Sabah Cevşen, Kur'an, zikir. Öğleden sonra uyku ve uyuşukluk arasında öylesine bekleyiş. İkindi sonrası Ahmet Altan'ın Kristal Denizaltı'sı. Romanda ne kadar başarılıysa denemede aynı ölçüde başarılı Ahmet Altan. İnsan duyguları gökteki bulutlar misali gün içinde değişiyor. Sabah Cevşen, akşamüstü Ahmet Altan okuyan bir ruh. Aynı ruh. Belki de farklı ruhlar. Bilemiyoruz. Oruç düşünmenin önündeki en büyük engel. Açlık ile düşünmek bir arada olmuyor. Ramazanın bitmesine az kaldı. Hafta içi mevlit ve Kadir gecesi. Yine kalabalıklar, müsamereler, ziyaretler...
Ahmet Haşim'in Müslüman Saati'ni paylaştım, beğenen ve yorum yapan olmadı pek. Edebiyat sahiden öldü. İnsan gibi yazılar da eskiyor, tedavülden kalkıyor. Bir devirde bestsel olanın başka bir devirde kimse bakmıyor yüzüne. Zamanın ruhu veya zamanın oğlu. Kader veya yazgı. Bugün Haşim'in o enfes yazısından zevk alacak insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kur'an her devirde okunuyor. Mucize bu belki de. Her devirde tazeliğini korumak, her devirde o devir için nazil olmuş gibi olmak. Kelam-ı ilahi olmak böyle bir şey. Bazı şeyleri biliyorsun ama bildiremiyorsun, anlıyorsun ama anlatamıyorsun, görüyorsun ama gösteremiyorsun, hissediyorsun ama hissettiremiyorsun, öğreniyorsun ama öğretemiyorsun.
Din dili içinde rahatlıkla anlaşılan bir şey felsefî dil içinde hiç mi hiç anlaşılmıyor. Tersi de cari. Hangi dile itibar edeceğimiz hususu peşin bir inançtan ibaret. Dört başı mamur bir anlamdan kopmak, anlamsızlık denizi içine düşmek ve sonra kendine yine dört başı mamur bir anlam bulmaya çalışmak. Sisifos işkencesi. Abese alışmak.Tecessüs öldürüyor insanı. Anlamaya başlayınca yaşayamıyor artık insan. Yaşamın tadı kaçıyor. Yaşamın tadı yaşam üzerine düşünmemek. Farkındalık büyük bir felaket. Farkındalıkla yaşamak ikiyüzlülüğü tercih etmek, hatta karakter haline getirmek gibi bir şey. Ama farkında olduğunu, aydınlandığını, bazı şeyleri berrak bir şuur ile kavradığını inkar edemezsin ki! Mesele bunları inkar edememek değil, söyleyebilmek. Korkudan değil elbet, dinleyecek kulakların olmayışından.
Akıl bize diyor ki: dinin özü iyilik, güzellik, adalet, ahlak ve erdem gibi yüksek meziyetlerdir. Gerisi bomboş ayrıntılardır. Ama nakil bize diyor ki: İslam'ın özü tevhid ve şirk koşmamaktır. Bunlar olmadan gerisi bomboş ayrıntılardır.
Reklam Alanı
Diğer Yazıları
- DERİNLİK, DELİLİK, DİLENCİLİK 16 Eki 2024, 09:51
- ŞAHİN DOĞAN'IN 'BİLMEK AZAPTIR' KİTABI VE ASRIN RUHU 09 Eki 2024, 09:17
- EYLÜL VİCDAN VE DOĞA 02 Eki 2024, 09:21
- İDAM CEZASI ÜZERİNE 25 Eyl 2024, 09:19
- ZALİMLERİ SEVİYORUZ ÇÜNKÜ... 18 Eyl 2024, 11:56
- ABESLER DÜNYASI 11 Eyl 2024, 09:32
- İSLAM VE MODERNLİK 04 Eyl 2024, 09:38
- SICAKLAR, ELEŞTİRİ VE SANAT 28 Ağu 2024, 09:29
- URFALILAR VE KÜLTÜR 21 Ağu 2024, 09:39
- BATILILAŞMA, MEVLANA, MOĞOL VE İHANET 14 Ağu 2024, 09:47
- HZ. İSA ÖLDÜ VE GERİ GELMEYECEK 31 Tem 2024, 10:28
- KENDİLERİ İLE SAVAŞANLAR 24 Tem 2024, 09:29
- İBRAHİM TATLISES Mİ, AHMET ARSLAN MI? 17 Tem 2024, 09:43
- AGNOSTİSİZM VE İLAHİ TRAJEDYA 10 Tem 2024, 09:58
- DUA İÇİNDE BEDDUA 03 Tem 2024, 09:43
- BAYRAM, DAİMOND TEMA VE HZ. AİŞE'NİN YAŞI 26 Haz 2024, 09:15
- TARKOVSKİ, BERGMAN VE BİR TARTIŞMA 12 Haz 2024, 10:38
- MECBURİYET VE HAYAT 05 Haz 2024, 09:42
- YÜKSELİŞ DEĞİL, DÜŞÜŞ 29 May 2024, 11:38
- TERK-İ TERK 22 May 2024, 09:59
Popüler Haberler
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum