2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde, Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Defne Flora Göy, otizmli bireylerde eksikliği hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) sıklıkla görüldüğünü ve erken tanının büyük önem taşıdığını vurguladı.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ NELER?Otizm spektrum bozukluğunun belirtileri genellikle çocukluk döneminin ilk üç yılında kendini gösteriyor. Göz teması kuramama, dönen cisimlere aşırı ilgi ve sosyal ile iletişimsel zorluklar, bu belirtiler arasında yer alıyor. Ayrıca, dikkat eksikliği ve otizm arasındaki birliktelik oldukça yaygın olup, hastaların neredeyse yarısında bu iki durum birlikte görülmektedir. Otizmdeki duyusal hassasiyetler de DEHB’nin belirtilerine benzer özellikler taşıyor.
ERKEN TANI VE TEDAVİ ÖNEMLİErken tanı ve tedavi, otizmli bireylerin yaşam kalitesini artırmak için büyük bir fırsat sunuyor. DEHB ile birlikte, öğrenme süreçleri, sosyal etkileşim ve davranışsal problemler zamanla daha belirgin hale gelebiliyor. Bu tür durumlar tedavi edilmediği takdirde, ilerleyen yaşlarda daha karmaşık sorunlara yol açabiliyor.
OTİZMLİ BİREYLE ERKEN DÖNEMDE KONUŞMA GECİKMESİ YAŞAYABİLİR
Göy, otizmli bireylerin genellikle ışık, ses ve ani uyaranlara karşı aşırı tepki verdiğini, bu durumun da hiperaktiviteyle birleşerek belirtilerin şiddetlenmesine yol açtığını belirtti. Bu nedenle, bu iki gelişimsel bozukluğun birlikte değerlendirilebilmesi ve tedavi sürecinin paralel şekilde yürütülmesi son derece önemli. Göy, otizmli bireylerin erken dönemde konuşma gecikmesi yaşayabileceğine de dikkat çekerek, konuşma gecikmesi olan çocukların mutlaka bir ruh sağlığı uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
AİLELERE ÖNEMLİ SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR
Otizm spektrum bozukluğunun tanı ve tedavisinde ailelere önemli sorumluluklar düşüyor. Ailelerin, çocuklarında otizm belirtileri fark etmeleri durumunda, bir ruh sağlığı uzmanına başvurmaları gerektiğini vurgulayan Göy, erken müdahalenin önemini yineledi.