Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesinde yer alan Germuş Kilisesi, yalnızca tarihi bir ibadet yeri olarak değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da öne çıkıyor. Ermeni toplumu tarafından "Surp Asdvadzadzin" adıyla bilinen bu yapı, Germuş Dağı’nın eteklerinde, şehrin yaklaşık 10 km kuzeydoğusundaki Germuş Köyü’nde bulunuyor.
Tarihi kayıtlara göre 19. yüzyılın başlarında inşa edilen Germuş Kilisesi, 1881 yılında Hagop Ardvisyan tarafından kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiştir. Göbeklitepe'ye yalnızca 5 km uzaklıkta yer alması, bu antik yapının bölgenin tarihsel zenginliği içerisindeki önemini arttırıyor.
GÖBEKLİTEPE'NİN GÖLGESİNDE YÜKSELEN TARİHİ YAPI
Taş malzemeden inşa edilen Germuş Kilisesi, mimari özellikleriyle dikkat çekiyor. Giriş bölümünde üç sivri kemerle süslenmiş cephesi, yapının orijinal görünümünü yansıtmakta. Kitabesi bulunmadığı için kesin yapım tarihi net olarak bilinmemekle birlikte, uzmanlar yapının 19. yüzyıl başlarında inşa edildiğini belirtiyor. İki katlı olarak tasarlanan ve taştan yapılan bu tarihi yapı, çeşitli dönemlerde gördüğü tadilatlarla bazı özgün detaylarını kaybetmiş durumda. Yine de ziyaretçiler, Germuş Kilisesi’nin taş işçiliği ve yapı tekniğinde dönemin izlerini gözlemleyebiliyor. Kilise kompleksi içerisinde, bir akarsu, kilisenin merkez binası ve bir zamanlar cemaatin toplandığı bir meydan da bulunuyor.
DEFİNECİLERDEN AĞIR DARBE ALAN TARİHİ MİRAS
Bir dönemde define avcılarının hedefi olan kilise, defineciler tarafından birçok kez tahrip edilmiştir. Definecilerin açtığı delikler ve yapılan izinsiz kazılar sonucunda yapı büyük ölçüde hasar almış; hatta bir dönem ahır olarak kullanılmıştır. Kültürel ve tarihsel değeri oldukça yüksek olan bu yapı, maalesef uzun süre göz ardı edilmiş ve bakımsız bırakılmıştır.
0 Yorum