KAFALARI KARIŞIK OLANLAR ŞEYTANLA YOLDAŞ OLURLAR

Aziz ve Celil olan Rabbimiz, Kerim kitabımızın Bakara süresinin ilk beş ayetinde; önce göndermiş olduğu kitabını tanıtırken, hemen arkasında ise, hakiki müminlerin vasıflarını zikreder! Daha sonra, on iki ayette peş peşe nifak ehli olan münafıkların karmaşık duygu ve şüphe dolu inançlarına dikkatlerimiz çekilmektedir. Kafaları karışık olanların, şeytan ile barışık olduklarını Kerim kitabımız Kur'an'i kerimden öğreniyoruz.!  Onlara gelin yeryüzünde (ıslah olduktan sonra) fitne çıkarmayın denildiği zaman, muhakkak ki biz ıslah edicileriz derler. Dikkat edin onlar fitnecilerin ta kendileridir lakin şuur etmezler! (Bakara: 11,12) Ayeti kerimde, "müzebzebine beyne zalike" bir orada bir burada, veya arada gidip gelenler diye tarif olunan zümre; kafaları karışık, kalıpları kelp olan tutarsızlardır. Mesela düşünce ve tefekkürün insanı, Kemale doğru götürmesi gerekirken; modern dünyada düşünenlerin bir çoğu, düşündükçe saplantılara katılmakta, veya ateizme, Deizme, Agnostizme yönelmekte oldukları görülmektedir. Peki, bu nasıl bir düşünce ki; sahibini uçurumdan uçuruma yuvarlamaktadır? Demeki, bu işin bidayeti meşru zeminler üzerinden gitmediği için nihayeti berbat olmaktadır. Adam yıllarca yazıp çiziyor, araştırıyor, kendini entellektüel diye tanıtıyor, bazen de ben mütefekkirim diye nara atıyor; yıllarca bu minvalde yürüdüğü halde, ömrünün sonlarına doğru Kamil olması gerekirken, hamlığa başvurup sapık fikirleri savunmaya başlıyor. Buna da fikir ve düşünce özgürlüğü, bilmem ne haltı diye isim veriyor. Hayır, bu tür düşünceler; Kur'an ve sünnetten beslenmedikleri için, bir zaman sonra sağdan soldan çatlaklar vermeye başlıyorlar! Zira, kafaları karışık olan kim olursa olsun; beli bir zaman sonra, ya deist, ya ateist ya da başka bir inkâr yoluna saplandıkları görülmektedir. Kafa karışıklığı, tahkiki olmayan inancın sonucudur. Taklidi inanç sahibi olanlar, er ya da geç; farklı bir mecraya doğru sürüklenirler!... Buna hangi isim konulursa konulsun, netice itibariyle; o fikrin sebep ve sonuç ilişkisi çok önemlidir. Meşru olmayan bir inançla yola çıkanlar, islami argümanları her vesileyle telaffuz  etseler de, er geç yoldan çıkıp bariyerlere çarpan araba misali, yolunu kaybetmeye mahkumdur. Hasılı kelam, kafa karışıklığı insanı düzlüğe değil; uçurumlara götürür. İlahi uyarıya kulaklarını kapayanların halet-i ruhiyelerinin tarifi Kerim kitabımızda şöyle açıklanmaktadır: Ne zaman onlara, "İnanan kimseler gibi inanın." dense, "Biz, hiç aklı ermeyenler gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki asıl aklı ermeyenler onlardır; fakat bunun ayırdında değiller. (Bakara-13) O zaman, kafaları karışık olanların yolunun Şeytan ile yoldaşlığa çıktığı kesinleşmiş olmaktadır...