Harran, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini barındıran önemli bir yerleşim yeri.
Sümerler, Akadlar, Babilliler, Asurlular gibi uygarlıkların yanı sıra İslam öncesi dönemde önemli bir bilim merkezi olarak da bilinir.
Bu nedenle Harran, arkeolojik açıdan da büyük önem taşır ve arkeolojik çalışmaların yapıldığı bir alan olarak dikkat çeker.
Dünyanın ilk üniversitesi olarak bilinen ve bu denli öneme sahip olan Harran Üniversitesi Harran'dadır.
1972'DE HARRAN FİLME ALINDI
1972 yılına ait "İblis" adlı filmdeki görüntülerde, Harran’ın o dönemdeki yaşam tarzı ve mimari yapısı büyük bir detayla yansıtıldı.
Tarihi Kümbet Evlerin sıralandığı sokaklar, o zamanın geleneksel yaşamını ve mimari özelliklerini gözler önüne serdi.
Harran’ın antik çağlardan beri süregelen tarihi dokusu, bu filmde adeta canlanıyor ve izleyicilere geçmişe dair derin bir yolculuk yaşattı.
Bu görüntüler, Harran’ın zaman içindeki değişimini anlamak ve tarihi kimliğini koruma çabalarını desteklemek adına büyük önem taşır.
İBLİS FİLMİ HAKKINDA
1972 yapımı "İblis" filmi, yönetmeliğini Yılmaz Duru'nun yaptığı, İrfan Atasoy ile Hamiyet Yankı'nın başrollerde oynadığı sinema filmidir.
İblis Türk filminin yapımcısı ise İrfan Atasoy'dur.
Filmde, işlediği cinayet sebebiyle hapse giren, bunun sebebi olarak düşündüğü ve düşmanı saydığı adamın çocuğunu kuduz köpeğe ısırtarak intikam almaya çalışan bir adamın ve çocuğunu kudurarak ölmekten kurtarmak için mücadele veren bir babanın acı veren hikayesi işleniyor.
Oyuncuları; İrfan Atasoy, Hamiyet Yankı, Bilal İnci, Yavuz Selekman, İhsan Gedik, Sırrı Elitaş , Mehmet Yağmur, Faruk Panter, Kenan Özcan, Nejat Özcan, Remziye Aslan, Mehmet Uğur, Süleyman Turan.
HARRAN HAKKINDA
Şanlıurfa'ya 44 kilometre uzaklıkta olan ve Suriye sınırına yakın olan ilçesi Harran, Kuzey Mezopotamya'nın kadim yerleşim yerlerindendir.
İlçe halkının tamamına yakınını Arap kökenli Türk vatandaşları oluşturur.
Dünya'nın hala yaşanılan en eski kentlerinden biridir.
Şanlıurfa'daki Harran Üniversitesi de adını bu ilçeden almıştır.
Harran, 1946 yılına kadar "ilçe" statüsüne sahipken, o yıl "bucak merkezi"ne dönüştürülerek Akçakale ilçesine bağlanmıştır.
1987 yılında ise 3392 sayılı Kanunla tekrar ilçeye dönüştürülmüştür.
Güneyinde Akçakale İlçesi, Kuzeyinde Şanlıurfa İl Merkezi, Doğusunda Ceylanpınar İlçesi, Batısında ise Şanlıurfa-Akçakale karayolu vardır.
Arazi yapısı genellikle engebeli olmayan Harran Ovası, denizden azami beş yüz metre yüksekliğe sahip ve dört tarafını çeviren Fırat ve muhtelif kolları ile sulanabilen bir bölgedir.
Kültürel zenginliği ve arazilerinin verimliliği, Doğu ve Batı dünyası arasındaki ticari yolların kesişme noktasında olması sebebiyle Harran bölgesi tarih boyunca çevresinde yaşayan ve büyük devletler kuran savaşçı milletlerin dikkatlerini üzerinde toplamıştır.
Bölgenin önemini arttıran bir diğer özellik de Batı ve Doğu dünyası arasında ticareti ve kültürel alışverişi sağlayan ticaret yollarının buradan geçmesi ve burada birleşmesidir.
Tarihin ilk devirlerinden itibaren birçok medeniyete ve kültüre beşiklik yapmış, dünyanın en önemli coğrafyalarından biri olan Harran bölgesi, Suriye, Irak ve Doğu Anadolu bölgelerini birbirine bağlayan yolların geçtiği bir yerdedir.
Harran, Kuzey Mezopotamya’dan gelerek batı ve kuzey batıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmaktadır.
Bu özelliğinden dolayı Harran, Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asurlu tüccarların önemli uğrak yerlerinden biri idi.
Anadolu'dan Mezopotamya'ya, Mezopotamya'dan Anadolu'ya olan ticaret akışının binlerce yıl Harran üzerinden yapılmış olması bu tarihi kentte zengin bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur.
Tevrat'ta da "Haran" olarak geçen yerin burası olduğu söylenir.
İslâm tarihçileri kentin kuruluşunu Nuh Peygamber'in torunlarından Kaynan’a veya İbrahim Peygamber'in kardeşi "Aran"a (Haran) bağlarlar.
XIII. yüzyıl tarihçilerinden İbn-i Şeddat, Hz. İbrahim'in Filistine gitmeden önce bu şehirde oturduğunu, bu nedenle Harran'a Hz. İbrahim'in şehri de denildiğini, Harran'da İbrahim Peygamber'in evinin, adını taşıyan bir mescidin, O’nun otururken yaslandığı bir taşın var olduğunu yazmaktadır.
Filmin tamamı için TIKLAYIN…
0 Yorum