Ikisi de profesör, biri politik bir partinin genel başkanı; diğeri Pisokolog, TV programcısı, eğitimci ve yazar.
Zafer partisi genel başkanı olan Ümit Özdağ'ın ilgi alanı; siyaset bilimci! Yani, esas vazifesi, toplumun; salah, huzur, barış ve esenliği için gayret sarf etmesi gerekirken, ama o tamamen zıddına hareketle toplumu kutuplaştırıcı ve geçmişin intikamını alırcasına, kafayı Şeyh Said (r.alh) ve müslümanların değerlerine takmakla, aynada kendisini görüp, yine kendisine yakışanı kamu oyuyla paylaşmakla, büyük bir talihsizliği imza atmıştır. Biz, burada ümit Özdağ'ın; Şeyh Said hakkındaki galizane sözlerini elbette ki yazmayacağız! Çünkü, biz o sözlerin, sahibine ait olduğunu daha önce paylaşmıştık... Ümit Özdağ, bu ülkede siyaset yapacaksa; öncelikle, insanların değer yargılarına karşı saygıyı öğrenmesi lazımdır. Çünkü, siyaset bir ahlak ve erdemlik işidir! Siyasetin bu kısa tarifini de yaptıktan sonra, Ümit Özdağ konusunu kapatalım:
Siyaset: "Kamu otoritesinin özellikle kamu hukuku alanında dinin genel ilkelerine ters düşmeyecek düzenlemeler ve bu çerçevede uygulamalar yapma yetkisi. (TDV. İslam Ansiklopedisi. İlgili madde)
Üstün Dökmene gelince, onun; toplumda var olan gerilimi yatıştırmak ve psikolojik sorunu olan fertlere yardımcı olması gerekirken; o da, Müslüman hanımların baş örtüsüne kafayı takmakla bozmuştur. Üstün Dökmene, öncelikle şu hakikati hatırlatmak lazım: Müslüman hanımların tesettürü veya baş örtüsü, bir adet falan değildir. Zira o, ilahi emir gereğince bir ibadettir. Üstün Dökmene, Rabbimizin şu evrensel fermanını hatırlattıkları sonra; bir kaç kelam etmeye gayret edeceğiz. Rabbimiz buyuruyor:
"Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır. Allah ziyadesiyle bağışlamakta ve çok esirgemektedir. (Ahzab, 59)
Bu da, Nur suresi ayet, 31:
Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar! Üstün Dökmen, istediği kadar; kadın nötr veya faz olmalıdır gibi komik şeylerle kafasını bozsun. Biz inancımız gereği, Rabbimizin her emrine kayıtsız şartsız teslim olup iman ederiz ve mükellefi olduğumuz emirleri yerine getirmeye devam edeceğiz!
Şimdi bu açıklamaları yaptıktan sonra, Ümit Özdağ ile Üstün Dökmen'in inanıp inanmamları bizi hiç alakadar etmez. Ama velakin, bizi; her ikisinin de, üzerlerine vazife olmayan meseleleri gündeme getirip; Müslümanların değer yargılarına dil uzatmaktan vaz geçmeleri alakadar eder! Tabi ne yazık ki, her ikisi de; ilgi alanlarıyla değil, ilgi alanlarının dışındaki konulara kafayı takıp; toplumu birbirine düşürmeye namzet iki yaşlı insan. Ümit Özdağa diyoruz ki, bak Profesör olabilirsin ama bilmelisin ki; bu ülkenin çoğunluğu Müslümandır, senin profesör olman, sana her istediğini söyleme, her istediğine hakaret etme hakkını vermez bilesin! Müslümanların da, kendilerine göre kırmızı çizgileri vardır unutma. Şimdilik belki köyü itsiz sanıp, değneksiz geziyorsun, ama unutmamalısın ki; her Müslüman bir Said'dir ve gerektiği zaman da, inancı için hiç çekinmeden canını verebilecek kadar mert ve samimidir. Sen bu ülkede siyaset yapacaksan, öncelikle insanlara karşı saygılı olmayı öğrenmelisin. Nefret ve kin dolu olan içinizi dökmekle; bu ülkenin insanlarının saygı ve teveccühünü kazanamayacağınızı öğrenmelisiniz. Bu topraklar bizim ecdadımızdan, kadim bir medeniyetin eserinden bize miras kalmıştır bilesin. Mesela benim dedem, (diğer dedemle yani iki kardeş); Süvari olarak, vatan ve din savunması için; Urfa'dan kalkıp ta Edirneye kadar gitmiş ve bir dedem orada Şehid düşerek o topraklara defnedilmiştir. Ümit Özdağ'ın, bu topraklar da; din ve vatan uğruna Şehid olan dedeleri var mıdır doğrusu merak ediyoruz!?
İslam davası için kıyam edip ve o devrin, ceberrutları tarafından idam edilen Şeyh Said'in; Türkiyeli tüm müslümanların gönlünde ayrı bir yerinin olduğunu unutmayın. Ümit Özdağ, yıkıcı ve tahripkâr davranışlar yerine; daha yapıcı ve inşa edici bir tutum sergilerseniz, bu sizi toplumda değerli kılar! Tabi takdir ve tercih sizin. Şeyh Said (r.alh) için sarfettiğiniz hakaretlerinizi, ahlak ve izana yakışmayan söyleminiz sizin olsun emmi. Ve bir an önce, tüm Müslümanlardan özür dilemelisiniz!
Gelelim, Psikolog olan Üstün Dökmene. Prof. Olan Üstün Dökmen'e göre, başı örtülü olan (dikkat edin tesettürlü demiyor) hiçbir kadın "Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalına konuk olurken şunları söylüyor; Üstün Dökmenin, kendisine göre talihli, ama kamuoyunun çoğuna göre talihsiz olan o açıklmasının bir kısmını olduğu gibi buraya aldık:
Dökmen, başörtülü kadınların psikolog, psikiyatri ve rehber öğretmen olmamaları gerektiğini savundu.
Dökmen, başörtülü öğretmenlerin diğer branşlarda da öğretmenlik yapabilmelerine, 'Milli Eğitim izin verdiği için' bir şey söylemek istemediğini, başörtülü hukukçular hakkında ise kendi alanı olmadığı için yorum yapmayacağını ifade etti.
Peki, Üstün Dökmen; Hukuk ve branş öğretmenlik hakkında; alanım olmadığı için açıklama yapamayacağınızı söylüyorsunuz da; Allah'ın emri olan kadının (yukarıda meallerini vermiş olduğumuz Ahzab,59. Nur 31 ayetler) baş örtüsüne dil uzatmak sizin hangi ilgi alanınıza giriyor acaba merak ediyoruz? Üstün Dökmen, ilahiyatçı mısın, din Âlimi mı mısın, İslâm tarihçisi mısın ki; islam ve Müslümanların kutsalları hakkında fikir beyan ediyorsun?. Neyse ne, Üstün Dökmenin dini inancı da bizi hiç mi hiç alakadar etmez; bizi alakadar eden, Üstün Dökmen ve gibilerinin İslâma ve Müslümanlara dil uzatma konusunda; ileri geri konuşmaktan, hakaret etmekten, üzerlerine vazife olmayan meseleler hakkında ahkam kesmekten vaz geçmeleridir...
Kalın sağlıcakla efendim.
21 Ağustos 2022.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum