ŞANLIURFA- Gazete İpekyol'dan Özlem Çelik'in haberine göre; Şanlıurfa’da 2023 yılında istismar mağduru olduğunu iddia ederek adalete sığınan erkek ve kız çocuk sayısı 575 oldu. Bu, her gün en az 1 çocuğun istismara maruz kaldığını söylediği gerçeğini ortaya koyarken; 2024’ün 8 aylık verisinde de mağdur olduğunu söyleyenlerin sayısı 345’e ulaştı…
Komşu il Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeninin kaybından 19 gün sonra evinden yaklaşık 1,5 km uzaktaki bir dere kenarında bulunması hala ülke gündemindeki yerini koruyor. “Küçük kız neden katledildi, suçlular kim?” soruları hala yanıt beklerken ülkede en çok tartışılan başlık ise çocuğa cinsel istismar…
ŞANLIURFA’DA 2023’TE MAĞDUR OLAN ÇOCUK SAYISI
Gazete İpekyol olarak Türkiye’de en çok çocuk nüfusuna sahip Şanlıurfa’daki istismar olaylarına mercek tuttuk. Araştırmalara göre 01.01.2023 ve 31.12.2023 tarihleri arasında Şanlıurfa Barosu Başkanlığı tarafından kentte toplam 575 mağdur çocuk için müdafi ataması yapıldı. Mağdurların yaş ve cinsiyet gruplarına bakıldığında ise en çok mağdur olduğunu söyleyen kız çocukları olurken mağduriyet yaş aralığı ise 12-15 yaş arası. Kentte 18-25 yaş arası mağdur olduğunu iddia eden erkek dahi var…
Kayıtlara göre 12 yaşından küçük erkek çocuk mağdur sayısı 55, kız çocuk mağdur sayısı ise 116.
12-15 yaş arası erkek çocuk mağdur sayısı 24, kız çocuk mağdur sayısı ise 178
15-18 yaş arası erkek mağdur sayısı 11, kız çocuk mağdur sayısı 184
18-25 yaş arası erkek mağdur sayısı 1, kız çocuk mağdur sayısı 4.
Buna göre, Şanlıurfa’da 1 yılda cinsel istismar suçundan soruşturma kapsamına alınan toplam erkek mağdur sayısı 91 olurken, kız çocuk mağdur sayısı 484 olarak kayıtlara geçti. Böylece toplam 575 kişi istismar iddiası ile adalete başvurdu.
2024’TE 8 AYDA 345 ÇOCUK İSTİSMARA UĞRADIĞINI SÖYLEDİ
01.01.2024 ve 31.08.2024 tarihleri arasında ise Şanlıurfa Baro Başkanlığı tarafından toplam 345 mağdur için müdafi ataması yapıldığı öğrenildi. Yine mağdur olduğunu söyleyen kız çocuk sayısının erkeklere oranla daha fazla olduğu görülürken mağdur erkek sayısı da azımsanmayacak kadar çok. İstismarın en çok yaşandığı yaş aralığının ise 2024’te yükseldiği ortaya çıktı. 2023’te mağduriyetin en yüksek olduğu yaş aralığı 12-15 yaş arası iken 2024’ün ilk 8 aylık verilerine göre en çok istismarın 15-18 yaş aralığında görüldüğü iddia edildi.
Kayıtlara göre kentte son 8 ayda 12 yaşından küçük erkek mağdur sayısı 48, kız çocuk mağdur sayısı 65.
12-15 yaş arası erkek çocuk mağdur sayısı 18, kız çocuk mağdur sayısı 84.
15-18 yaş arası erkek çocuk mağdur sayısı 5, kız çocuk mağdur sayısı 118
18-25 yaş arası erkek mağdur sayısı 1, kız mağdur sayısı 6.
Buna göre, Şanlıurfa’da 2024 yılının ilk 8 ayında cinsel istismar suçundan soruşturma kapsamına alınan toplam erkek mağdur sayısı 72 olurken, kız çocuk mağdur sayısı 273 olarak kayıtlara geçti. Böylece toplam 345 kişi istismar iddiası ile adalete başvurdu.
Bunlar, kayda geçen veriler olması sebebiyle bilinen vakalar ancak uzmanlara göre daha da vahimi; bazı çocukların istismara karşı susması ve bazı ailelerin de istismara sessiz kalması nedeniyle kayıt dışı vakaların daha çok olabileceği ön görüsü…
Tüyler ürperten rakamlar karşısında istismarı önleme çalışmaları için konunun hukuki, psikolojik ve medya boyutunu da araştırdık.
ÇOCUK HAKLARI KOMİSYON BAŞKANI AV. KARABOĞA: ADLİ MERCİLERE YANSITILMAYAN VAKALAR DA VAR
Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Cemile Didem Karaboğa, istismar verilerine dair değerlendirmelerde bulundu. Vakaların yansıyandan çok daha fazla olabileceğini dile getiren Komisyon Başkanı Av. Karaboğa “Bahsettiğimiz rakamlar yalnızca Şanlıurfa Barosu zorunlu müdafilik sistemine düşen rakamlar. Dolayısıyla bu sayıya özel müdafi ile süreci başlatan aileleri de eklersek sayı daha da artacaktır. Bunun yanında, adli makamlara yansıtılmayan istismar vakalarının olmadığını söylemek de imkansız. Özellikle aile içindeki veya yakın akrabalar tarafından işlenen cinsel istismar suçlarının soruşturma makamlarına intikali oldukça güç. Çocuk yaşta evliliklerin de çocuğun cinsel istismarı olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Bölgede yaygın olan bu durum da dikkate alındığında bu sayılar katlanarak artacaktır” diye konuştu.
İSTİSMARA UĞRAYAN MAĞDUR İÇİN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
AV. KARABOĞA: UZUN SÜREN YARGILAMA CEZASIZLIK ALGISI YARATIYOR
Yargılama sürecinde ise uzun süren davaların toplumda olumsuz bir algı oluşturduğunu söyleyen Komisyon Başkanı Av. Karaboğa şöyle konuştu:
“Yargılamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri uzun süren yargılamalar. Bu nedenle sanığın tutukluluk hali kaldırılabiliyor, bu da mağdur ve ailesi üzerine olumsuz bir etki bırakıyor. Bu durum yine toplum açısından da bir cezasızlık algısı getiriyor.”
PSİKOLOG DOĞAN VEZİROĞLU: İSTİSMAR OLAYLARINDA ENSEST İLİŞKİ DAHA YAYGIN
Uzman Klinik Psikolog Mehtap Doğan Veziroğlu ise bölgede ailelerin olayı gizlemeye daha meyilli olduğu ve mağduriyetlerde ensest ilişkinin de daha yaygın olduğuna dikkat çekerek istismar olaylarına farklı bir pencere açtı.
Psikolog Doğan Veziroğlu “İstismar, bölgede kültür sebebiyle gizlenmeye, üstü kapatılmaya daha müsait. Çünkü duyulduğunda aile için kötü sonuçlar doğuracağı düşünüldüğü için konunun üstünü kapatmayı tercih ediyorlar. Yaptığımız araştırmalara göre de Güneydoğu ve Doğu illerinde özellikle ensestin yaygın olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiş. Çalıştığım vakalarda da mağdurlarda birinci ve ikinci derece akrabalık bağı olmak üzere yani ensest ilişkinin daha yaygın olduğunu gördüm” dedi.
SANAL İSTİSMARA DİKKAT!
Sanal istismar konusunda da aileleri uyaran Psikolog Doğan Veziroğlu “Sanal istismar çok yaygın. İnternet üzerinden kurulan arkadaşlıklarda çıplak fotoğraf ve video talep edilip tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Bu istismar da artmış durumda” diyerek çocukların sanal ortamlarda da ailelerin gözetimi altında olması gerektiğini söyledi.
PSİKOLOG DOĞAN VEZİROĞLU: MAHREMİYET EĞİTİMİ ARTTI FAKAT…
Tüm olumsuz tabloya rağmen artan mahremiyet eğitimleri ile bilinçli bir toplumun da yetişmeye başladığını dile getiren Psikolog Doğan Veziroğlu “Eğitimli bireylerin artması, akraba evliliklerinin bir miktar da olsa azalması sebebiyle çocuklara cinsellik ve mahremiyet eğitimi daha çok verilmeye başlandı. Çevremizde çocukların ‘anne özel bölgeme vurdu’ gibi farkındalıklarını gösteren cümleler duyuyoruz. Bu sevindirici…” ifadelerini kullandı.
Psikolog Doğan Veziroğlu, şu sözlerle özellikle kırsal kesimlerde ebeveynlere istismara karşı farkındalık eğitimi verilmesi tavsiyesinde bulundu:
“Cinsel istismara karşı okullarda mahremiyet eğitimleri artırılmış ancak bunun ailelere de aksettirilmesi gerekir. Özellikle kenar mahalle dediğimiz bölgelerde cinsel sağlık ve mahremiyet eğitimlerinin verilmesi gerekiyor. Bu konuda bazı anneler bunun bir cinsel istismar olduğunu fark edemeyecek kadar maalesef eğitimsiz…”
MEDYANIN İKİ YÜZÜ: FARKINDALIK VE İSTİSMARA DAVET
Medyanın istismar olayına yaklaşımını değerlendiren İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek ise medyanın iki yüzüne dikkat çekti. Farkındalık yaratan medyanın aynı zamanda istismara zemin hazırlayabildiğini de söyleyen Doç. Dr. Zeybek “Dijitalleşen dünyada çocuk sorunları gün geçtikçe artıyor ve özellikle hedef kitlenin duygusal olarak ilgisini çeken olayların mağdur çocukları basına yansıyan haberlerinin öznesi olabiliyor. Tecavüz, taciz gibi cinsel saldırılara maruz kalan mağdur çocuklar medyanın ilgisini daha fazla çekiyor. Bazı gazete haberlerinde çocuklar tüketim nesnesi olarak sunulabiliyor.
Medya, bazı durumlarda ise çocuğun vasiliğini yapıyor. Bu gibi durumlarda medya, çocuğuna fazla söz hakkı vermeyen ve çocuğu ile aynı dili konuşamayan ebeveyne benzetilir. Medya, sahip olduğu gücü etkili bir şekilde kullandığı zaman çocuk hakları ve istismarı hakkında kamuoyu oluşturabiliyor ve toplumda farkındalık yaratabiliyor. Fakat ticari kaygılar güden bir medya çocuk haklarını hiçe sayarak en kötü çocuk istismarlarına da zemin hazırlamakta” dedi.
DOÇ. DR. ZEYBEK: HABERİN MERKEZİNE ÇOCUĞUN SORUNU ALINMALI
Medya aracılığı ile mağdur çocuğun bir kez daha mağdur edilmemesi için çocuk odaklı habercilik anlayışında habercilerin uyması gereken ilkelere değinen Doç. Dr. Zeybek “Çocukların haberlere konu olurken tekrar incitilmemesi gerekir. Haberlerde çocukların kimlik bilgilerinin gizliliğine dikkat edilmeli, çocuğun yüzü gizlenmeli. Bu durumlara dikkat edildiği takdirde çocuğun bir kez daha mağdur olmasının önüne geçilmiş olur. Basın organları, kar kaygısı gütmeden, duygu sömürüsü yapmadan çocuklara saygılı davranarak, haberin merkezine çocukların sorunlarını alarak toplumun çocuğa yönelik tutumunu değiştirerek çocuk haklarının korunması için belirlenen standartlara, kanunlara, yönetmelik ve ilkelere uyarak, uygulayarak haber yapmalıdır” diye konuştu.