Medeniyetlerin beşiği olarak bilinen Şanlıurfa, binlerce yıllık tarihiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Şehrin tarihi dokusunu yansıtan sayısız yapı arasında, Birecik ilçesindeki Mağara Camii, hem görkemli mimarisiyle hem de içinde barındırdığı gizemli suyla dikkat çekiyor.
Birecik Cumhuriyet Mahallesi'nde yer alan Mağara Camii, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan bir müze gibi. Rivayetlere göre, bir dönem kilise ve yaşam alanı olarak da kullanılmış. Özellikle caminin içindeki suyun kaynağı ve nereye gittiği hala bilinmiyor olması, burayı daha da gizemli kılıyor.
ŞANLIURFALI ARAŞTIRMACININ GÖZÜNDEN
Şanlıurfalı araştırmacı fotoğraf sanatçısı M. Sadık Alican'ın uzun süredir üzerinde çalıştığı Mağara Camii, yaptığı araştırmalarla daha da ilgi çekici hale geldi. Alican'ın yazısında, caminin tarihi, mimari özellikleri ve içindeki suyun gizemi hakkında detaylı bilgiler yer aldı.
Alican’ın ilgili yazısı şu şekilde:
BİRECİK MAĞARA CAMİİ VE İÇİNDEKİ SUYUN SÖYLENCESİ
Şanlıurfa'nın kadim ve derin tarihi, ilçeleriyle birlikte büyüleyici bir miras sunar. Bu ilçelerden biri olan Birecik, geçmişi, tarihi kültürü ve kültür varlıkları açısından en zengin yerlerden biridir.
Mağara Camii Birecik ilçesinin, eski ismi “Meydan-ı Cenk”, olan şimdiki ismi ise Cumhuriyet mahallesi olan bu mahallede yer almaktadır. Mağara Camii, hem eski hem de yeni cami olarak görülmeye değer bir mekândır. Eski Mağara Camii’nin tarihî bir yerleşim yeri olduğu tahmin edilmekle birlikte yapılış tarihi bilinmemektedir. Eskiye dair herhangi bir kitabe de bulunmamaktadır.
Rivayetlere göre bu cami, bir dönem yaşam alanı ve kilise olarak kullanılmış, daha sonra mescid ve cami olarak hizmet vermiştir. 1964 yılında kapatılan caminin ön tarafına yeni bir cami inşa edilmiştir. Son yıllarda ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından restore edilerek bakım ve onarımı yapılmış ve tekrar cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Şanlıurfa’daki birçok mağara gibi, bu mağaradan da kesme taş çıkarılmış, doğal kolonlar oluşturulmuş ve mağara oyularak genişletilmiştir. Kıble tarafında, mihraba benzer, bir kişinin sığabileceği küçük bir odacık bulunmaktadır. Kayaların arasından kaynağı belli olmayan su sızıntıları görülmektedir. Bu sular, zeminde küçük göletler oluşturmakta ve bir müddet sonra nereye gittiği belli olmadan kaybolmaktadır.
MAĞARA CAMİİ’DEKİ SUYUN SÖYLENCESİ
Anlatılanlara göre, vakti zamanında yaşlı bir adam bu muhitten geçerken, civarda bulunan kişilerden bir tas su istemiş. Orada bulunan kişiler suyu çok geç getirmişler ve yaşlı adama demişler ki:
‘Fırat ve Arat Dağı bu kadar yakınımızda olmasına rağmen içme suyu sorunumuz var. Su getirmek için çok zaman kaybediyoruz.’
Bunun üzerine yaşlı adam, ‘Bana namaz kılacak bir yer gösterin,’ demiş. Onlar da yakında olan mağarayı göstermişler. Yaşlı adam mağaraya girmiş, namazını kılmış ve dua ederek elleriyle mağaranın duvarlarını sıvazlamış. O andan itibaren duvarlardan sular akmaya başlamış. O günden sonra orası mescid olarak kullanılmaya başlanmış ve günümüze kadar Mağara Camii adını almıştır.”