İnsan, bir su misali kıvrım kıvrım akar ya!
Bir yandan akan bemim, öbür yanda Sakarya. N. FAZIL KISAKÜREK.
Merhum, şairin dediği gibi, ömür gelip geçiyor.
Ömür sermayesi pek kısa. Ancak biz bunun farkında değiliz. Bahar da açan çiçekler. Yeşeren ağaçlar.
Artık çiçeklerini ve yapraklarını dökmeye başladılar.
Pek narin, çok da güzel olan bu çiçek ve ağaçlar, sonbahar gelince artık boyun larını bükmeye başladılar. Sarardı yapraklar. Tüm haşmetli ağaçlar artık bu mevsim karşısında, edata çaresiz kaldılar. Sararan yapraklar, bir bir dallardan düküldü yollara. Esen rüzgarlarla birlikte yere döküldüler. Rüzgarın karşısında bir hiç oldular. Bir bu yana, bir o yana gidip geliyorlar.
Sanki bir kaç ay öncesinde ki güçleri yok.
Sanki, insanlar, onların gülgesine sığınmamışlardı hiç. Onlar ile bir hoş oldular.Mutlu oldular. Kelebekler misali bir o yana bir bu yana yanlarına koşuşuyorlardı.
Artık mevsim, Hazan.
Ne yeşillikleri kaldı ne de güzelim renkleri.
İşte, hazan mevsimi bize şunu hatırlatıyor.
Ömür sermayesi pek kısa. Aldanmayın gençliğe. Ne kadar güzel ve güçlü olsanız da bir yere kadar.
Ne kadar çok koştursak, bir o kadar da çabuk yoruluruz.
Ne kadar dünya malı biriktirsek, bize bir yere kadar eşlik ediyor.
Evet helal dairesi pek geniştir. Helal dairesinde kalmak şartıyla, biz de istifade edelim dünya nimetlerinden. Ancak şunu da unutmayalım. Her şey sonsuz değildir. Gençlik te, mal da bir yere kadar bize eşlik ediyor. Beli bir yerden sonra ise, amelimizle baş başa kalacağız.
Tüm yaptıklarımız eğer, meşru daire de ise ne mutlu bize.
Meşru olmayan bir yoldan, ömür sermayesini haraçadı isek, o zaman bir yer de durup düşünelim.
Hazan mevsimi de, bizler için güzel bir örnek.
Biz savrulmadan önce, fırtınalara karşı hazırlıklı olalım.
Görüşüne edek,
Kalın selametle...
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum