Doğu ve Güneydoğu illerimizde aşina olunan bir tabir; “Paket Oy”
“Şu kadar oyum var” denilerek aday olunan sürecin devamında seçim yapılır ve o sandıklara giden müntesipler o paketin içini dolduran oylarını verirler.
Paketin istisnasız çıkması takdir edilir. Bir kaç istisna olmuşsa, köydeki öğretmene ve ailesine atfedilir ve adayın eseriyle duyduğu gurur zedelenmemiş olur.
Bir de “paket oyu olmadığı halde varmış gibi gösterenler” var. Akrabalarının paket oyu vardı diye, “şimdiki temsilci kendisiymiş gibi” parti genel merkezlerini soy adıyla ya da aşiretinin adıyla kandıran tipler. Bunlar da ayrı bir tür.
Hepsinin ortak yanı;
Seçildikten sonra takım elbise, siyah camlı araba ve etrafında danışman maaşıyla maaşlanmış olan çocukları ya da yeğenlerinin fır döndüğü, hava civa dolu bir hayat başlar. Dıştan bakıldığında sonradan görme bir yapmacıklık süzmesinden başka gözüken bir şey yoktur.
Bu hayat aslında yıllardır özenilmiş, kendi olamayan bir ruh halinin, taklit bir dışa vurumundan ibarettir.
Hal böyle olunca;
—O şehrin hastane eksikliği varmış! Kime ne?
—Doktor eksiği çok fazlaymış! Kime ne?
—Şehir eğitimde ülkenin sonundaymış! Buna ne?
—Öğretmen açığı çokmuş! Buna ne?
—Ulaşımda uçak seferlerinden herkes şikayetçiymiş! Takım elbiseli seçilmişimize ne?
—Sığınmacı tasallutu yerli ahaliyi göçe zorluyormuş! Siyah camlı araçlı vekile ne?
—Milletin sorunları Ankara’ya taşınmıyormuş! “Efendim, her şey mükemmel” diyen seçilmişimize ne?
—Belediyelerdeki koku ayyuka çıkmış! Çakarlı aracıyla halkın içinden son sürat geçen üstünümüze ne?
Buradaki asıl sorun; “paket oy” pazarlamacılarının varlığından ve vitrininden ziyade, partilerin bunlara prim vermesidir.
Bir parti dışlasa, diğeri kucak açar. Dolayısıyla şu veya bu parti değil, tüm partiler topyekün “sürü sahipliğine” önem vermekten vaz geçmelilerdir. Liyakat sahipleriyle yürümelilerdir. Şayet böyle olursa ahalinin gelişimi ve değişimi görmesi için sadece bir dönem bile yeterli olur. Artık ahali de onların paketinden çıkar. Kendi olur.
Sözün özü;
Siyasiler “paket oy” hastalığından vaz geçmedikçe veya millet “o paketin dolgu malzemesi” olmaktan vazgeçmedikçe; Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin genelinde, ne hizmet odaklı temsilci olur, ne de kendini ifade edebilen kültürlü kimseler seçilerek memlekete fayda sağlayabilirler.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum