AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve yakınları, 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesinde Suruç’ta gerçekleştirdikleri esnaf ziyareti sırasında Şenyaşar ailesine ait dükkana girdi.
Ziyaret esnasında Yıldız’ın yakınları ile Şenyaşar ailesi üyeleri arasında başlayan tartışma kısa sürede silahlı kavgaya dönüştü. Dükkanda başlayan olaylar, yaralıların götürüldüğü hastanede devam etti.
Çatışmalar sonucunda Hacı Esvet Şenyaşar ve oğulları Celal ile Adil Şenyaşar, eski vekilin kardeşi Mehmet Şah Yıldız ile birlikte hayatını kaybetti. Olaylarda ayrıca sekiz kişi yaralandı.
27 Ekim Pazar Eyyübiye Millet Bahçesinde Şenyaşar ve Yıldız aileleri arasında barış yemeği gerçekleşti.
BARIŞ MUSAFAHASI YAPILDI
Şenyaşar ailesi adına Dem Parti Milletvekili Ferit Şenyaşar, Yıldız ailesi adına eski AK Parti Milletvekilli Halil Yıldız, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmazla beraber sahneye çıkarak el sıkıştı. Böylelikle 6 yıllık husumet son buldu.
Bugüne kadar çok konuşmayan AK Parti Şanlıurfa eski Milletvekili İbrahim Halil Yıldız, T24’ün sorularını yanıtladı.
İşte İbrahim Halil Yıldız’ın yanıtları…
Süreç nasıl gelişti, nasıl bu noktaya geldi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da etkisi var mıydı?
Daha çok bizim istememizle oldu. Partimiz de onay verdi. Cumhurbaşkanımız sağ olsun, bu konuda bize yardımcı oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz araya girdi, taraflar görüştü. Yoğun görüşmeler oldu. Ben de barışmak, husumetin son bulmasını istiyordum. Kamuoyunun ve ailelerin rahatlaması. Anne Emine Şenyaşar çok yıprandı bu konuda…
- Evet anne Şenyaşar altı buçuk yıl mücadele verdi. Gözaltına alındı, hakkında dava açıldı…
Ben çok takip etmedim, bu konuda basına da çok çıkmadım. Ülkemizde artık kan ve gözyaşının olmamasını istiyorum. Bu tür şeylerin son bulmasını istiyorum. Belki bu barışma, toplumsal barış için bir başlangıç olur.
- Bu buluşmanın böyle bir mesaj verme derdi de vardı öyle değil mi?
İyi bir mesaj olduğunu düşünüyorum, ülkemiz açısından iyi gelişmeler olur diye düşünüyorum. Tabii büyüklerimiz bizden daha iyi bilirler. Ama ben kendi, ailem ve partim açısından iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Bir nebze de olsa toplum rahatladı, aileler biraz rahatladı.
- Şenyaşar ailesinden üç kişi, Yıldız ailesinden de bir kişi hayatı kaybetti söz konusu saldırıda…
İstemediğimiz bir olaydı, inşallah bir daha böyle bir şey daha yaşamayız.
- Özellikle hastane kısmı çok önemliydi. Adeta bir linç yaşandı…
Her iki tarafın aynı hastane gitmesi çok büyük bir yanlıştı. Yani bunu kim, nasıl yönlendirdi, peşine düştüm. Bunu bulabilsek…
- Bir şeye ulaşabildiniz mi?
Böyle bir şeyin hastanede yaşanması asla kabul edilecek bir durum değil. Ben de bunu kabullenemedim.
- Yaralı olarak hastaneye getirilen baba ve oğul Şenyaşar’a saldırılırken polisin bir şey yapamadığı iddia edilmişti, kamera kayıtlarına el konulduğu ortaya çıkmıştı.
Ben orada olmadığım için şahit olmadım.
- Anne ile siz hiç yüz yüze konuştunuz mu?
Yüz yüze gelmek isterim.
- Emine Şenyaşar neden barış buluşmasında yoktu?
Ben istemiştim gelmesini. Rahatsız olduğunu söylediler. Karşı tarafın takdiri. Buna biz karar veremeyiz. Ama olsaydı iyi olurdu. Sayın vekil önemli bir aktör, ailenin temsilcisi olarak oradaydı. Yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Tekrar tekrar konuşmanın kimseye bir fayda sağlayacağını düşünmüyoruz. Bu konuların sürekli irdelenmesini toplum açısından da doğru bulmuyorum. Bundan sonraki süreçte barış ve kardeşlik ana temamız olsun diye düşünüyorum. Bu konuda adım atılmalı. Yani sadece bizim şahsımız ailemizle ilgili bir durum değil. Bütün toplum olarak bunu yaşamamız gerekiyor.
- Altı buçuk yıl boyunca barışma girişiminde bulundunuz mu peki?
Ben çok girişimde bulundum. Araya çok insanlar girdi ama bir türlü olmadı, pürüzler çıktı. Bugüne nasip oldu.
- Altı buçuk yılda olmayan barışma bugün niye oldu sizce?
Belki aradaki insanların doğru seçilmesi çok önemliydi. Araya giren diğer insanlara da teşekkür ederiz, çok çabaladılar ama bu sefer temsilcilerin önemli aktörler olması etkili oldu.
- Barışa ailenizden hiç karşı çıkan oldu mu?
Hayır.
- Anne Şenyaşar ile yüz yüze gelseniz ne söylemek isterdiniz?
Acısını paylaşmak isterdim, sarılmak isterdim.
- Özür dilemek ister miydiniz?
Yani özür şu şekilde, eğer bir hata varsa özür dilenir. Vicdanen, bu konuyla benim hiçbir ilgim yok. Olayın olduğu andan sonuna kadar, dükkândaki görüntülerden itibaren hiçbir şekilde hiçbir yerde ne müdahilim ne de kabahatim oldu. Tek suçum bütün siyasetçiler gibi esnaf gezmek oldu… Bunu belki karşı taraftaki insanlar da bilmiyordu ben de bilmiyordum, belki bir organizasyon oldu ama benim haberim yoktu. O yüzden hata yaptığım bir şey yok. Tek hatam oraya gitmem oldu. Bu hatam olsa ben özür dilemeyi bilen biriyim, özür dilerim.
-Ama Yıldız ailesinin önemli etkili bir ferdisiniz…
Ailem adına özür dilerim tabii. Ailem adına varsa bir hatası özür dilerim. Her şey benden kaynaklanmış gibi lanse edildi. Bu da yıllarca beni üzdü. Sonuçta hepimiz Allah'ın huzuruna çıkacağız bir gün, herkes hesabını verecek. Sonuçta bir anne eşini, çocuklarını kaybetmiş. Yani gerekirse eşim de gidebilir. Eşim görüşebilir, sonuçta o da bir anne…
- Hukuki süreçle ilgili ne diyeceksiniz? Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl, ağabeyiniz Enver Yıldız’a 18 yıl hasip cezası verildi.
Yargının verdiği karara müdahale edemeyiz. Ama ben bundan sonra kimsenin cezaevine girmesini istemem. Çünkü taraflar barıştı. Birbirini affettiyse Allah da affeder diye düşünüyorum. Tabii yargıya müdahil olma şansımız yok. Temennim kimsenin bir daha cezaevine girmemesi. Çünkü bu konuya çok insan karıştırmak, müdahale etmek, nemalanmak isteyecektir. Bu konunun, yaranın kapanmasını istiyorum.
- Anne Emine Şenyaşar bu kadar dirayetli davranmasaydı bu barış olur muydu?
Bir anne, acısı fazlaydı. Bir oğlu tutukluydu. Kolay değil. Bunu ancak anne olan anlayabilir. Barış bir gün muhakkak olurdu. Belki geç olurdu ama en sonunda yine barış olurdu. Barış her iki taraf isterse olur zaten. Tek tarafın istemesiyle bir barışın olması mümkün değil. Ülkeler barışıyor. Ne kadar erken barışılırsa o kadar iyi olur diye düşündüm hep. Onlar da Kürt biz de Kürdüz. Aramızda öncesinden bir husumetimiz yoktu. Tamamen bir anda gelişmiş bir şey. Tabii öncesinde başka bir şey var mı? Ben onu bilemiyorum. Ama keşke olmasaydı. Bu barış AKP ve DEM’in ortak iradesiyle yapıldı.”
0 Yorum