Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, siyasetçinin hayatında sorumluluk ve adaletin temel alınması gerektiğini ifade etti. Hz. Ömer ve Ömer Bin Abdülaziz gibi İslam tarihindeki liderlerin adalet anlayışından örnekler veren Polat, devlet adamlığının basit bir makam olmadığını söyledi.
POLAT: SİYASETÇİNİN KARISI DUL, KENDİSİ KUL, PARASI PUL
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Polat, Hz. Ömer ve dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in devletin başına geçtikleri zaman ilk söyledikleri cümleleri aktararak, şu ifadeleri kullandı:
“Hz. Ömer Devlet Başkanı geçildiği gün hanımına: "Büyük bir yükün altına girdim. Seninle belki yeterince meşgul olamam. İstersen mehir paranı ve nafakanı alarak gidebilirsin " demiş. Milletin başına geçmenin ne kadar ciddi bir iş olduğunu ve o makamın zevk ve safa yeri olmadığını belirtmiştir.
Yine benzer bir örnek: Süleyman Demirel başbakan olduğunda" Siyasetçinin karısı dul, kendisi kul, parası pul " demiştir.
Yine Hz Ömer Bir vali ve komutan" tayin ettiğinde mal varlıklarını kayıt altına alırdı. Görevden aldığında malındaki artışı tespit ederek fazlalığın nereden geldiğini sorardı. Hesabı verilmeyen mala el koyar beytülmale katardı". Ümmetin malının bir kuruşunun bile hesabını sorardı. Devlet yönetiminde akrabalarını ön plana çıkarmazdı.”
“DEVLET YÖNETMEK ŞİRKET YÖNETMEYE BENZEMEZ”
Devlet adamlığının önemine dikkat çeken Polat, “Devlet adamlığı ve milleti yönetme işi çok ciddi bir iştir. Asla şirket yönetmeye benzemez. Çünkü devlet adamının bulunduğu makam, basit bir makam değildir. O makam milletin problemlerinin tespit edilerek, çözümlenecek makamdır.
İyi bir devlet adamı, olur olmaz şeyleri vaat etmez, yalan söylemez. Yapamayacağı işler için yalana sığınmaz. Devlet adamı iyi huylu güzel ahlaklı olmalı, iyi alışkanlıkları olmalı, yapıcı bir zihniyet taşımalı. Gerçekleştirmek zorunda olduğu idealleri olmalı.” ifadeleri kullandı.
“ALDIĞININ KARŞILIĞINI MİLLETE HİZMET OLARAK VERMELİDİR”
Polat, Halife Ömer bin Abdülaziz’in ölüm döşeğinde yaşadığı bir olayı anlatarak açıklamasına şu ifadelerle son verdi:
“Ömer bin Abdülaziz'in ölüm döşeğinde ağladığını görenler: Niçin ağlıyorsun? Adil davrandın birçok sapıklığa son verdin ve peygamberin sünnetini ihya ettin " derler. Halife şu cevabı verir: Yarın bütün milletin hesabını benden soracaklar. Hepsine Adil davrandığımdan emin değilim. Kusurlarım daha çoktur, sorumluluklarımı tam yerine getirmemiş olabilirim bunun için ağlıyorum"
Bir makama oturan ve devletin hazinesinden maaş alan kimse, aldığının karşılığını millete hizmet olarak vermelidir. Devlet adamının başta gelen görevi, sorumlu olduğu topluma düzen vermek ve insanları mutlu kılmaktır. Milletin çıkarlarını, emeğini, alın terini, kültürünü, ahlakını koruyup geliştirmek devlet adamlarının asli görevleridir. Her konuda iyiyi, güzeli, doğruyu ve faydalıyı tutmak, söylemek devlet adamının hem insani hem de milli görevidir.”
0 Yorum