Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle mimari yapılarıyla öne çıkan Şanlıurfa, geçmişin izlerini günümüze taşıyan birçok yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu yapılardan biri de şehrin tarihi surlarının en dikkat çeken noktalarından biri olan Samsat Kapısı’dır.
ŞANLIURFA VE ADIYAMAN ARASINDAKİ GEÇİT: SAMSAT KAPISI
Tarihi kayıtlara göre, Zengi hükümdarı Nureddin Zengi Urfa’yı kuşatırken ordugâhını Samsat Kapısı Meydanı’na kurdu. 18. ve 19. yüzyıllarda Urfa’yı ziyaret eden gezginler Carsten Niebuhr, J.H. Peterman ve Eduard Sachau, bu kapıdan ve çevresindeki meydandan bahsetti.
Osmanlı döneminde şehrin kuzey yönündeki en önemli giriş noktalarından biri olarak kullanılan kapı, Şanlıurfa ve Adıyaman arasında adeta bir geçit konumundaydı. Özellikle Adıyaman’ın tarihi ilçelerinden biri olan Samsat’a gidişlerde kullanıldığı için Samsat Kapı adını aldı.
SAMSAT’IN KÖKENİ VE TARİHİ
Samsat ilçesinin adı tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından farklı şekillerde adlandırıldı. Sümerler döneminde “Semizata”, Mısırlılar tarafından ise “Şamşuata” veya “Şemşiata” olarak anıldığı rivayet ediliyor. Ancak en yaygın görüş, kentin isminin Kommagene Krallarından I. Antiochos Epiphanes’in dedesi Kral Samos’tan geldiği yönünde.
Roma İmparatorluğu döneminde Samosata adıyla bilinen Samsat, önemli bir kültürel merkezdi. Burada doğduğu bilinen ünlü filozof Lukianos, dönemin en etkili düşünürlerinden biri olarak tanınır. Orta Çağ’ın ilk dönemlerinde Hristiyanlığı kabul etmeden önce ateşperest olan Ermenilerin burada yoğun olarak yaşadığı bilinir. Osmanlı döneminde ise kentin adı “Sümeysat” olarak değiştirilmiş ve zamanla bugünkü Samsat ismini almıştır.
Bugün hala Şanlıurfa şehir merkezindeki Su Meydanı’nda bulunan Samsat Kapısı, geçmişin izlerini taşıyan önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor. Hem tarihi surların bir parçası olması hem de ismini aldığı köklü geçmişe sahip Samsat ilçesiyle bağlantısı, onu Şanlıurfa’nın en önemli tarihi noktalarından biri hâline getiriyor.
Kaynak: AHMET HAKKI AK
0 Yorum