Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda şu ana kadar kartını iyi kullandı.
Bundan sonra olacaklara gelince (muhtemelen);
1-İsveç ve Finlandiya Türkiye’nin masaya sunduğu talepleri kabul edecekler.
2-Türkiye veto kozunu kullanmaktan vaz geçecek.
3-Prosedürel olarak her üye ülkenin parlementosunda oylanacağı gibi, teklif TBMM’de de oylanarak, oy çokluğuyla onaylanacak.
4-Ve nihayet 2 ülke NATO üyesi olacak.
Peki ya sonra!
—Sonrası, öncesinden daha mühim bir mesele.
Şöyle ki;
2 ülkenin üyeliklerinin gerçekleştiği tarihin hemen ertesini düşünelim.
1-Kısa süre içinde ortaya atılacak sıradan bir mesele konu edilerek Türkiye’ye tekrar ambargo uygulanırsa ne olacak?
Örneğin; Yunanistan’ın 1980’de NATO’ya 2.kez üye olmak istemesi üzerine, Türkiye’nin veto etmekten vaz geçip, üyeliği onaylamasının ardından olanlar ortada.
Örneğin; Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 2016’da imzalanan “Geri Kabul Anlaşması” şartlarından olan “vize serbestisi” konusu hiç hayata geçmedi. Geçecek gibi de durmuyor.
2-Uluslararası hukukta “Savaşa Varmayan Kuvvet Kullanma Yolları” tarif edilmiştir. Bunlardan birisi de “ambargo” olduğuna göre, bu 2 ülkenin Türkiye’ye karşı ebediyen bu yolları kullanmayacağı nasıl garanti edilebilir? Edilemezse bu iş sadece “niyet beyanına” güvenilerek mi olur?
3-Diğer yandan, üyelik onaylandıktan sonra uygulanacak bir ambargo olması halinde Türkiye’nin “ben çekildim, onayımı iptal ettim” deme lüksünün olmadığını da biliyoruz.
Madalyonun diğer yüzü ve gündemde hiç yer edinmeyen kısmı ise; “Rusya”
1-Türkiye’nin, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik onayı vermesi halinde, Rusya’nın (en basitinden turizm ve ticaret alanında) Türkiye’ye ambargo uygulaması söz konusu olur mu?
2-Rusya’nın çeşitli konularda Türkiye’ye karşı alacağı tavrın mali etkileri yeterince hesap edildi mi?
3-Ukrayna savaşının uzun yıllar sürmek üzere batı tarafından planlandığını düşünürsek, yıllar içinde savaşın Finlandiya’ya sıçrama ihtimali düşük de olsa vardır. Bu durumda NATO’nun en büyük 2 askeri gücünden 1’i olan Türkiye, NATO gücü olarak Rusya ile savaşmak durumunda mı kalacaktır?
Son yıllarda orta doğuda cereyan eden hadiselerle, asıl yıpratılmak istenen ülkelerin başında Türkiye’nin geldiği sır değil.
Diğer yandan ABD’nin çevremizdeki adalar ve sınırımızın hemen öbür yanında bulunan Dedeağaç’ta yapmakta olduğu yığınaklar var.
Bu yığınakların kullanımı öncesinde, özellikle son yıllarda iyice gelişen Türkiye-Rusya yakınlaşmasının onarılmaz bir şekilde bitirmek maksadıyla 2 ülke, kuzey Avrupa’da karşı karşıya getirilmek mi istenmektedir?
Önümüzdeki süreçte, uzmanların “özellikle üyelik sonrası” yaşanması muhtemel meseleleri ele almasının gerektiğini düşünüyorum.
Hayırlı haftalar.
Reklam Alanı
Diğer Yazıları
- ÇAKARLI ARAÇ 14 Eyl 2024, 10:13
- AŞAĞI DÜŞÜŞ! 31 Ağu 2024, 10:52
- PARTİ DEĞİŞTİRMEK 10 Ağu 2024, 10:05
- YÖNETMEK Mİ? YÜRÜTMEK Mİ? 03 Ağu 2024, 10:01
- ÜNİVERSİTELER 20 Tem 2024, 08:39
- NE OLURSA OLSUN BİZ YERİZ 13 Tem 2024, 09:45
- ÇÖZMEDİĞİNİZ SORUNUN PARÇASISINIZDIR 29 Haz 2024, 10:13
- HAZİRAN 22 Haz 2024, 10:13
- KÖPEKPERESTLİK 15 Haz 2024, 10:22
- VALİLİKLER 08 Haz 2024, 09:58
- HAKKIN GÜCÜ 01 Haz 2024, 09:23
- OMURGA MESELESİ 25 May 2024, 14:18
- MİRASYEDİ 18 May 2024, 10:17
- BELEDİYELERİN İHTİYAÇ ANALİZİ 11 May 2024, 10:22
- YENİ ANAYASA SÜRECİ 04 May 2024, 10:29
- ÖZDEŞLEŞME 27 Nis 2024, 10:17
- UZAKLARDA ARAMA ! 20 Nis 2024, 10:32
- ACI KAYIPLAR 13 Nis 2024, 10:21
- KURTULUŞTAN KURULUŞA 06 Nis 2024, 10:34
- KURTULUŞU HAK ETMEK 30 Mar 2024, 10:38
Popüler Haberler
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum