Reklam Alanı

SAHABEYE ERİŞİLMEZ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Allah Resulü’nün terbiyesinde yetişen, “nübüvvet” nuruyla ruhlarını aydınlatan ve onunla yoğrularak Allah’ın kendilerinden razı olduğu bir üstünlük elde eden sahabeler, Allah’ın dininin bize ulaşmasında da öncülük etmişlerdir. Onun için her hayırda onlar en mükemmelini yapmışlardır. Nefis ve şeytan, ya da gelecek endişesi, emel ve temenniler onları hiç bir hayırdan alıkoyamamıştır. Başta “Aşere-i Mübeşşere” olmak üzere birçoğu hayatta iken Allah tarafından cennetle müjdelenmelerine rağmen, en küçük bir şımarıklık belirtisi göstertmedikleri gibi, ibadet ve hayır işlerinde hiç bir aksamaya meydan vermemişlerdir. Geçmiş ve gelecek günahlarının affedildiğini bizzat Kur’an ayetleriyle bildirildiği halde, Allah ve Resulünün sevgisiyle aydınlanan takvanın en üst düzeyindeki hayatlarında hiçbir değişiklik olmamıştır. Kur’an-ı Kerim sahabeye yönelik ilahi iltifatı Fetih suresinde açıkça bildirmektedir. “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.” (Fetih, 1-3) Bu ayetlerde bildirilen Mekke’nin fethinde elbette önemli unsur ve Resulullah (ASV)’ın desteği sahabelerdir. Ayrıca “ismet” sıfatına sahip olan Resulullah (ASV) günahsız olduğu için ayette “geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanması” ile sözüyle sahabenin kastedildiği açıktır. Surenin sonunda da sahabenin Tevrat ve İncil’deki vasıfları anlatıldıktan sonra, “Onlardan iman eden ve salih ameller işleyenler için, Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.” buyurarak sahabenin Allah katındaki değerine işaret edilmiştir. Bununla birlikte sahabeler, Allah ve Resulünün emri karşısında her ne gerekiyorsa feda etmekten çekinmemişlerdir. Hadis, siyer ve tarih kaynakları bu konudaki hayranlık uyandıran örnekleriyle doludur. Sahabenin niçin bu derece ilahi iltifata mazhar olduklarını anlamak için hayatlarına kısa bir bakış yeterlidir. Bununla ilgili bir-iki örnek vermek istiyoruz: Namazda kendisini meşgul etti diye en güzel bahçesini Allah için bağışlayan Ebu Talha: Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdullah (RA) şöyle anlatmıştır: Ebu Talha el-Ensâri (RA)’ın çok değer verdiği güzel bir bahçesi vardı. Bahçesinde namaz kıldığı bir sırada karşısında bir güvercin uçtu. Hayvan, şaşırmış gibi kaçacak bir yer arıyordu. Bu hal Ebû Talha'nın hoşuna giderek bir süre gözüyle kuşu takip etti. Daha sonra kendine geldi ama kaç rekât kıldığını bilemedi. Bunun üzerine Ebû Talha: "Bu bahçemde huzurum bozuldu!" diyerek, Resulullah (ASV)'ın yanına geldi ve: "Ya Resulallah! Bahçemi Allah için vakfettim, onu istediğin gibi kullan" dedi. (Muvatta, Salât, 18, Hadis no: 221.) “Sevdiğiniz şeylerden bağışta bulunmadıkça hayra ermiş olmazsınız. Sizin hayır için harcadığınız herşeyi ise Allah bilir.” (Al-i İmran,92.) ayeti nazil olduktan sonra, sahabe arasında en sevdikleri mal ve mülklerini bağışlama yarışı başlamıştı. Hz. Ömer’in de çok sevdiği bir hurmalığı vardı, onu vakfetti. Bununla ilgili olarak şöyle rivayet edilmiştir:   Abdullah bin Ömer (RA)’den rivayete göre, Hz. Ömer, Medine'nin karşısında kendi öz malı olan ve "Semğ" denilen bir hurma bahçesini sadaka olarak bağışlamaya karar vermişti. Bunun üzerine Ömer (RA): “Ya Resulallah! Ben nazarımda en güzel ve kıymetli bir hur­malığa malik bulunuyorum. Halis kazancım olan bu malımı sadaka yapmak istedim” dedi. Peygamber (ASV) da: "Sen bu malın aslını vakıf yap. Artık o satıl­maz, hibe edilmez, miras olunmaz; fakat onun mahsulü infak olu­nur (ihtiyaç sahibelerine yedirilir)" buyurdu. Ömer (RA) en güzel hurma bahçesini böylece vakfetti. (Buhari, Vesâyâ, 22, Hadis no: 2764.) Sahabeler, gelen bir ilahi emirle hiç tereddüt etmeden ve düşünmeden en sevdikleri mallarını Allah yolunda bağışlamaktan geri durmuyorlardı. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuştur.
SAHABEYE ERİŞİLMEZ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.