Muhterem Kardeşlerim…
Hanefî mezhebindeki bir kimse, yaptığı ibadetlerin sevabını, ölü diri herkese bağışlayabilir.
İbadetler 3 kısımdır:
1- Zekât, sadaka ve kefaretler gibi, yalnız malla yapılan ibadetlerin sevabını ölü diri herkese bağışlamak caizdir.
2- Hac gibi, hem beden, hem malla yapılan ibadetlerin sevabını bağışlamak caizdir.
3- Yalnız bedenle yapılan Namaz, Oruç, Tesbih, Tehlil, Tahmid ve Kur’an-ı Kerim okumak, dua etmek gibi ibadetlerin sevabını bağışlamak da caizdir. Bir kimse, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, mesela Namaz, Oruç, Sadaka, Kur’an-ı Kerim okumak, Hac, Umre, Evliyanın kabrini ziyaret ve ölüye kefen vermek gibi ibadetleri yaparken sevabını ölü diri, başkasına hediye etmeye niyet edebilir. (Etfal-ül Müslimin)
İmam-ı Şafii ve İmam-ı Malik hazretleri, “Yalnız beden ile yapılan ibadetlerin sevapları ölüye hediye edilmez” dediler. Fakat sonradan gelen Şafii Âlimleri, “Ya Rabbi! Okuduğumdan hasıl olan sevabın mislini ölülere vasıl et!” gibi dua edince, vasıl olacağını bildirdiler.
Görüldüğü gibi, ölü için Kur'an-ı Kerim okunur. "Okunan Kur'anın sevabı ölüye gitmez" diyenlerin yanlış söyledikleri açıktır.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Kabristandan geçen kimse 11 ihlas okuyup, sevabını kabirdekilere hediye ederse, ölü adedince sevap verilir.” [İ.Ahlakı]
Bir kimse, farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, sevabını, ölü diri, herkese hediye edebilir.
Namaz, oruç, hac, umre, sadaka, Kur'an-ı Kerim okumak, evliyanın kabrini ziyaret, kurban, zikir gibi ibadetlerin sevapları başkasına hediye edilebilir. Hediye edenin kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Yani sevap, hediye edilenlere, taksim edilmeden, herbirine bütünü kadar erişir.
Her ibadetin sevabı, Resulullah Efendimizin mübarek ruhuna da gönderilebilir. İbni Ömer hazretleri, Peygamber efendimiz için umre yapmıştır.
İbn-is Serrac hazretleri de Resulullah Efendimiz için onbinden fazla hatim okumuş, mübarek ruhu için kurban kesmişti. (Hidaye)
Tatarhaniyye fetva kitabında, “Sadaka veren kimse, sevabının bütün müminlere verilmesi için niyet ederse, kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir” buyuruldu. (Redd-ül-muhtar)
Şu halde, her mümin yaptığı ibadetlerin sevaplarını, başta Peygamber efendimiz olmak üzere, ana-babasına ve bütün müminlere hediye etmelidir! Sevabı hepsine de gider. Kendi sevabından da bir şey eksilmez.
İstiğfar etmek
İstiğfar okumak, “Estagfirullah” demek veya istiğfar duasını okumaktır. İstiğfar etmekse, hayır hasenat yaparak, günahların affına sebep olmak demektir. Sevabı ölüler için kurban kesmek, Kur’an okumak, cami ve çeşme gibi hayır hasenat yapmak veya yaptırmak istiğfar etmek olur.
Bir kişi, “Ya Resulallah, ölmüş olan ana babamın günahlarının affı için ne yapmalıyım?” dedi. Ona, “Onlar için dua et, Kuran oku ve istiğfar et” buyurdu. (Ey Oğul İlmihali)
Kur’an okuyup bağışlamak
Okunan Kur’an-ı Kerimi başta Peygamber Efendimize, diğer Peygamberlere, Ehl-i Beyte, Eshab-ı Kirama, Tâbiine, mezhep İmamlarımıza, Silsile-i Aliyyeye, Meşâyıh-ı İzâma ve bütün müminlere hediye etmek iyi olur.
Sevabını hediye etmek
Okuduğumuz dua ve tesbihlerden hâsıl olan sevab, bir kimseye hediye edildikten sonra, başkasına da hediye edilir, ölü diri, dünyadaki bütün Müslümanlara hediye edilebilir. Tek tek hediye edilebildiği gibi toptan da hediye edilebilir. Hediye ettiklerine, aynı şeyi tekrar hediye edemez. Mesela, 70 bin Kelime-i Tevhid okudu. Bu Hatm-i Tehlili, ölen birine hediye etse, daha sonra başkası ölse, ona da hediye edebilir, daha sonra başkaları ölse hepsine teker teker hediye edebilir. Aynı Hatm-i Tehlili aynı kişilere ikinci defa hediye edemez, çünkü daha önce hediye etmişti.
Bütün sevaplar hediye edilebilir
Bir kimse, kıldığı namazlardan, tuttuğu oruçlardan, verdiği zekâtlardan, evliya kabirlerini ziyaret etmekten, birine verdiği ödünç paradan, Ehl-i Sünnet kitaplarını başkalarına ulaştırmaktan kazandığı sevapları, kısacası hayatta kazandığı farz veya nafile bütün sevabları ölü diri herkese hepsini bağışlayabilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. Ancak bunların duası yapılmak üzere başkasına bildirilmez.
Mesela, “40 yıldır kıldığım namazların, tuttuğum oruçların, okuduğum ilimlerden hâsıl olan sevapların duasını yapar mısınız?” demek âdet olmamıştır. Yadırganacak şeyler yapmamalı. Sevap bağışlamak ayrı, bunların dualarının yapılması için birine hediye etmek ayrıdır.
Hayatta da olsa, ölmüş de olsa, her mümine, yaptığımız ibadetlerin sevabı hediye edilir. Bizim sevabımızdan hiç eksilmeden, onlara da aynı sevab gider. Kabul olması için haberdar olmaları gerekmez. Yani haberdar olmasa da, o sevab onların amel defterine yazılır.
Mümin, ibadetlerinin sevabını ölü diri herkese hediye edebilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. (Hidaye)
Hatm-i tehlilin, ölü diri, herkese faydası vardır. (Mekatib-i şerife)
Bir Hadis-i Şerif meali de şöyledir:
“Kendisi için veya başka Müslüman için 70 bin Kelime-i Tevhid [Hatm-i Tehlil] okuyanın günahları affolur.” [Makamat-ı Mazheriyye]
Allahu Teâlâ cümlemizi kendine, aile efradına ve topluma karşı görevini yapan, faydalı olan kullarından eylesin. (Amin)
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum