için değil, her pey­gam­ber için günaha boğulmuş inkârcı suçlulardan düşmanlar kıldık. Bununla birlikte yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin yeter! (Furkan. 31) ilahi fermanla hüsran oluvermiştir...  Demek ki, insanlık tarihi boyunca; gönderilen tüm peygamberler, kavimlerinin tekzib, eziyet, zulüm, tehdit, tahkir, boykot ve benzeri uygulamalarına maruz kalmışlardır... Evet, Resûlullah (s.a.v) başta olmak üzere; ondan önceki tüm peygamberlerin de, aynı durumlarla karşı karşıya geldiklerini Kur'an'i kerimden öğreniyoruz. Ad, Semud, Eyke, Kureyş vs.; Allahın hükümlerine kulaklarını tıkamakla, azabın kendilerine gelmesine sebep olmuşlardı.  Peki, günümüzde durum çok mu farklı sanki? Hal-i hazırda yaşadığımız toplum başta olmak üzere; bütün bir İslâm âleminin durumu çok vahim ve içler acısıdır. Kur'an sadece güzel ve özel ciltlere basılıp okunan, Cuma gecelerinde okunup sevabı ölmüşlerin ruhlarına gönderilen, taziye ve düğün merasimlerinde tilavet edilen, ama siyasete, ekonomiye, devlete, idareye karışmayan bir kitap haline gelmiştir. Bu gerçeği inkâr etmek ya çok cahil ya da kör olmak gerek. Kur'an bugün İslâm ümmetinin gündeminde, ne yazık ki ana maddeyi teşkil etmemektedir. İstisnalar hariç, çünkü onlarda fert bazında geçerlidir. Eğer bugün, Kur'an müslümanların gündeminin merkezinde tam olsaydı; ailelerimiz, gençlerimiz bu kadar yozlaşıp yoldan çıkarlar mıydı? Farkında olsak da olmasak da gerçek budur! İslâm âlemi, ilahi nizama kavuşmadığı müddetçe; gerçek manada gün yüzünü görmeyecektir... Bu kural, hepimiz için geçerlidir istisnasız olarak. Hiç kimse kendisini, masum gösterip imtihan meydanını boş bırakıp ta kenar da duramaz, durmamalıdır! Allah (c.c) âzim-ü şan, bu Kur’an’ın hükümlerinden hepimizi sorguya çekecektir... Ağızların mühürlendiği, ellerin konuştuğu ve ayakların şahitlik ettiği o çetin hesap gününde; (yasin 65) Resûlullah ve Kur'ân'dan sorguya çekilmeden önce, Kur'an'ın hüküm ve hakimiyetini hayatımızın merkezine taşımalıyız. Yarın çok geç olabilir! Ailelerimiz, gençlerimiz, toplumumuz büyük bir çöküntüye doğru, büyük bir felakete doğru gitmektedir... Peki, ne kadar bu çöküşün ve tehlikenin farkındayız acaba?  Rabbim, Uykuda olan ümmet-i merhumeyi, Kur'ân ile diriltsin... Selam ve dua ile. 26 Ocak 2023.
KUR'AN GÜNDEMİMİZİN MERKEZİNE ALMADAN ASLA?
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.