Tarih, insanların iki düşünce uğruna mücadele sahnesi ile doludur.
Birincisi, özgür bir yaşam ya da hayat sürme isteğin de olanlar.
İkinci ise despot, hukuk tanımaz düşünce tarzını benimsenmesini yol edinenler ile.
Bu mücadele, Hz Adem ile, ilk insan ile başlamış, insanlık varolduğu sürece de devam edecektir.
Ya güneşin önünde diz çöküp, varlığını kabul edilecek ya da çeşitli bahanelerle güneşin, varlığını çeşitli bahanelerle inkar edecekler.
Varlığını kabul edenler, hukuk ve adalet tanıyanlardır.
Tanımayanlar ise despot, hukuk ve adalet tanımazların işidir.
Evet, insana her türlü özgürlüğü tanıyan HAKK, bu özgürlüğü kısanlar, bilsinler ki, HAKK'a rağmen yol alıyorlar.
Yaradan, tüm doğuştan bu hakları verirken,
EY İNSAN! Sen kim oluyorsun da, doğuştan veriken hakları, insanların elinden almaya çalışıyor sun.
Benim Rabbım, bana ikram ettiği tüm bu nimetleri kendi nam ve hesabı adına elimden almaya çalışıyorsun.
Bana doğuştan verilen din seçme hakkımı. Bu dinin emirlerini yaşmam biçimi olarak seçme hakkımı. İbadet hakkımı, örtünme hakkımı gibi.
Bana doğuştan verilen dil hakkımı. İster Türk olayım, ister Kürt.
Bu doğuştan verilen dil hakkıma hiç kimse, müdahale edemez.
Dilimi bana bahşeden, bunu kullanma hakkımı da yine" O", vermiştir.
İbadet etme hakkımı, ister namaz klıarım, isterse kılamama özgürlüğü.
İster oruç tutarım, ister isem tutmam.
Elbetteki bunun bir karşılığu vardır.
Ama, bu hesap verme inancı olamayanlara da, saygım olacaktır.
Ama, bir Kadir gecesinde dahi, oruç tutan insanların, oruçu ile dalga geçmek.
Bu hakkı kim size verdi. Bu hakkı, hangi hukuk adına alıyoruzsunuz.
İnsanların, inancı ile dalga geçmek.
Tüm bunları da, özgürlük adına yapmak.
Hani, özgür bir dünya istiyorduk.
Evet, tüm isteklerimiz eşit Adelet ve hukuk adına olmalı.
Kendimiz için istediğimizi, başkaları adına da istemeliyiz.
Kalın selametle..
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum