Şanlıurfa’nın bilgesi ve kent hafızası olarak tanınan Yusuf Sabri Dişli, son yazısında kentteki sorunlardan birine değinerek yazı yazdı.
DİŞLİ: BAKLAVAYI, KEBABI, KAYMAĞI YAZARIM, OKUYUCUSU DA ÇOK OLUR NASILSA...
Dişli, Şanlıurfa’da ciddi konularda fikir üretmenin ve eleştiri yapmanın zorlaştığına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Baklava ve kaymak ile kebap meselesi
Memlekette ciddi konularda fikir üretmek, hele eleştiri yöneltmek iyice zorlaştı…
Her kapıyı bekleyen bir “hadım ağası” hatta hanım ağası oluştu,
Hadım;
Bilgiden yana hadım, birikimi kulaktan dolma, yasa, yönetmenlik bilmez kendilerine sıfat arayan zavallılar!
Bu hovarda zavallılara bulaşmaktansa;
Baklavayı, kebabı, kaymağı yazarım, okuyucusu da çok olur nasılsa...
Daha önce sosyal medyada de yazmıştım…
Baklava mesela; şöyle çıtır olmalı, ağızda dağılırken çıkan o gevrek sesi duymalı insan. Kaymak ise, bu dokuyu tamamen bozuyor. Sıcak baklava ile buluştuğunda buharlaşıp katmanları nemlendiriyor ve baklavayı hamurumsu bir tatlıya dönüştürüyor.
Üstelik endüstriyel kaymaklar genellikle margarine benzer içeriklerle üretiliyor. Bu hem lezzeti hem de yapıyı olumsuz etkiliyor. Dahası, maliyeti düşürmek için fıstık oranını azaltmanın bir aracı olarak kullanılıyor.
Benzer bir durum kebaplarda da yaşanıyor. Geleneksel kıyma kebaplarında etin özüne boşluk yağı dışında ek yağ konmazken, artık neredeyse kuyruk kebabı türemiş durumda. Kuyruk yağı öylesine baskın hale geldi ki, etin tadı ve varlığı neredeyse kaybolmak üzere.
Tatlıcı ve lokantacılar darılmasın ama durum bu!
Geleneksel lezzetlere sadık kalalım demiyorum; ancak yenilikçi olmaya çalışırken hem sağlığımızı hem de gerçek ağız tadımızı kaçırmayalım.
Nasıl konu ama?”.
0 Yorum