Reklam Alanı

FRAGMANLAR

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
1-Düşünmek ve sorgulamak bambaşka bir şey. Bir kumaş, bir maya, bir cesaret meselesi. Çok kitap okumakla, akademik ünvan sahibi olmakla alakası yok. Nice kitap kurdu ve akademisyen var, bir gün bile düşünmeye ve sorgulamaya cesaret edemiyor. 2-Gerçek İslam hangisi? Gerçek İslam kimilerine göre selefilik, taliban, el-kaide; kimilerine göre sufilik, tarihselcilik, mealcilik. Tarihe bakınca gerçek İslam birincisi, diğeri hayalî (olması arzu edilen) İslam. Kur'an'a bakınca ikisi de gerçek İslam. Hem Kur'an'a, hem tarihe bakınca birincisi daha çok gerçek İslam. 3-On yıldan fazla Risale Haber'de yazılar yazdım. Yaklaşık bir yıldır yazmıyorum, yazı göndermiyorum. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor artık. İpekyol Gazetesi'nde haftada bir yazmaya devam ediyorum. O da yaklaşık on iki yıl etti. Ama yerel olduğu için okuyucu kesimi çok çok sınırlı. Bu on iki yıl içinde yerele ilişkin bir veya iki yazı ancak yazdım. Yazılarının çoğu ulusal değil, küresel demişti bir okuyucu. Anladım ki yazılarım için en uygun mecra sosyal medya. Kimseye minnetin olmuyor, kimsenin ağız kokusunu çekmiyorsun. Bu dünyada düşünen ve yazan bir zeka için özgürlükten daha lezzetli, daha kıymetli hiçbir şey yok. 4-Düşünmek ve sorgulamak için illa dinden çıkmak gerekmiyor, dinin içinde kalarak da düşünme ve sorgulama çok yoğun şekilde yapılabilir. Naçizane bütün sorgulamalarım dinin içinde kalarak yapılan sorgulamalar. En yoğun sorgulamalarım bile dinin dışına itmeye zorlamadı beni. Onun için "dindar bilinç düşünmez" sözü düşünmeden söylenen, ayakları yere basmayan, artık kabak tadı veren bir ergen aforizmasından ibaret. Ayşe Sucu hocanın da paylaşımında işaret ettiği gibi tarihte en fazla düşünmüş, kafa yormuş ve hatta kimi zaman düşünmekten beyni çatlamış bilinçler, genellikle dindar bilinçler. 5-Cuma. Namaz tamam. Huşu kısmen. Hutbe güzel. Bu defa dikkatle dinledim. İrticalen verdi hatip. Vurguları, ses tonu tesirliydi. Yasin suresi'nden okuduğu bir ayet dokundu bana. Çocukluğumdan beri bildiğim ve ezberlediğim bir ayet. Ama sanki yeni duydum gibi. "O gün onların ağızlarını bağlarız, yaptıklarını bize elleri söyler, ayakları haber verir" mealindeki ayet. Benim için dindarlık cehennem korkusundan ibaret. Allah'tan, yani cehennemden korktuğum için inanıyorum diyebilirim. En çok korktuğum şey yaptıklarımdan, düşündüklerimden, hayal ettiklerimden dolayı bir gün hesaba çekilmek. Bazen sadece kendimle uğraşayım, kendim üzerine düşüneyim, kendimi tanıyayım, kendimi düzelteyim, kendi zaaflarımı tamir edeyim, kendimi ıslah edeyim diyorum. Gözlerimi kapatıp düşünmeye başlayınca sadece birkaç dakika sürüyor. Sonra zihnim dağılıyor, başka hayallere gidiyor. Riyazet, uzlet, meditasyon nasıl bir şey? Dindarlık insanı bambaşka bir hale getiriyor. İnsanın sorduğu veya aklına takılan sorular çoğu zaman Kur'an'ın verdiği cevaplardan daha büyük, daha düşündürücü gibi. Efsanevi futbolcu Pele ölmüş. Çocukken bizim için insanüstü bir şeydi Pele. En büyük şöhretin bile akıbeti ölüm. Yarın yılın son günü. Gelen fahiş zamlar ve ülkenin içler acısı hali. Ülkenin hâli benim iç dünyama çok benziyor: derbeder, dağınık, gergin, tedirgin...
FRAGMANLAR
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.