Suriye'de 1963'te iktidara gelen Baas Partisi'nin 61 yıl süren iktidarının sona ermesi ve Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından, ülkenin yeniden inşası ve toparlanması için yeni bir süreç gündem geldi. Savaş sonrası Suriye'nin geleceği için çeşitli planlar ve stratejiler gündeme gelirken, ülkenin yeniden inşa edilmesi için farklı senaryolar ve maliyet raporları yayımlandı. Bu raporlarda, Suriye'nin yeniden inşası için gereken bütçenin milyarlarca doları bulabileceği vurgulandı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) yayımladığı rapora göre de Suriye'nin savaş sonrası yeniden inşası için gereken bütçe 400 milyar doları aşacak. Ülkenin yıllardır süren çatışmalar nedeniyle büyük ölçüde tahrip olan altyapısı, ekonomisi ve sosyal yapısının toparlanması için ayrıca büyük yatırımlar gerekiyor.
YENİDEN İNŞA SÜRECİNDE ÖNCELİK ALTYAPI VE KONUT OLACAK
Vision of Humanity verilerine göre, iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana ülkedeki konutların yüzde 17,5'i yıkıldı (bu analize son günlerdeki yıkımlar dahil değil) ve tahminler, çatışmalardan kaynaklanan altyapı hasarının 117,7 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Yaşanan yıkım ve tahribat 2010 yılında ülkenin GSYİH'sinin 2 katına denk geliyor.
TARIM, SANAYİ VE HİZMET SEKTÖRÜ SEKTEYE UŞRAMIŞTI
Savaş nedeniyle tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin büyük darbe aldığı Suriye’de, ekonomik faaliyetlerin yeniden başlaması ve işsizlik oranlarının düşürülmesi için kapsamlı ve uzun vadeli bir kalkınma planına ihtiyaç duyuluyor. Ülkenin yeniden ayağa kalkabilmesi için altyapı yatırımları, üretim kapasitesinin artırılması ve iş gücü piyasasının güçlendirilmesi gerekmekte. İç savaşın ardından en ağır şekilde etkilenen sektörlerin başında ise petrol ve madencilik geliyor. Bu sektörlerdeki tahribat, ülkenin gelir kaynaklarını büyük ölçüde kısıtladı ve enerji arzı ciddi şekilde azaldı. Yeniden inşa sürecinde bu sektörlere yönelik yapılacak yatırımlar, hem ekonomik büyüme hem de istihdam yaratma açısından kritik bir rol oynayacak.
ELEKTRİK SEKTÖRÜNDE BÜYÜK KAYIP
Savaşın başlarında mevcut olan enerji altyapısının büyük bir kısmı tahrip oldu. Beşar Esad yönetimi, santralleri çalıştırmak için gereken yakıtı temin etmekte zorlanınca, enerji arzı ciddi şekilde etkilendi. Elektrik Bakanı Ghassan al-Zamel, ülkenin elektrik sektöründe savaş boyunca yaşanan kayıpları detaylandırarak, doğrudan zararların 40 milyar doları, dolaylı zararların ise 80 milyar doları geçtiğini belirtti. Elektrik şebekesinin yüzde 50’sinden fazlası kullanılamaz hale geldi, enerji üretimi için gereken gaz ve yakıt tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Al-Zamel, günlük 23 milyon metreküp gaza ihtiyaç duyulduğunu ancak yalnızca 6,5 milyon metreküp temin edilebildiğini ifade etti.
ZENGİN GAZ VE PETROL REZERVLERİNİN ÖNEMİ
Günlük 10 bin ton yakıt ihtiyacına rağmen yalnızca 4 bin 500 ton yakıt sağlanabiliyor. Bu durum, günlük enerji arzını yalnızca 2-4 saatle sınırlıyor. Suriye'nin ekonomik toparlanması büyük ölçüde ülkenin doğusundaki Deir Ezzor bölgesinin kontrolüne bağlı. Bu bölge, zengin gaz ve petrol rezervleri ile ekonomik yeniden yapılanma için kritik bir öneme sahip.
EKONOMİK TOPARLANMA İÇİN 10 YIL GEREKİYOR
Suriye ekonomisinin, iç savaşın yıkıcı etkilerinden kurtulabilmesi için en az on yıl sürebileceği öngörülüyor. Ancak siyasi istikrar sağlanır ve dış destek gelir, Suriye, yıllar sonra ilk kez ekonomik refah fırsatına sahip olabilir. Ekonomist Khalid Al Terkawi, Suriye ekonomisinin sıfır noktasına dönmesi için yedi ila sekiz yılın gerekli olduğunu ve siyasi koşullar düzgün işlediği takdirde ekonominin 2011 seviyesinin üzerine çıkabileceğini belirtti.
ULUSLARARASI DESTEK ZORUNLU
Uzmanlar, Suriye'nin savaş sonrası yeniden inşasının sadece iç kaynaklarla finanse edilmesinin mümkün olmadığını vurguluyor. Avrupa Birliği, Körfez ülkeleri, Çin, Türkiye ve uluslararası finans kuruluşlarının desteği, yeniden inşa süreci için kritik önem taşıyor. Ancak, siyasi belirsizlikler bu desteğin sağlanabilirliğini sorgulatıyor.
Çin, Esad yönetiminin uluslararası pozisyonunu destekleyen bir tutum sergiliyordu ve Batı'nın uyguladığı yaptırımlara karşı çıkıyordu. Ancak son gelişmeler, Çin’in bu tutumunun nasıl değişeceğini sorgulatıyor.
Kaynak: Haber Merkezi
0 Yorum