reklam alanı

Şanlıurfa’yı 'ölümsüz' yapacak bilimsel formül!

Türkiye, büyük ölçüde fay hatları üzerinde yer alması nedeniyle deprem tehlikesiyle sürekli karşı karşıya. Şanlıurfa’da 16 Ocak’ta yaşanan 3 büyüklüğündeki sarsıntı ve ardından gelen 3,7 büyüklüğündeki deprem, kentin deprem riski konusunu yeniden gündeme taşıdı. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Şanlıurfa’nın deprem güvenliği üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulunarak, Büyükşehir Belediye Başkanı Gülpınar’a önerilerde bulundu. Şanlıurfa’nın Türkiye’nin pırlantası olduğunu ifade eden Ercan, “Bize düşen bir şey olursa, elimizden geleni Şanlıurfa için gönüllü olarak yaparız” dedi. Peki, Şanlıurfa deprem açısından ne kadar güvenli? Büyük bir sarsıntı bekleniyor mu? Deprem güvenliği için hangi önlemler alınmalı ve yeni yapılar hangi bölgelere inşa edilmeli? İşte bu soruların yanıtları…

Şanlıurfa’yı 'ölümsüz' yapacak bilimsel formül!

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Deprem, Türkiye'nin en büyük doğal tehditlerinden biri olarak halkın hafızasında kalıcı izler bırakıyor. Her geçen gün artan sarsıntılar, bu gerçeğin göz ardı edilemeyeceğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye'nin büyük bir kısmı, yer kabuğundaki fay hatlarıyla kesişen bir coğrafyada yer alıyor ve bu durum, afetlere karşı hazırlıklı olmanın her zamankinden daha kritik olduğunu ortaya koyuyor.

16 Ocak'ta Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesindeki Kapaklı Mahallesi'nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki deprem, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu sadece bir başlangıçtı. 20 Ocak'ta Şanlıurfa'da bir başka sarsıntı halkı endişelendirdi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Açıkyazı Mahallesi'ndeki 3.4 büyüklüğündeki depremin derinliğini 5 kilometre olarak kaydederken, AFAD ise bu sarsıntının büyüklüğünü 3.7, derinliğini ise 10,83 kilometre olarak açıkladı.

Peki, Şanlıurfa deprem açısından ne kadar güvenli? Büyük bir sarsıntı bekleniyor mu? Deprem güvenliği için hangi önlemler alınmalı ve yeni yapılar hangi bölgelerde inşa edilmeli? Bu soruların yanıtları için Gazeteipekyol.com, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’a ulaştı.

ERCAN: ŞU ANDA KAYGILANILACAK BİR DURUM YOKTUR

Prof. Dr. Ercan, Şanlıurfa’nın deprem riski hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ercan, Şanlıurfa’da şu an için kaygılanacak bir durum olmadığını belirterek, “Şanlıurfa, 6 Şubat depremlerinden etkilenmiştir ancak biz 4 büyüklüğüne kadar olan depremlere ‘depremcik’ diyoruz. 3,7 de bunlardan bir tanesidir. Bunlar tamamen yerel gerginlik boşalmalarıdır, bunların arkasında daha büyük bir deprem beklentisi yoktur. Dolayısıyla Şanlıurfa’nın deprem tehlikesi altında olduğunu söylemek şu anda bilime sığmaz. Şanlıurfa’da şu anda kaygılanılacak bir durum yoktur.” şeklinde konuştu.

“SAĞLAM YERDE SAĞLAM KONUT YAPMAK BU İŞİN TEK ÇÖZÜMÜDÜR”

Çevre illerde meydana gelebilecek büyük sarsıntıların Şanlıurfa’yı etkileyebileceğine dikkat çeken Ercan, “Bir yerde deprem odağı olmasa dahi çevrede olabilecek depremler o kenti etkiler. Sözün gelişi, Kahramanmaraş’ta olan depremler yaklaşık 11 ilde belli bir yıkım oluşturdu. Dolayısıyla Şanlıurfa odaklı bir deprem beklemesek de çevrede olabilecek depremlerin Şanlıurfa’yı etkileyeceğini düşünerek sağlam yerde sağlam konut yapmak bu işin tek çözümüdür.” dedi.

ŞANLIURFA’DA YENİ KONUTLAR NERELERE YAPILMALI?

Şanlıurfa’da yeni kentleşme alanlarının ve kentsel dönüşüm projelerinin sağlam kayalık kesimlere kaydırılması gerektiğini belirten Ercan, şunları kaydetti:

“Depremlerdeki yıkımların ana nedeni rezonans olayıdır. Yani yerden gelen kırık bir yapıyı yıkmaz, yapıyı yıkan sarsıntı dalgalarıdır. Sarsıntı dalgaları, 150 kilometreye kadar olan bir deprem aynı zamanda Şanlıurfa depremi olacaktır. Şanlıurfa’da yeni kentleşme alanları ya da kentsel dönüşüm alanlarının sağlam kayalık kesimlere doğru kaydırılması gerekiyor. Özellikle ovalık kesimlere kesinlikle toplu konutların yapılmaması gerekiyor. Bir semte kaç katlı yapının yapılacağını belirleyen jeolojik mühendislerdir. Onların da hangi semte kaç katlı yapı yapılacağının kararını vermesi gerekiyor. Çünkü eğer bir yapı rezonansa gelmezse, yapı elemanları iyiyse ve sağlam yerde yapılmışsa yıkılma olasılığı olmaz.”

“DEPREMLERE DUR DEMEK İÇİN YER YAPI GÜVENLİK BELGESİ ALINMASI GEREKİYOR”

“Şu anda bizim çok iyi bir deprem yönetmeliğimiz var. Nasıl herkes bir ev kiralayacağı zaman ve satacağı zaman zorunlu deprem sigortası isteniyorsa, bundan böyle yer yapı güvenlik belgesinin de istenmesi gerekiyor.“ diyen Ercan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Yer yapı güvenlik belgesini jeofizik mühendisleri ve inşaat mühendisleri birlikte hazırlarlar. Birisi yere bakar, birisi de yapıya bakar. Daha deprem olmadan bunlara bakılırsa ve her yapı için bir belge çıkartılırsa, bu belge tapuya işlenirse ve kötü çıkması durumunda ‘bu yapı kiralanamaz’ ya da ‘satılamaz’ diye bir şerh konursa hiçbir müteahhit kötü yapı üretemez. Kötü yapısı olan bir kişi yapısını ne kiralayabilir ne de satabilir, bu işi engellemenin tek yöntemi budur. Yapı denetim kuruluşlarının hepsi de birer sigorta şirketi haline gelmesi gerekiyor. Eğer yapı denetim şirketlerinin yaptığı yapının başına bir şey gelirse, yapının ömrü boyunca ona yüzde yüz katlanmaları gerekiyor. Yani devletin üstündeki bu yükün tamamen yapı denetim kuruluşlarına aktarılması gerekiyor. Bu iki şeyi biz yapabilecek olursak, Türkiye’de depremlerden kimse ölmez. İki hata bir doğru yapmaz, Türk milleti olarak hatalarımızdan ders almamız gerekiyor. 1999 depreminde kısmen ders aldık ama 6 Şubat’ta yine çok yüksek bir bedel ödedik. Artık bundan sonra depremlere dur demek için yer yapı güvenlik belgesi alınması gerekiyor. Her belediyeye jeofizik mühendislerinin yani deprem bilimcilerinin yerleştirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda yapı denetim kuruluşlarının yer yapı denetim kuruluşları haline getirilip sigorta şirketine dönüştürülmesi gerekiyor. Tek çare budur.”

“ŞANLIURFA, TÜRKİYE’NİN EN GÜVENLİ İLLERİNİN BAŞINDA GELİYOR”

Ercan, Şanlıurfa’nın deprem açısından Türkiye’nin en güvenli şehirlerinden biri olduğunu ifade ederek, şunları ekledi:

“Şanlıurfa, Türkiye’nin en güvenli illerinin başında geliyor. Bunun içerisine Mardin, Siirt, Batman, Güney Diyarbakır ve Gaziantep’in büyük bir kısmını koyabiliriz. Buralar merkezli yıkıcı bir deprem beklemememize rağmen, 150 kilometre çapındaki bir alanda oluşabilecek bir deprem, güvenli olan bu illeri etkiler. Dolayısıyla korkulacak olay, o ilden geçen kırık değil; uzakta dahi olsa o kırığın yapacağı depremin çıkarttığı dalgaların o ili etkilemesi olayıdır, yani sarsıntı etkiler. Dolayısıyla Şanlıurfa, deprem açısından güvenlidir ama sarsıntı güvenliğini sağlamak için yer seçimi çalışmalarının jeofizik mühendisleri aracılığıyla ve incelikli çalışmalarla, yani sismik elektro çalışmalarıyla çok iyi belirlenmesi gerekiyor. Eğer biz bu çalışmaları yapabilecek olursak, Şanlıurfa’da depremde bir kişi dahi ölmez. Ölümsüz bir Şanlıurfa yapabiliriz.”

“ŞANLIURFA’NIN BELEDİYE BAŞKANI OLSAM, ÖLÜMSÜZ BİR ŞANLIURFA YAPABİLİRİM”

Prof. Dr. Ercan, özellikle Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar’ın bilimsel yaklaşımlardan faydalanması gerektiğini de dile getirerek, “Ben Şanlıurfa’nın belediye başkanı olsam, ölümsüz bir Şanlıurfa yapabilirim. Şanlıurfa’nın büyükşehir belediye başkanının da bilimden yararlanması gerekiyor. Eğer belediye başkanları bilim insanlarından yararlanırsa Türkiye’de depremlerden kimsenin canı acımaz. Artık yeniden 6 Şubat felaketi Türkiye’nin yaşamaması gerekiyor. Yani tek yön; Bilim. Atatürk’ün de söylediği gibi, ‘Tek yön bilimin izinden gitmek.’ Şanlıurfa, Türkiye’nin en güvenli şehirlerinden bir tanesidir.” dedi.

“BİZE DÜŞEN BİR ŞEY OLURSA, ELİMİZDEN GELENİ ŞANLIURFA İÇİN GÖNÜLLÜ OLARAK YAPARIZ”

“Şanlıurfa, Türkiye’nin pırlantasıdır, onun için deprem yönünden de çok iyi korunması gerekiyor. Bize düşen bir şey olursa, elimizden geleni Şanlıurfa için gönüllü olarak yaparız.” diyen Ercan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Harran Ovası’nın kesinlikle yapılaşmaya açılmaması gerekiyor. Tarım alanlarının kesinlikle yapılaşmaya açılmaması gerekiyor. Belediye affeder ancak doğa affetmez. Doğa ile barışık olarak yaşamamız gerekiyor, kenti yöneten kişilerin de yetkili olması gerekiyor. Kendileri yetkin değilse, yetkin bilim insanlarıyla bir arada çalışmaları gerekiyor. Ölümsüz bir Şanlıurfa elimizde, bu tamamen Şanlıurfa’nın yerel yönetiminin seçimidir. Şanlıurfa en çok sevdiğim şehirlerin başında gelir, uygarlık şehridir, dünya üzerinde bir eşi yoktur, eski uygarlık ve dinlerin beşiğidir. Şanlıurfa’nın korunması için bize düşen bir şey olursa, elimizden geleni gönüllü olarak yaparız. Bütün Şanlıurfalılara sevgi ve selamlarımı sunuyorum.”

Şanlıurfa’yı 'ölümsüz' yapacak bilimsel formül!

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.