Mahkemesi yapılan Suruç davasında Davutoğlu detayı

Suruç Katliamı'na dair firari sanıklar yönünden devam eden duruşmada aile ve avukatların talepleri reddedildi. Duruşmada, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun dinlenmesi talebi yinelendi.

5

ŞANLIURFA- Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD'in bombalı saldırısında yaşamını yitiren 33 kişinin ölümüne dair firari sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali yönünden devam eden davanın 6’ncı duruşması görüldü. Şanlıurfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin yanı sıra çok sayıda siyasetçi ve insan hakları örgütü temsilcisi katıldı.

 

"DAVUTOĞLU DİNLENSİN" TALEBİ

Kimlik tespiti sonrası söz alan Suruç Aileleri İnisiyatifi üyesi Yalçın Demir, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu ile katliamın tanıklarından biri olan Abdullah Ömer Aslan’ın dinlenmesini istedi. Demir, "Davutoğlu, ‘Bir konuşursam yer yerinden oynar’ diyor. Bu şahsın dinlenmemesi bizde şüphe uyandırıyor. Bu şahıs korunuyor mu? Suruç Katliamı, halklar arasında kurulmaya çalışılan köprünün hedef alınmasıydı. Adalet istiyoruz” dedi. 

Katledilen Hatice Ezgi Saadet’in babası Ali Saadet, katliama dair sadece Yakup Şahin'in yargılandığını anımsattı. Saadet, "Şahin nasıl bir güç ki binlerce insanı, devleti aşıp yüzlerce kişiyi öldürebiliyor? Bu insanın devletle de çalıştığını gördük. Bunları araştırırken engellemelere maruz kaldık. Yüzlerce insanı katledenlerin oturması gereken bu sanık sandalyeleri bomboş. Ancak biz bu mücadeleyi yürütürken kendimizi o sanık sandalyelerinde bulduk. Birinci talebim Ömer Faruk Aslan’ın ve Davutoğlu’nun dinlenmesi. Eğer bir katliamın üzerini kapatırsanız başka katliamlara kapı aralanır" diye konuştu.

AVUKATLARIN TALEPLERİ

Ailelerin avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, "Dosya toplum vicdanını yaralayıcı bir şekilde yürütüldü. 2 yıl gizlilik kararı sebebiyle dosya gizli tutuldu. Ve gördük ki soruşturma etkin bir şekilde yürütülmemişti. Eğer yürütülseydi, ardından yaşanan diğer katliamlar olmayacaktı” diye konuştu. 

 

Davada 3 kişinin yargılanmasına değinen Özbingöl, "Bu saldırı o kadar organize bir saldırıydı ki güçlü bir ilişki ağı olmadan gerçekleşebilecek saldırılar değildi. Yakup Şahin uzun bir süre yargılandı ve davanın tek tutuklu sanığı. Bu Şahin’in tek başına işleyebileceği bir katliam değildi" diye kaydetti. 

Riha Baro Başkanı Abdullah Öncel, "Bu heyet davayı 3 sanığa sıkıştırdı. Büyük fotoğrafta ucu nereye gidiyorsa bunu öğrenmek mahkeme heyetinin sorumluluğunda. Davutoğlu’nun beyanı var. Gelsin konuşsun" dedi.

 Avukat Sezin Uçar, “Mahkeme heyeti, Bali ve Büyükçelebi’nin yakalanıp yakalanmamasına dair emniyetten yazı istemiş. Ancak bizim elimizde her iki firarinin de Suriye’de olduğuna dair müzekkere var. Birinin İdlip’te olduğunu biliyoruz. Büyükçelebi’nin Suriye’de Halep’te rejim güçleri tarafından cezaevinde tutulduğunu biliyoruz. Şam ile Ankara arasındaki ilişkilerin düzelmesini mi bekliyoruz?" diye sordu. 

Uçar, "9 yıl içinde bir sürü şey yaşandı. Biz bu süreçte yerlerini tespit etmişiz ama ifadelerini alamıyoruz" tepkisinde bulundu. 

 

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapıldı. Avukat Özbingöl, dosyada cezasızlık politikasının uygulanmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Suruç Aileleri İnisiyatif adına konuşan Yakup Demir, mahkeme kararının "bir devlet sorunu" olduğunu ifade etti. 

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, “Yılın iki yarısına böyle duruşma atanmaz. Biz hukuk ve adaletin tecellisini istiyoruz. Burada adalet tecelli edilmezse hiçbir yerde edeceğini düşünmüyorum. Buradan Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum; bu yargılamada bugün sanıklardan daha fazla Ahmet Davutoğlu’nun ismi geçti. Sayın Davutoğlu, kasım ayında yapılacak duruşmada mahkeme salonuna lütfen gelsin" diye kaydetti.