Reklam Alanı

KOMŞULUK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
İnsan sosyal bir varlıktır, toplum dışında yalnız başına yaşamasına imkân yoktur. Bu nedenle komşuluk da zorunlu olarak vardır ve kaçınılmazdır. Sosyal hayatın düzeni ve herkesin birbirlerinin haklarına saygılı olmasını esas alan İslam, toplumda huzur ve mutluluğun sağlanmasını hedeflemiştir. Bu itibarla Kur’an’da açıkça söz konusu edilen ve iyilik yapılması istenen sınıflardan biri komşudur. İki tür komşuya dikkat çekerek şöyle buyurmuştur: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşuya, akraba olmayan komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa,36) Çoğu ayetlerde bu ayette olduğu gibi, insandan istenen görevler özetlenmiştir. Bu ayetteki sıralama da gayet manidardır. Herkese düşen öncelikli görev, Allah’a ibadet etmek ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamaktır. İyilik edilmeye en öncelikli hak ana-babanın sonra da akrabalarındır. Arkasından, uzakta da olsalar yetim ve yoksullar gelir. Çünkü muhtaçlık yönüyle bunlar komşudan daha önceliklidir. Peşinden akraba olan ve akraba olmayan komşu gelmektedir. Ayette, iyilik etme sıralamasında gerek “akraba komşular”, gerekse de “yabancı komşular”, “yakın arkadaşlar”ın önüne geçirilmiştir. Çünkü insan komşusuyla sık sık yüzyüze gelir, birçok yönden birbirlerine ihtiyaçları olur. Yardım gerektiren herhangi bir olumsuzluk sırasında imdada yetişecek olan arkadaş değil, komşudur. Uzaktaki akraba yetişemeden komşu yetişir. Arkasından sıra yolda kalmış iyiliğe muhtaç olan yolcuya gelir ki bu da sıkça yaşanan bir durum olmadığından sıralaması sonlardadır. Sonra da çeşitli vesilelerle başkaların eline düşen köleler belirtilmiştir. Son olarak da, “Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” cümlesiyle, iyiliğin sınırını ve mahiyetini açıklamaktadır. Yaptıkları iyilikleri başa kakan kibirli ve kendini beğenmişlerin iyilik yapmış sayılmayacağını, Allah’ın sevmedikleri gruba girmiş olacaklarını bildirerek uyarıyor.  Sosyal hayatta önemli bir unsur olan ve huzur ve düzenin sağlanmasında etkin rolü bulunan akrabalığa büyük değer veren İslamiyet, komşuluğu da bir nevi akraba durumuna getirmiştir. Peygamber (ASV): "Cibril (AS) bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki, nerede ise komşuyu komşuya varis kılacak zannettim.” (Buhari, Edep. 28.) hadisiyle buna işaret etmiştir. Yine şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna eziyet etmesin, iyilik yapsın.” (Müslim, İman, 74.) Peygamber (ASV)’ın emir ve tavsiyelerine hakkıyla itaat eden sahabeler, sonraki nesil olan tabiînleri de buna uygun olarak yetiştirmişlerdir. Böylece peygamber terbiyesi İslam kültürü olarak nesilden nesile devam etmiştir. Sahabeden der alan ve onların eğitim ve gözetiminde yetişen tabiinlerden biri de Hasan Basrî Hazretleridir. Rivayete göre, Hasan Basri Hazretlerinin bir Yahudi komşusu vardı. Ticari bir sebepten dolayı oturduğu evini satılığa çıkardı. Yahudi, o zamanki şartlara göre değerinden fazla bir fiyat belirlemişti. Söz gelimi, evin değeri 300 altın ise, o 400 altın istemişti. Talipliler: “Yahu bu ev ancak 300 altın eder, sen niçin 400 istiyorsun?” diye sordular. Bunun üzerine Yahudi şöyle cevap verdi: “Evet, haklısınız, 300 altın evin değeridir, ama 100 altın da Hasan Basri’nin komşusu olduğu içindir. O’nun paha biçilmez, doyulmaz bir komşuluğu vardır!” Günümüzde İslam coğrafyasını büyük ölçüde istila eden Avrupa’nın “mim”siz medeniyetinin etkisiyle, komşuluk ilişkilerinin hayli zayıfladığını, İslam kültüründeki komşuluğun zedelendiğini görüyoruz. İslam’ın emrettiği şekilde komşu haklarına uyulmadığına şahit oluyoruz. Gürültü, halı ve sofra silkeleme, binadaki düzen ve ittifaka uymayıp sorun çıkarma, çocuklarına sahip çıkmayarak çeşitli rahatsızlıklara sebep olma gibi eziyetler komşuya yaşatılmaktadır. Müslümanların bu konularda dikkatli olmaları, komşuya eziyet vermekten sakınmalıdırlar. Gerçi İslam kültürünün komşulukla ilgili bazı güzellikleri devam etmektedir ama unutulmamalıdır ki komşuya eziyet etmek, iyilikleri yok edebilir. Kandil gecelerinde komşulara dağıtılan yağlı ekmek diğer günlerde verilen eziyetin günahını kaldırmaz.
KOMŞULUK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.